"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
ASIL VE BİRLEŞEN ... 1. İŞ MAHKEMESİNİN ... KARAR SAYILI İLAMINDA :
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesi gereğince 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5. maddesi gereğince ise, ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren işyerinde 10.02.2009-05.11.2014 tarihleri arasında kameraman olarak çalıştığını, Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin aldığı ücrete göre eksik ödendiğini ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiği ve davacının kayıtlara göre brüt 1.286,40 TL ücret aldığı görülmüş ise de; emsal ücret araştırması ve davacı talebi dikkate alınarak yaptığı işin niteliğinin de değerlendirilmesi ile brüt 1.866,88 TL ücret aldığı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının taraflar vekillerince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; davalının istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile davalı tarafından Kuruma bildirilen ücretin asgari ücret olması, davacı vekilinin ücretin 1.286,40 TL olduğunu beyan etmesi karşısında talep de dikkate alınarak dava konusu alacakların bu ücret üzerinden hesaplanması gerektiği ve fazla çalışma alacağının da haftada 18 saatten hesaplanması gerektiğine yönelik gerekçeyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflar vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 24.12.2020 tarihli, ... karar sayılı kararı ile; davalının temyiz talebinin hüküm altına alınan miktarın temyiz kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle reddine; davacı temyizi yönünden ise davacının aylık ücretinin tespitinde emsal ücret araştırmasına göre yapılan değerlendirme dosya kapsamına göre yerinde olmakla birlikte dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda emsal ücret araştırmasına göre belirlenen aylık ücret brüt 1.866,88 TL asgari geçim indirimi dahil olarak belirlendiğinden asgari geçim indirimi eklenmeksizin ücret belirlenerek sonuca gidilmesi ve hafta tatili alacağı yönünden hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği; ayrıca davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğu yönündeki gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin 16.03.2021 tarihli, 2021/504 esas ve 2021/593 karar sayılı kararı ile hafta tatili ve vekalet ücreti yönünden yapılan bozma bentlerine uyularak bozma gerekleri yerine getirilmiş; davacının ücretinin tespiti hususundaki bozma sebebi yönünden ise " ... Tanık olarak dinlenen ve davalı işyerindeki diğer kameraman olan aynı tarihli fesih nedeni ile açtığı davada ...'in ücreti 1.286,40 TL olarak belirlenmiş olup gerek davacının dava dilekçesindeki kendisini bağlar beyanı, gerekse tanık beyanları nazara alındığında emsal ücrete göre yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olmadığı davacının dava dilekçesinde aldığını belirttiği ücret ile Kasım 2014 maaş bordrosundaki ücreti uyumlu olup asgari ücretin üzerinde olduğu, tüm dosya kapsamından ücret miktarı yönünden talebin aşıldığı gibi ücrete yönelik ispat da bulunmadığı anlaşıldığından bu husustaki bozma sebebinin dosya ile uyarlı olmadığı ... " gerekçesiyle bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyizi üzerine 6100 sayılı Kanun’un 373/5. maddesi gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; dava dilekçesinde davacının Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin eksik ödendiği hususunun belirtildiği, ancak bordroda yazan miktardan başka davacının ücretinin ne olduğu hususunda hiçbir iddiada bulunulmadığı hususlarının temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırılarak bozma gerekçesi yazıldığı anlaşılmakla, direnme kararının kabulü ile Dairemizin 24.12.2020 tarihli, ... karar sayılı kararının 2. bendinin ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına ve özellikle; dava dilekçesinde davacının Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin eksik ödendiği hususunun belirtildiği, ancak bordroda yazan miktardan başka davacının ücretinin ne olduğu hususunda hiçbir iddiada bulunulmadığının anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, 15.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.