Logo

9. Hukuk Dairesi2022/10535 E. 2022/12828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, alt işverenlik ilişkisi içinde çalıştığı belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve buna bağlı olarak işçilik alacaklarının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin sendika üyeliğinin davalı belediyeye bildirilmemiş olması sebebiyle, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı bulunması tek başına toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için yeterli olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Belediyenin toplu taşıma araçlarında şoför olarak çalıştığını, davacının çalıştığı işin organizasyonunun tamamen davalının kontrol ve idaresinde yürütüldüğünü, davacının davalı işyerinde örgütlü ve yetkili olan ... Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden Sendika ile davalı Kurum arasında imzalanan toplu ... sözleşmesi ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'dan (6772 sayılı Kanun) faydalanamadığını, müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilirken asgari ücretin %25 fazlası ücret ve bunun yanında yol ve yemek yardımı verilmek suretiyle çalıştırıldığını, bu uygulama ile kendisi ile aynı konumda olan beraber çalıştığı Belediyenin kadrolu elemanı olarak çalışan işçinin ücretinden az ücret alması, toplu ... sözleşmesinin bu işçilere sağladığı bilet, prim, yol parası, ikramiye, yıllık izin gün sayısı gibi kazanımları ve 6772 sayılı Kanun'un sağladığı hakları alamaması nedeniyle mağdur olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin eksik ödendiğini belirterek eksik ödenen fark ücret alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla çalışma alacağı, fark yol parası, fark ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun (5393 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde ulaşım hizmetinin belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığını, İdare olarak birçok hizmette taşeron firmalar ile alt işveren ilişkisi kurulduğunu, yapılan alt işverenlik ilişkisinin kanunen geçerli olduğunu, davacının muvazaa iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alt işveren ile 5393 sayılı Kanun çerçevesinde kanuna uygun bir alt işveren asıl işveren ilişkisi kurulduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

davacının tüm çalışmalarını asıl işverene ait belediye otobüslerinde yaptığı, alt işverenin ulaşım işinde uzmanlığı olduğuna dair herhangi iddiada bulunulmadığı, bu yönde bir evrak sunulmadığı, davacının çalıştığı ulaştırma işinde davalı belediyenin kadrolu şoförlerinin de aynı işi yaparak çalıştığı, ayrıca işin tüm yönetim ve denetim kadrolarında asıl işveren olan ... Büyükşehir Belediyesi'nin amir ve memurlarının bulunduğu, alt işveren ve ondan önce aynı sözleşmeleri yapan diğer alt işverenlerin değişmesinin davacı işçiyi etkilemediği, davacı işçinin belediye bünyesinde çalışmasını sürdürdüğü, davacının işe alınmasının davalı ... amirlerinin yaptıkları sınavlarla olduğunun tanık anlatımlarıyla sabit olduğu, dolayısıyla davalı belediyenin, bünyesinde çalıştırdığı kadrolu işçilerden daha düşük maliyetle işçi çalıştırmak maksadıyla alt işverenle sözleşme imzaladığı, bu haliyle yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin ... sözleşmesi, toplu ... sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya yönelik olarak yapıldığı kanaatine varıldığı, bu durumda davacının asıl işveren işçisi olduğu halde kadrolu işçi statüsünde çalıştırılan diğer şoförlerden daha eksik ücretlerle ücretlendirildiği ve bilirkişi raporunun ''Muvazanın Kabulü Halinde'' başlıklı kısmında yapılan tesbitlerde gösterilen hak ve alacaklarını alamadığı, dolayısıyla ödenmeyen işçilik alacaklarının olduğu ..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; muvazaanın kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sendika üyelik tarihinin davalıya bildirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Davacının, davalı ... Belediyesi'nde kayden alt işveren işçisi olarak çalıştığı, asıl işveren ile alt işveren arasında imzalanan sözleşmeye konu işin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14., 15. ve 67. maddeleri uyarınca, hizmet alım yoluyla üçüncü kişilere gördürülmesi mümkün işlerden olduğu, ancak bu durumun 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılmasına engel olmadığı, emsal nitelikteki Yargıtay 7. Ve 9. Hukuk Dairelerinin temyiz incelemesinden geçen dava dosyalarında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun kabul edildiği ve bu kararların kesinleştiği, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından temyiz incelemesi yapılan emsal dava dosyalarında da mahkemelerin asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna yönelik kabulleri yerindedir.

Davacının 11/11/2013 tarihinden itibaren sendikaya üye olduğu, 15/10/2017 tarihinde ... kolu değişikliği nedeniyle üyeliğinin düşürüldüğü belirgindir.Davalı vekilinin bu yönlerdeki istinaf sebebi kabul edilmemiştir..

.." gerekçe gösterilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve bu bağlamda işçilik alacaklarının davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanun'un uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 39 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"(1) Toplu ... Sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.

(2) Toplu ... Sözleşmesinde sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.

(3) Toplu ... Sözleşmesinin imza ile yürürlük tarihleri arasında ... sözleşmesi sona eren üyelerde ... sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar Toplu ... Sözleşmesinden yararlanır.

(4) Toplu ... Sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların Toplu ... Sözleşmelerinden faydalanbilmeleri, Toplu ... Sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle Toplu ... Sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.

..."

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmelerinden hangi tarihten itibaren yararlanması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gereklidir.

3. Davalı ... ile alt işverenler arasındaki asıl- alt işveren ilişkisinin muvazaalı olması, davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu ... sözleşmesinin tamamından faydalanması için ... başına yeterli değildir.

4. Davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden faydalanması, ancak davacının üyeliğinin bu işverene bildirimi ile mümkündür. İlk Derece Mahkemesince 11.11.2013 tarihinde sendikaya üye olan davacının üyeliğinin davalı tarafa bildirildiği tespit edilememesine karşın, davacı için alacak hesabının 01.03.2014-28.02.2017 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmelerine göre kabul edilmesi isabetsizdir.

5. Emsal işçinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenen dosyasında da (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.03.2022 tarihli ve 2021/(22)9-310 Esas, 2022/331 Karar sayılı kararı) davacının üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmemesinin Belediyenin muvazaalı işleminden kaynaklandığı, davalının bildirim yapılmasını engellediği, bu durumda kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği, davacının sendika üyeliğinin bildirilmesi şartı aranmaksızın toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanabileceği şeklindeki görüş Yargıtay Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca benimsenmeyerek direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden bozulmasına hükmedilmiştir.

6. Yukarıda da işaret edildiği üzere davacının davalı işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmesi için üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmesi gerekir. Sendika üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmediğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağı değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken davacının sendika üyeliğinden sonra imzalanan toplu ... sözleşmesinden yararlanacağının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.