Logo

9. Hukuk Dairesi2021/12430 E. 2021/16647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı yararına hükmedilen avukatlık ücretinin davacının sonradan sunduğu belgeler sebebiyle davanın reddine yol açması nedeniyle davalıya ödenmesinin gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sonradan sunduğu belgeler nedeniyle davanın reddedilmesi ve davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi, davacının gereksiz yere davanın uzamasına ve gider yapılmasına sebebiyet vermesi olarak değerlendirilerek; 6100 sayılı HMK'nın 327/1. maddesi gereğince, davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

...

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Gerekçe:

1- Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Taraflar arasında davalı yararına hükmedilen avukatlık ücreti uyuşmazlık konusudur.

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2020 tarih, 2020/566 esas-2020/3307 karar sayılı ilamı incelendiğinde; bozmanın, bozma sonrası alınan ek rapora davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesine eklenen 1997 ve 1998 tarihlerine ait işçinin davet edildiği halde işe gelmediğine dair tutulan tutanaklar sebebiyle yapıldığı anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; toplanan delillere göre ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, davada reddolunan miktar dikkate alınarak davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiştir.

Yargılama harç ve giderleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi düzenlemesine göre; kural olarak, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Bu durumda yapan taraf haklı ise yaptığı gider karşı tarafa yükletilmeli, haksız ise yapılan yargılama gideri üzerinde bırakılmalıdır. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması hukukun genel kurallarındandır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun, yargılama giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletilmesine ilişkin 326. maddesi bu ilkeye dayanmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323'ncü maddesinin 1. bendinin ğ fıkrasında ise “Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti” açıkça yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 330. maddesi uyarınca, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise vekalet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. 29/05/1997 gün, 4/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da yazılı olduğu şekilde, yargılama giderlerinden olan avukatlık parası, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden hükme bağlanır.

Öte yandan; aynı Kanun’un "Dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı 327. maddesinin 1. bendinde, "Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir." düzenlemesi de mevcuttur. Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatları uyarınca, bilirkişi raporu alındıktan ve hatta karar verildikten sonra yeni belgeler sunmak suretiyle davanın uzamasına ve davada gider yapılmasına sebep vermiş olan taraf yönünden bu madde bendi dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerektiği gözetilmelidir. ( Bkz. Dairemizin 24.09.2020 tarih, 2016/24346 Esas-2020/9217 Karar sayılı bozma ilamı)

Şu halde; davada reddedilen miktarın tamamının sonradan sunulan belgelerin dikkate alınması sebebiyle olduğu anlaşıldığından davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerekirken, bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı ise de; yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle; kararın hüküm kısmının davalı yararına hüküm altına alınan avukatlık ücretine yönelik,

“6-Davalı lehine, davanın reddedilen miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilip hesaplanan 5.510,44 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline ve davalıya ödenmesine,” şeklindeki “6” numaralı bendinin hüküm yerinden tamamen çıkartılmasına; yerine,

“6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 327/1 maddesi gözetilerek davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 20/12/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.