"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1824 E., 2024/1507 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/91 E., 2023/43 K.
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ...; davalı ile aralarında görülen uygulama kadastrosuna itiraz davasında mahalli bilirkişi ve tanık olarak dinlenen ...'in, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak vermiş olduğu ifadesinde "Fethiye Kadastro Mahkemesinin 2015/118 Esas, 2016/27 Karar sayılı dosyasında davacı ...’ın tanığı ve mahalli bilirkişi sıfatıyla tanıklıkta bulunduğunu, ...’un, kendisini uyarması sonucunda 269 ada 45 sayılı parselin maliklerinin aleyhine, davacı ...’ın yönlendirmesi sonucunda yanlış bilgiler verdiğinin farkına vardığını" bildirmiş olması sebebi ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) yargılamanın iadesi sebepleri arasında 375/1-e maddesinde düzenlenen; 'İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması' ve 375/1-h maddesinde düzenlenen; 'Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması' nedenleri sayılmıştır.
Buna göre tanıklık yapan kişinin, yalan tanıklık yaptığının sabit olması, ve ifadesinin karara esas alınmış olması yine; lehine karar verilen kişinin hileli davranışının, karara tesir etmesi gerekmektedir. Somut olayda, yanılarak ifade verdiğini sonradan karşı tarafın uyarması sonucunda anlayarak Cumhuriyet Başsavcılığına durumu bildirmeye gittiğini beyan eden tanık ...'in, yalan tanıklık yaptığı sabit olmadığı gibi, tanık ifadesinin hükme esas alınmadığı ve ...'ın hileli olduğu iddia edilen davranışının karara tesis etmediği; mahkeme kararının, davanın niteliği gereği, uygulama kadastrosunun amaç ve yöntemi teknik açıdan ele alınarak, bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmeler hükme esas alınmak suretiyle verildiği, karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının ileri sürdüğü ve dayandığı sebeplerin, kanunda tahdidi olarak sayılan yargılamanın iadesi nedenlerinden herhangi birine girmediği sabit olup, yargılamanın iadesinin ön incelemeli olarak yapılacağını öngören 6100 sayılı Kanun'un 379/1-c maddesinde; " ...c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder. " hükmü uyarınca yargılamanın iadesi şartları oluşmadığından, davanın usulden reddine" karar verilmiş; hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında görülüp temyiz edilmeden kesinleşen ve tapuda infaz edilen Fethiye Kadastro Mahkemesinin 09.03.2016 tarihli ve 2015/118 Esas, 2016/27 Karar sayılı dava dosyasının yargılamanın iadesi yolu ile yeniden görülmesi istemi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; yargılamanın iadesine konu edilen uygulama kadastrosu tespitine itiraz istemli davada, salt yalan tanıklığı ortaya çıktığı ileri sürülen, ilgili dosyada davacı tanığı sıfatı ile dinlenen ...'in beyanının esas alınması ile karar verilmeyip mahkemece yapılan keşfe katılan teknik bilirkişi tarafından, tüm mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları ile tesis kadastrosu ve uygulama kadastrosu teknik evrakı, tesis ve uygulama kadastrosu paftası, ilk tesis kadastrosu sırasında düzenlenen orjinal ölçü krokisi, tesis kadastrosuna en yakın tarihli 1960 ve 1972 tarihli hava fotoğrafları, 2012 tarihli uydu görüntüleri ile zemin durumunun birlikte değerlendirilmesi ile düzenlenen, bilimsel ve teknik veriler içeren, denetime elverişli, infazı kabil, müşterek imzalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiğinin; dosyamız davacısının (yargılamanın iadesi talebine konu edilen dosya davalısının) anılan dosyada yalan tanıklık yaptığını ileri sürdüğü ...'in, mahkeme kararından sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olduğunu gösteren yalan tanıklık suçundan kesinleşen bir ceza mahkemesi mahkumiyet kararı bulunmadığının, tanık ...'in müşteki sıfatıyla Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçesi nedeniyle başlatılan soruşturmanın takipsizlik ile kararı ile sonuçlandığının, somut olayda 6100 sayılı Kanun'un 375/1-(e) ve (h) bentlerinde yazılı sebepler ile aynı kanunda tahdidi olarak sayılan diğer yargılamanın iadesi sebeplerinin somut olayda bulunmadığının anlaşılmasına göre; Mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 379/1-c maddesi uyarınca yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı, davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; davacı vekili tarafından bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Davacının yatırmış olduğu 615,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.