"İçtihat Metni"
İLK DERECE
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin çalışma döneminde 11, 12, 13, 14, 1, 2, 3. dönem Toplu İş Sözleşmelerinin ve 2005 ve 2007 Kamu Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Anlaşma Protokollerinin eksik uygulandığını öne sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücretinin doğru olarak belirlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bozma Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 24.12.2020 tarih 2020/4393 esas ve 2020/2090 karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan redde yönelik kararı özetle, dosyada aldırılan kök hesap raporu ve eklerinin Toplu İş Sözleşmesi ve Çerçeve Protokollerin doğru uygulanıp uygulanmadığı konusunda hüküm kurmaya elverişli olmadığı, denetime elverişli rapor alınması gerektiği gerekçesiyle bozularak ortadan kaldırılmış ve dosya incelenmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince; Dairemizin bozma kararına uyularak yapılan araştırma ve aldırılan bilirkişi raporu sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı; davacı ... davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına göre, davacının tüm davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının dikkate alınması gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7'nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447'inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def'i cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def'inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Dosya içeriğinden; davacı tarafından İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2018 tarihli ilk hükmü öncesinde 27.02.2018 tarihinde, ıslaha karşı ileri sürülecek zamanaşımı savunması da gözetilerek davada miktar yönünden ıslah yapıldığı ve davalının ıslaha karşı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunduğu, İlk Derece Mahkemesinin de ilk hükmünün gerekçesinde ıslaha karşı zamanaşımı savunmasını dikkate alarak karar verdiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama esnasında aldırılan bilirkişi raporunda, ıslaha karşı zamanaşımı savunması dikkate alınmadan hesaplama yapılmıştır.
Bozma ilamı öncesinde dikkate alınan ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının bozma ilamı sonrasında değerlendirilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı ... ve Su İşleri Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 04.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.