"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 09.02.2015 tarihinden itibaren davalı işyerinde döküm kalıplama ve döküm sahası biriminde çalıştığını, Şeker İş Sendikası üyesi olduğunu, davacının davalı işyerinden ihale alan alt işverenler nezdinde çalıştığını, ... 2. İş Mahkemesi'nin 2016/116 esas sayılı dosyasında davacının asıl işveren ile yetkili sendikanın imzalamış olduğu Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğinin tespit edildiğini ileri sürerek bu defa davacının 11.02.2016-15.11.2018 tarihleri arasınadaki ücret farkı, ilave tediye, şeker ikramiyesi, kıdem zammı, giyim yardımı, sosyal yardım, şeker yardımı ve aile yardımı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı şirketin asıl işveren olmayıp ihale makamı olduğunu, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
Somut olayda, Mahkemece davacı tarafından açılan ... 2. İş Mahkemesi'nin 2016/116 esas 2017/175 karar sayılı dosyasında davacı tarafça 10.02.2016 tarihine kadar olan alacakların talep edildiği, davanın kabulüne dair verilen kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi'nin 17.10.2017 tarih 2017/1991 esas 2017/2563 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, eldeki dosyada ise davacı taleplerinin 11/02/2016-15/11/2018 tarihleri arasına ilişkin olduğu, kesinleşen mahkeme kararı ile davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun sabit hale geldiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak dosya içerisinde davacının dava konusu yaptığı 11/02/2016-15/11/2018 tarihlerini kapsayan ihale sözleşmelerinin bulunmadığı ve davacının anılı tarihler arasında davalı iş yerindeki görevi, ... Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2017/1991 esas 2017/2563 karar sayılı ilamı sonrasında davacının davalı iş yerinde aynı göreve devam edip etmediği hususlarında bir araştırma yapılmadığı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle Mahkemece; davacının dava konusu yaptığı çalışma dönemini kapsayan ihale sözleşmeleri celbedilerek, ihalenin kapsamı, fiilen alt işverene verilen işin ne olduğu, davacının davalı iş yerindeki görevi, kesinleşen mahkeme ilamından sonra davacının davalı iş yerindeki görevinin değişip değişmediği tespit edildikten sonra asıl işveren - alt işveren ilişkisinin usulüne uygun olarak kurulup kurulmadığı hususunda karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.