Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9415 E. 2021/13753 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işverenin, davacının ücretinin bir kısmını fazla mesai ücreti olarak gösterip göstermediği ve davacının hak kazanıp kullanmadığı yıllık izin süresinin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının imzalı bordrolarında fazla mesai ücretinin ödendiğinin görünmesine rağmen mahkemenin, tanık beyanlarına dayanarak fazla çalışma ücretinin gerçeği yansıtmadığı ve bordrolarda davacının temel ücretinin bölündüğü kanaatine varmasının hatalı olduğu, ayrıca davacının kullanmadığı yıllık izin süresinin de hatalı hesaplandığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde satış şefi olarak 01/11/1994 tarihinden 10/07/2018 tarihine kadar çalıştığını, işverenin iş şartlarında değişikliğe giderek baskı feshi sonucu işçiyi iş sözleşmesini sona erdirmeye yöneltmeye çalıştığını, davacının imzalatılmak istenilen yeni sözleşmeyi imzalamayı ve iş değişikliğini kabul etmediğini, bunun üzerine iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini, 271 gün yıllık izninin kullandırılmadığını, davacının aylık ücreti konusunda birtakım usulsüzlükler olduğunu, davalı işverenin ödemesi gereken net 2.300,00 TL’yi ödemediğini ve her ay fazla çalışma ücretiyle bu miktara denk getirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini, dava dilekçesinde bahsedilen yeni iş sözleşmesinde iş şartlarında esaslı değişiklik olmadığını, fazla çalışma tahakkuklarının ücretle beraber banka hesabına ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf başvurusu :

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz başvurusu :

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ücret bordrolarında temel ücretin bölünerek bir kısmının fazla çalışma ücreti olarak gösterilip gösterilmediği noktasında toplanmaktadır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.

Somut olayda; davacı vekili müvekkilinin aylık ücreti konusunda birtakım usulsüzlükler yapıldığını, temel ücretin bölünerek aylık ücretin bir kısmının bordrolarda fazla çalışma ücreti gibi gösterildiğini iddia etmiştir. Davalı vekili ise davacının ücret bordrolarını ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığını ve bordroda gösterilen miktarın davacının gerçek ücretini yansıttığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından hükme esas alınan 09.06.2020 tarihli ikinci kök bilirkişi raporunun birinci seçeneğinde davacının temel ücretinin bölünerek aylık ücretin bir kısmının bordrolarda fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti gibi gösterildiği iddiasının kabulüne göre ve ikinci seçeneğinde davacının ücretinin bordrolarda tahakkuk ettirilen miktarlar olduğunun kabulüne göre olmak üzere iki ayrı hesaplama yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanık beyanları da nazara alınarak aylık ücretin bir kısmının fazla çalışma ücreti olarak bordrolara tahakkuk ettirilip ödendiği, davalı işyerinde 23 yıllık kıdeme sahip davacının çalışmış olduğu süre boyunca asgari ücretle çalışıyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, fazla çalışma ücreti olarak tahakkuk ettirilen miktarın gerçeği yansıtmadığı ve bordrolarda davacının temel ücretinin bölündüğü kanaatine varılarak davacının çıplak ücretinin davacı iddiası gibi 2.230 TL net (3.119,27 TL brüt) olarak belirlendiği bilirkişi raporundaki birinci seçeneğe göre hüküm kurulmuştur.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının fazla çalışma ücreti talep ettiği ve hesaplanıp hüküm altına alınan dönemin tamamında imzalı bordrolar ile davacı adına fazla çalışma ücretinin tahakkuk ettirilip ödendiği anlaşılmaktadır. Dönem bordroları incelendiğinde tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücretinin yaklaşık olarak 50 ila 110 saat arasında farklılık arzettiği, bu farklara bağlı olarak da bordrodaki brüt ve net ücretin farklılaştığı, davacının temel ücretinin asgari ücretin bir miktar üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu hususlar nazara alındığında davacının kendisine fazla çalışma ücreti ödenmediği, temel ücretinin bir kısmının fazla çalışma ücreti olarak gösterildiği şeklindeki iddiasının ispat edildiği söylenemez. Açıklanan nedenlerle 09.06.2020 tarihli bilirkişi raporunun ikinci seçeneği bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmesi gerekirken, davacının temel ücretinin bölündüğü kanaatine varılarak bu yönde hüküm kurulması hatalıdır.

3-Taraflar arasında davacının davalı işyerinde hak edip kullanmadığı yıllık ücretli izin süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin 271 gün kullandırılmayan yıllık izninin olduğunu iddia etmiştir. 16.12.2019 tarihli ilk kök bilirkişi raporunda yer verildiği üzere davacının imzasını taşıyan ve yıllık izin durumunu gösteren 04.01.2018 tarihli belgeye göre anılan tarih itibariyle davacı tarafından kullanılmayan izin süresi 269 gündür. Bu tarihten fesih tarihine kadar davacı yeni bir ücretli izne hak kazanmış olmayıp, tam tersine 2018 yılı Mayıs ayında 1 gün ve Haziran ayında 24 gün olmak üzere toplam 25 gün daha yıllık izin kullandığı da dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Buna göre 16.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacının kullanılmayan yıllık izin süresinin 244 gün olduğu kabulü ve dava açıldıktan sonra yapılan ödemenin mahsubuyla hüküm kurulması gerekirken, kullanılmayan yıllık izin süresinin davacının talebi de aşılarak 284 gün olarak belirlendikten sonra davacının talebi nazara alınarak 271 gün üzerinden hesaplanması hatalıdır.

SONUÇ:

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.