Logo

8. Hukuk Dairesi2025/857 E. 2025/1976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davalının doğru gösterilip gösterilmediği ve davanın husumet yönünden reddine karar verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar tarafından açılan davada, taşınmazın köyün merası olduğunu iddia edilerek Hazine aleyhine dava açılmış olmasına rağmen, tapuda kayıtlı malikin davalı olarak gösterilmemesi ve yargılamanın hiçbir aşamasında davalı sıfatı bulunmayan şahsın beyanının alınması hususları gözetilerek, davanın husumet yönünden reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2024/9 E., 2024/63 K.

DAVA TARİHİ : 26.02.2014

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında; Diyarbakır ili Kulp ilçesi Karabulak köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 220 ada parsel numaralı ve 570,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, susuz tarla niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle ... ... ... adına tespit edilmiştir.

Davacı ... ve müşterekleri 26.02.2014 havale tarihli dilekçelerinde, eldeki davaya konu taşınmazlar ile birlikte dava konusu parsel hakkında taşınmazların köyün merası olduğu iddiasıyla dava açmışlardır.

Davacılar dava dilekçelerinde 221 ada 1 parsel sayılı taşınmazın köyün merası olduğu iddiasında bulunmuşsalar da, 10.06.2015 tarihinde keşif sırasında, asıl dava etmek istedikleri taşınmazın Kulp ilçesi Karabulak köyü 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan etmişlerdir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, eldeki davaya konu 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden askı ilan süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle süre bakımından reddine karar verilmiş; davacılar vekili ve Hazinenin temyiz talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2015/20846 Esas, 2018/2302 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmaz hakkında açılan davanın tutanak aslı getirilmek suretiyle işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve araştırma yapmak gerektiği ve kabule göre de askı ilan süresi geçtikten sonra açılan dava yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi yerine davanın reddine karar verilmesinin isabetsizliğine değinilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

Bozma sonrası eldeki davaya konu 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait dava tefrik edilerek yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; dosyada yapılan keşif sırasında dava dışı ... ... ...'in davalı sıfatı ile beyanı alınmış beyanında taşınmazın evveliyatından beri köy merası olduğunu ve sehven kendi adına tespit edildiğini, davayı kabul ettiğini beyan etmiş, dava dışı ... ... ...'in davalı sıfatıyla beyanı alınmış ise de esasında yargılamanın hiçbir aşamasında davalı sıfatının bulunmadığı, davacılar tarafından 26.02.2014 tarihli dava dilekçesinde davalı Hazine aleyhine dava açılmış olduğu anlaşılmakla, tespit malikinin davalı olarak gösterilmemesi nedeniyle sair hususlar bu aşamada değerlendirilmeyeceğinden, davanın husumet nedeniyle reddine, dava konusu Kulp ilçesi Karabulak köyü 220 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükme karşı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç:Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.