"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin sevkiyat görevlisi olarak çalıştığını, fazla çalışmaları ile ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma ücret alacağı ile ulusal bayram genel tatim ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı vekili ise alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi sonucu karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 15.06.2020 tarih 2017/29846 esas, 2020/6742 karar sayılı kararı ile; “Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafından sunulan 2009 yılı Ocak ayından 2012 yılı Aralık ayına kadar olan döneme ilişkin ücret bordrolarının imzasız olduğu, davacının ücretinin banka kanalı ile ödenmiş olduğu, her ay düzenli olarak değişik miktarlarda fazla çalışma ücret ödemesi yapıldığı belirtilerek bordroda belirtilenden fazla çalıştığı kabul edilirse tanık beyanlarına göre hesaplama yapılmıştır. Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları ve davalı tanıklarının saat 08.00'de işe başladıklarına ve 21.00/21.30/22.00 saatleri arası işten ayrıldıklarına ilişkin beyanları birbirini teyit etmektedir. Dosyaya sunulu ücret bordrolarının incelenmesi sonucu, 2009-2010 yılı çoğunlukla 11 saat üzerinden tahakkuk yapıldığı, 2011-2012 yılında değişen miktarlar görünse de ikramiye alınan ay dışında ödenen ücretlerin çok farklı olmadığı, ikramiye ödemesi bulunan aylarda da fazla çalışmanın düşük tahakkuk edildiği, imzasız bordroların banka kayıtları ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Ek bilirkişi raporunda davacının haftanın altı günü 08.00-21.30 arası 13,5 saatten 1,5 saat ara dinlenme düşülerek haftalık 27 saat fazla çalışması, ıslaha karşı zamanaşımı defi dikkate alınarak 19.02.2009-31.12.2012 tarihleri arası bordroda ödenen 5.865,56 TL fazla çalışma ücret alacağının mahsubu ile bakiye 19.716,17 TL olarak tespit edilmiştir. Mahkemece dosyaya sunulan ücret bordroları ve banka kayıtlarına göre davacı tarafından bu süreler dışında daha fazla çalışma yapıldığını yazılı belge ile ispat edilemediği gerekçesi ile fazla çalışma ücret alacağının reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Zira İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür. Açıklanan sebeple davalı tanık beyanları ile bordroda ödenenden daha fazla çalışma yapıldığı dosya kapsamı ile ispatlandığından fazla çalışma ücret alacağının hesaplanarak bordrolar ile yapılan ödemeler mahsup edilmek sureti ile kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı tarafından ıslah dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def'inin doğru değerlendirilip değerlendirilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı 20.02.2014 tarihli dava dilekçesi ile 5.000,00 TL fazla mesai alacağı talebinde bulunmuş, 19.02.2015 tarihli dilekçesi ile de talebini ıslah yolu ile arttırmıştır. Davalı vekili süresi içerisinde zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ıslaha karşı zamanaşımı defi dikkate alınarak 19.02.2009 - 31.12.2012 tarihleri arasında hesaplama yapıldığı ve bu hesaplamaya dava dilekçesi ile talep edilen miktar eklenmek suretiyle fazla mesai alacağı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak ıslahın yapıldığı 19.02.2015 tarihinden geriye doğru beş yıl gidildiğinde 19.02.2010 tarihine denk gelmektedir. Hal böyle olunca, davacının ıslah dilekçesine karşı davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'inin doğru değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 06/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.