"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin muris işverenin işyerinde 01.02.1986 tarihinden iş akdinin davalılardan Şenol D. tarafından haksız olarak feshedildiği 30.10.2017 tarihine kadar ekmek (hamur) ustası olarak çalışmasını sürdürdüğünü, 2004 yılında emekli olduğu ve emeklilik sonrasında da aynı yerde çalışmasına devam ettiğini, müvekkilinin hiçbir ücret alacağını muris işverenlerden alamadığını, müvekkilinin sağır ve dilsiz olması nedeniyle devlet tarafından kendisine malullük aylığı bağlandığını, müvekkiline maaş diye devletin vermiş olduğu malullük aylığının verildiğini, müvekkilinin hiçbir zaman hafta tatili ve yıllık ücretli izin hakkını kullanmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ücret, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatili ücretinin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkillerinin kardeşi olduğunu ve babalarından intikal eden ekmek fırınını iştirak halinde mülkiyet haklarının bulunduğunu, davacının muris İsmet D.'ye ait işyerinde 01.01.1987 tarihinden 24.10.2003 tarihine kadar çalıştığını, işbu tarihten itibaren muris İsmet Demir’e ait işyerinde bila bedel çalışması hiçbir alacağının ödenmemesi gibi dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçeği yansıtmadığını, davacının 2003 yılında emekli olması sebebiyle 2003 yılından bu yana müvekkillerine ait işyerinde çalışmadığını, davacının 2003 yılında iş akdinin sona ermiş olduğundan tüm işçilik alacakları yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının maaşının ödenmediği ve 31 yıl boyunca hiç izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 01.02.1986-01.02.2006 tarihleri arasında davalıların murisi İsmet D.'ye ait işyerinde çalıştığı, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının aksinin tanık beyanlarıyla kanıtlanamadığı, dava tarihi itibariyle davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının çalışma süresi konusunda toplanmaktadır.
Mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dikkate alınarak, davacının 01.02.1986-01.02.2006 tarihleri arasında çalıştığı ve dava tarihi itibariyle alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacı 1986 yılından iş sözleşmesinin haksız feshedildiği 30.10.2017 tarihine kadar çalıştığını, emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ettiğini iddia etmiştir.
Davalı tarafın savunması emekli olduktan sonra davacının çalışmadığı en son 2003 yılına kadar çalıştığı yönündedir.
Davalı tanıklarından Hüseyin İ. 12.02.2020 tarihli duruşmada, kendisinin davalıların murisine ait işyerinde 10 yıldır çalıştığını, kendisi işe başladığında davacının orada olduğunu, ekmek satışı yaptığını, kendi isteğine göre gece gündüz iş yerine gelip gittiğini, İsmet D.'nin vefatından sonra işyerini Şenol D.'nin işlettiğini, kendisinin 30.10.2017 tarihinde ve halen işyerinde çalıştığını beyan ederken aynı zamanda davacının emekli olduktan sonra çalışmadığını, gezmek dolaşmak için işyerine geldiğini, satış paralarını aldığını onun dışında ödeme yapılmadığını ifade ederek çelişkili beyanda bulunmuştur. Tanığa ait Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet cetvelinde 1991-07.03.2018 tarihine kadar sigortalı çalışmasının görülmediği davalı işyerinde kayıtlı çalışmasının 08.03.2018-01.07.2020 tarihleri arasında olduğu yani tanığın davalılar murisi tarafından sigorta bildirimi yapılmaksızın çalıştırıldığı anlaşılmaktadır. Tanık kendisinin 10 yıldır davalıya ait işyerinde çalıştığını ifade ettiğinden çalışmasının başlangıcı 2010 yılına tekabül etmektedir. Bu tarihte kayıtlara göre davacının son çalışması 2006 yılında sona erdiği halde davalı tanığı kendisi işyerinde çalışmaya başladğında davacının orada olduğunu ekmek satışı yaptığını tevilli olarak çalıştığını beyan etmiştir.
Diğer davalı tanığı Salih K. ise kendisinin davalı iş yerinde 16 yıldır şoför olarak çalıştığını, işe başladığında davacının emekli olduğunu davacının emekli olmadan önce çıraklık yaptığını, ekmekleri dizme işini yaptığını, emekli olduktan sonra çalışmak için gelmediğini belirtmiştir. Davacının 10.08.2004 tarihinde emekli olduğu emekli olduktan sonra 01.02.2006 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığı kayıtlıdır. Tanık beyanı bu yönden çelişkili olduğu gibi tanığın hizmet cetvelinde 12.11.2005 tarihinden itibaren çalışmasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu tanık kendi hizmet süresi başlangıcı gözetildiğinde davacının ekmek dizme işini yaptığını beyan ettiğinden emeklilik tarihinden sonra çalışmayı doğrulamıştır.
Davacı tanıklarından Cavit Z. 28.10.2003-25.02.2019 tarihlerinde çalışmış olup bordro tanığıdır. Tanık beyanında kendisi işe başladığında davacının bu iş yerinde çırak olarak çalıştığını 2018 yılında rahatsızlanıncaya kadar bu iş yerinde çalışmaya devam ettiğini bu tarihten sonra rahatsızlığı nedeniyle çalışamadığını, maaşların elden ödendiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı Seyfi E.'nin 01.06.2007-26.07.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı hizmet dökümünden anlaşılmaktadır. Bu tanık beyanında, işe başladığında davacının bu iş yerinde çırak olarak çalıştığını kendisinin çırağı olduğunu kendisi işten ayrıldığında davacının çalışmaya devam ettiğini beyan etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacı ve davalı tanık beyanlarının birbiri ile örtüşmememesi; kurum kayıtlarına göre davacının 2006 yılından sonra çalışma kaydının bulunmaması ve 01/09/2004 tarihinden itibaren emekli olması; davacı tarafın iddiasının davacının hamur ustası olarak çalıştığı yönünde olmasına rağmen; tanıkların beyanlarının çırak olarak çalıştığına yönelik olması karşısında; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dışındaki çalışma sürelerinin ispatı için tanık beyanlarının yeterli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin kararının yerinde olduğu açıklanmıştır.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacının sağır ve dilsiz olduğu, babası muris İsmet Demir’in 28.09.2017 tarihinde vefat ettiği bu tarihten sonra Şenol D. isimli kardeşin işletmeyi işlettiği, fırın mülkiyetine tarafların iştirak halinde malik oldukları tespit edilmiştir.
Tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının ekmek satışı, ekmek dizimi işinde çalıştığı, hamur ustası ve pişiriciye yardımcı olduğu, tanık beyanlarında davacının çırak olmasından kastın yardımcı personel olduğunu beyana yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları bordro tanığıdır. Davacının rahatsızlandığı tarihe kadar işyerinde çalıştığı tanık beyanıyla sabittir. Bu durumda fesih tarihi 30.10.2017 tarihi olduğundan dava tarihi itibariyle talep edilen alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşılmaktadır.
Davalının zamanaşımı itirazı gözetildiğinde 11.07.2014 tarihinden itibaren davacı ile birlikte çalışan davacı tanığı Cavit Z.'nin beyanları esas alınarak hesaplamaların yapılması ve davacı talebi aşılmaksızın hüküm kurulması gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.