"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/257 E., 2024/2039 K.
DAVA TARİHİ : 16.08.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Söğüt Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/427 E., 2022/219 K.
Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un (6292 sayılı Kanun) 12 nci maddesi uyarınca yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Bilecik ili Söğüt ilçesi Ortaca köyünde bulunan 174 ada 13 parsel sayılı 2.381,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare 22.09.2016 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış sonucunda davalı ... adına tescil edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; 174 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca davalıya satıldığını ancak satış işleminin aynı Kanun ve 355 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne aykırı olduğunu belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescili taleplerinin kabul edilmemesi halinde 6098 Türk Borçlar Kanun'nun (6098 sayılı Kanun) 77 ve devamı maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle belirlenecek tazminat tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taşınmaz üzerinde davalının, 6292 sayılı Kanun'un 12 inci maddesi gereğince hak sahipliğinin bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, Hazineye ait tarım arazilerinin Hazineye ait tarım arazilerinin 31.12.2011 tarihi itibariyle en az 3 yıldan beri tarımsal amaçla kiralayanlar veya tarımsal amaçla kullananların hak sahibi olduğu, Söğüt Milli Emlak Şefliği tarafından davalının hak sahipliği şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda yeterli araştırmanın yapılmadığı, bu hususun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bakanlık Müfettişliği tarafından hazırlanan 07.05.2021 tarihli müfettiş raporu ile tespit edildiği, taşınmazların satış bedellerine dair kıymet takdirlerinin yapılması maksadıyla mahallinde gerekli keşiflerin yapılmadığı, tarımsal kullanım olup olmadığının yeterince ve usulüne uygun olarak incelenmediği, 355 sıra numaralı Milli Emlak Genel Tebliğinde satış kapsamı dışında tutulması gereken Hazineye ait tarım arazilerinin belirtildiği ve söz konusu taşınmazlara sahip kurumlarla bu taşınmazların satışa konu olup olmayacağı hususunda gerekli yazışmaların yapılmadığı, idarenin kendi kusuru ile üçüncü kişilere zarar verdiğinin tespit edildiği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile de taşınmazın 31.12.2011 tarihinden geriye 3 yıldan beri tarımsal amaçlı olarak kullanıldığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesine üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "çekişmeli taşınmazın, 6292 sayılı Kanun uyarınca davalıya satılarak bu kişi adına tescil edilmiş edildiği, taşınmazın davalı adına tesciline esas olan hukuki işlemin, 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari bir işlem olduğu, 6292 sayılı Kanun’un 11/4 üncü maddesinde; bu Kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedelinin kanuni faiziyle iade edileceği, devir ve iade edilenlerin ise bedelsiz olarak geri alınacağının düzenlendiği, buna göre, taşınmazın hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gereken yerlerden olduğunun değerlendirilmesi halinde, bu madde kapsamında idari işlemin iptali ile satışın geri alınmasının mümkün olduğu, 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlemin ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ve satışın iptali kesinleşmedikçe bu davanın adli yargıda görülme olanağının bulunmadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı" gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığı ve 6292 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi uyarınca yapılan satışlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda "Adli Yargı" görevli ise de taşınmazın devrine esas olan hukuki işlem (satış işlemi), idari işlem mahiyetinde olup idari işlem ortadan kaldırılmadıkça başka bir anlatımla idari işlem niteliğindeki Hazinenin satış işlemi idare tarafından geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe satış işlemi sonucunda oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan davaların dinlenemeyeceği ancak satış işleminin idare tarafında geri alınmasının ya da idari yargıda iptalinin kesinleşmesinden sonra davanın esasına yönelik karar verilebileceğine göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Hazine harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.