"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı Şirketin plastik çuval işi ile iştigal ettiğini, bir kısım işlerini taşeronlara verdiğini bu taşeron şirketin ... Plastik-... olup daha sonra isminin ... Ltd. Şti. olduğunu, davalı Şirketin asıl işveren olduğunu, müvekkilinin 23.09.2002 tarihinde işe girdiğini sigortasının hiç yapılmadığını ve 10.01.2007 tarihine kadar aralıksız çalıştırıldığını, haftanın 7 günü çalışıp ayda iki pazar tatil yaptıklarını, dini ve milli bayramlarda çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, ücret alacağı, hafta tatili ve genel tatil ücreti ile fazla mesai ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile müvekkili Şirket arasında bir iş ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesini, davacının ... Ltd. Şti. çalışanı olduğunu, müvekkili Şirket tarafından yapılmış herhangi bir tek taraflı feshin söz konusu olmadığını, tüm işçilerin zamanında sigortaya bildirildiğini, asgari ücretten az ücret ödenmesinin söz konusu olmadığını, hafta tatili, fazla mesai, ücretlerinin ödendiğini, faiz başlangıçlarının hatalı talep edildiğini, firmalarında çalışan işçilerin yıllık izinlerini kullandığını, davacının bu işçilik alacaklarının ödenmesini çalıştığı ... Ltd. Şti.’nden istemesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyarak alınan 03.02.2021 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlığın geldiği bu safhada, davacı temyizinde Mahkemece uyulan bozma ilamının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüş ve bu iddiasını da somut olgu ve olaylarla temellendirerek emsal olarak nitelendirdiği Dairemiz 9. H.D 2019/5677 esas sayılı onama ilamına dayandırmıştır.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Bu durumda, Dairemiz bozma ilamının maddi hataya dayalı olup olmadığı ve karşı taraf lehine bozmadan dolayı usuli kazanılmış hakkın doğup doğmadığı meselesinin ele alınması gereklidir.
Bunun için öncelikle "maddi hata" kavramı üzerinde kısaca bahsetmekte yarar vardır.
Maddi hata (hukukî yanılma), maddi veya hukukî bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, s. 208).
Burada belirtilen maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdani yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında da, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılama sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrarla maddi gerçeğin göz ardı edilmesi, yargıya duyulan güven ve saygınlığı, adalete olan inancı sarsacaktır.
Bu nedenle de maddi hataya dayalı bozmadan dolayı usuli kazanılmış hak doğmayacağı kabul edilmektedir. Bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd).
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar kapsamında dosyadaki bilgi ve belgeler ile Dairemiz temyiz denetiminden geçen 2019/5677 esas sayılı dosyanın birlikte tedkîkinden, eldeki dosyanın davacısı ile 2019/5677 esas sayılı dosyadaki davacının aynı şartlarda birlikte çalıştıkları, aynı taleplerde bulunduğu, davalarının aynı zamanda açılıp aynı tanıkların dinlendiği, iddia edilen olay ve olgular ile delillerinin benzer olduğu görülmüştür.
Buna karşın emsal davada aynı şekilde hüküm altına alınan fazla çalışma ve hafta tatili yönünden bir bozma nedeni sadır olmamasına karşın eldeki davada bu kalemler yönünden bozma yapıldığı ve bozmanın ise tek bir tanık beyanına dayandırıldığı dosyadaki diğer tanık beyanı ile Dairemiz emsal onama ilamının değerlendirmede gözden kaçırıldığı anlaşılmıştır.
Dolayısıyla, eldeki uyuşmazlıkta delillerin değerlendirmesinde bariz hata yapıldığı ve yapılan bu hatanın usulî kazanılmış hakkın istisnası olarak kabul edilen maddi hata kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili alacaklarının bozma ilamından önceki gibi hüküm altına alınmasından ibarettir.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemenin maddi hataya dayalı bozma ilamına göre fazla çalışma ve hafta tatili alacağına hükmedilmesi tekrar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.