"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 47. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... ... 14. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Şirketin ...’daki şantiyelerinde 21.05.1997-12.01.2003, 05.07.2004- 01.11.2005, 17.07.2006-09.2014 tarihlerinde aralıklı olarak ambar şefi görevi ile çalıştığını, ... sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, son ücretinin 2.200,00 USD olduğunu, tüm barınma, yemek, seyahat, haberleşme gibi imkânlarının davalı işverence karşılandığını, davacının ücretinin her ... 1.277,00 USD olarak gösterildiğini, her ... aynı ... miktarda ek ücretler tahakkuk ettirildiğini, 2.200,00 USD’ye denk getirildiğini, ... sözleşmesinin ...’da bulunan şantiyedeki projenin bitmesi gerekçe gösterilerek feshedildiğini, çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 08.00-19.00 saatleri arası olmasına rağmen hiçbir zaman uyulmadığını, ... yoğunluğuna göre ayda 2 pazar çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, dinî bayramların ilk günü hariç diğer günleri çalışıldığını, ... bayramların zaten yurt dışında çalışma olması sebebi ile tamamında çalışma yapıldığını iddia ederek belirsiz alacak davası kapsamında kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, ... ... ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı ve belirsiz alacak davasına ilişkin usuli itirazda bulunarak davacının davalı Şirkette 04.....2001 - 18.03.2002, 14.05.2002 - 12.01.2003, 05.07.2004 - 01.11.2005, 17.07.2006 - 31.08.2010, 11.02.2011 - 21.10.2013, 08.01.2014 - 23.09.2014 tarihleri arasında aralıklı olarak çalıştığını, davacının son ücretinin aylık 1.404,00 USD olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının 2006 yılı öncesi taleplerinin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, davacının hesabına her ... varsa fazla çalışma, hafta tatili, millî ..., ... ..., yılbaşı ve genel tatil ücretlerinin yatırıldığım, delil listesinde belirtilen USD hesabının kayıtlarının celp edilmesi hâlinde her ... değişik miktarlardaki banka ödemelerinin ihtirazı kayıt ... sürülmeden davacı tarafından çekildiğinin görüleceğini, yıllık izinlerin kullandırıldığını ya da ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının aylık son ücretinin 1.700,00 USD olduğu, davalının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshini ispat edemediği, tanık beyanları doğrultusunda davacının haftalık 27 saat fazla çalışma yaptığı, davacının genel tatil günlerinde çalışmış olduğu, hafta tatili alacağı bulunduğu, davacının toplam 189 gün izin kullandığı tespit edildiğinden, kıdem süresi dikkate alındığında yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafça davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirildiğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının her bir çalışma döneminin kendi içinde sona erdiğini ve bu dönemler için davacının bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının da bu yönde davalı Şirketi ibra ettiğini, bu çalışma sürelerinin kıdem süresi hesabında nazara alınamayacağını ve birleştirilemeyeceğini, davacının ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacak şekilde sona erdiğini, davacının 1.085,00 USD brüt/... olan ücretinin sırf gerçeğe aykırı tanık beyanları ile bilirkişi tarafından 1.700,00 USD brüt/... üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacının tüm ücretini banka kanalı ile aldığı sabitken ve davacının imzasına havi bordrolar dosyada mevcut iken bilirkişi tarafından davacının ücretinin davalı Şirketle davası bulunan tanık anlatımları baz alınarak hazırlandığını, davalıya karşı davası olan tanık anlatımlarına itibar edilemeyeceğini, bilirkişinin hazırladığı ek raporun sırf bu yanı ile bile hukuki dayanaktan yoksun, yanlış ve yetkisini aşan bir rapor durumunda olduğunu, ... onaylı resmî kayıtlı sözleşme dışındaki tüm ücret iddialarının ve tespitlerin hatalı olduğunu, hesaplamaya esas alınan dönemdeki asgari ücrete oranla fahiş 200,00 USD olarak ..., barınma ve yemek parası tespitinin kabul edilmesinin imkânsız olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı için talep ettiği kanuna aykırı faiz temerrüt tarihi ve oranını da kabul etmediklerini, davacının normal çalışma ile varsa tüm fazla çalışma, hafta tatili ile ... ... ve genel tatil günleri çalışması karşılığı ücretlerinin kanuna uygun olarak arttırımlı ödendiğini, sunulan ücret bordroları ile de bu durumun ... olduğunu, davacının çalıştığı tüm süre boyunca tüm çalışmaları karşılığı aylık ücretini ve istihkakının tamamını banka hesabından itiraz etmeksizin aldığını ve tüm ücret bordroları ve bir kısım imzalı bordroları ile de bu durumu kabul ettiğini, aksinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini, ispat külfetini yerine getirmemiş olan davacı lehine karar verilmiş olmasının hukuk ve usule aykırılık teşkil ettiğini, davacının kullandığı günlük veya saatlik mazeret izinlerinde hiçbir zaman ücretinin kesilmediğini, bu sürelerin de çalışma süresinden sayılmaması gerektiğini, bu sebepler ve deliller ışığında davacının fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile ... ... ve genel tatil çalışması ücreti taleplerinin reddi gerekirken yerel Mahkemece kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davalı vekilince, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ... sürülmüştür.
Dava konusu taleplerin davalı kayıtları ve hesaplamaya dayalı olması nedeni ile belirsiz alacak davasına konu edilebileceği, usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin belirsiz alacak davası açılamayacağı yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının çalışma dönemi ile kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı, kıdem ve ihbar tazminatı yönünden hükmedilen faizin türü taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davalı tarafça, davacının her bir çalışma döneminin kendi içinde sona erdiği, bu yönde davalı şirketi ibra ettiği, bu çalışma sürelerinin kıdem süresi hesabında nazara alınamayacağı ve birleştirilemeyeceği, davacının ... akdinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacak şekilde sona erdiği ... sürülmüştür.
Dava dosyasında bulunan yıllık izin formlarında, davacının işe giriş tarihi olarak 26/05/2005 tarihinin kayıtlı olduğu, bu kapsamda yıllık izin formları, yurda giriş-çıkış bilgileri ile ... kayıtları dikkate alındığında, davacının çalışma süresinin doğru şekilde tespit edildiği, davacının herhangi bir çalışma döneminin tasfiye edildiğine yönelik dava dosyasında delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, ... akdinin tazminatsız ve bildirimsiz şekilde sona ermesini haklı kılan olguların varlığını ispat yükü işveren üzerindedir. Davalı tarafça, ... akdinin tazminatsız ve bildirimsiz şekilde feshedilmesinin gerekliliğine yönelik herhangi bir delil sunulmadığından ve dolayısıyla ... akdinin haklı nedenle feshedildiği hususu kanıtlanamadığından, davacının kıdem ile ihbar tazminatına hak kazanacağı, kıdem ve ihbar tazminatı yönünden hükmedilen faiz türü ve başlangıcının Yasaya ve dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine ulaşılmış ve davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Davacının ücretinin miktarı ve giydirilmiş brüt ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dava dilekçesinde, davacının 1.700,00 USD ücret karşılığında çalıştığı iddia edilmiş, davalı taraf ise davacının ücretinin brüt 1.085,00 USD olduğunu savunmuştur.
Dava dosyasına sunulan bordroların bir kısmının okunaklı olmadığı görülmekle birlikte, Nisan 2006 ayına ait bordroda ücretinin brüt 1.150,00 USD olduğu kayıtlı olan ve kamp amiri olarak görev yapan davacının; 10 yılı aşan kıdem süresi, yerine getirdiği kamp amirliği işi dikkate alındığında, 2015 yılında brüt 1.700,00 USD karşılığında çalıştığının kabul edilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Hükme esas alınan hesap raporunda bilirkişi, işçiye sağlanan yardımlar toplamını 200,00 USD olarak esas almıştır. Davacının yurt dışında çalışan işçi olması ve işin mahiyeti gereği ..., yemek, barınma ve ısınma gibi her türlü yaşamsal ihtiyaçlarının işveren tarafından karşılanması karşısında belirlenen miktar Dairemizce makul bulunmuş, ayrıca Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nce aynı davalıya yöneltilen ve temyiz incelemesi yapılan birçok dosyada da davacı işçilere yapılan sosyal yardımların karşılığının 200,00 USD olarak kabul edildiği ve bu kararların onandığı tespit edilmiştir (9. HD 04.05.2015 tarih ve 2015/7420 Esas 2015/16223 Karar; 9. HD 02.11.2015 tarih ve 2015/29179 Esas 2015/30886 Karar sayılı ilamları). Bu nedenle davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusu Dairemizce yerinde bulunmamıştır.
Davalı vekilince, husumetli tanık anlatımına itibar edilemeyeceği ... sürülmüştür.
Davalı vekilince husumetli tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği ... sürülmüşse de; aynı işverene karşı salt davalarının olmasının başlı başına tanıklığı geçersiz kılmayacağı gibi bunun tanık anlatımlarını değerden düşürücü bir sebepte sayılamayacağı, 6100 sayılı HMK'nın 255'nci maddesi uyarınca, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olduklarının kabulünün gerekeceği (HGK 2010/2-751 ...., 2012/2-387 ..., 2014/22-588 ....), davalı şirkete karşı davası olduğu beyan edilen davacı tanığı hakkında gerçek dışı beyanda bulunduğu yönünde ciddi ve inandırıcı deliller ... sürülüp ispatlanmamış olmakla, davalının aksini ispatlayan tanık dinletmemesi ve emsal dosyalar da değerlendirilerek, davacı tanığının beyanlarına itibar edilemeyeceği yönündeki davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ... ... ve genel tatil (...) ücreti alacağının bulunup bulunmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve ... günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Yapılan çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmaların bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Davacının çalışma şekline ilişkin puantaj kaydı ve benzeri yazılı bir belge sunulmamıştır.
Bu bağlamda, davacının, haftalık 45 saati aşan fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ve ... günlerinde çalıştığı hususu, dinlenen ve beyanına itibar edilen tanık anlatımıyla ve bu tanığın çalışma süresiyle sınırlı olarak kanıtlanmış, buna karşılık davalı tarafça davacının hak ettiği fazla çalışma ücretlerinin ödendiği ispatlanamamıştır. Okunaklı bordrolar itibariyle, her ... birbirini tekrar edecek şekilde, fazla mesai ve pazar mesaisi adı altında aynı miktarda tahakkuk ettirilen tutarların, esasen davacının ücretinin parçası olduğu ve mahsuba konu yapılmamasının yerinde olduğu düşünülmüştür. Yerel mahkeme kararının isabetli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ... sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağı, ... sözleşmesinin feshi, ücretin tespiti, giydirilmiş ücrete esas ek menfaatin miktarı, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu’nun ( 4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 17, 32, 41, 44, 46, 47, 49, 61 ve 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ... sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ... sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ... değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ... sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
6. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenmesi durumunda davalıya karşı davası olan tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, ... müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
7. Somut olayda, davacı tanığının davalı aleyhine dava açtığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince salt davacı tanığının beyanı ile davacının haftalık 27 saat fazla çalışma yaptığının kabulü hatalıdır. Dosya içeriğindeki diğer bilgi ve belgeler dikkate alındığında çalışma saatlerinin 08.00-19.00 arasında olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Dairemizin emsal 2021/3264 Esas, 2021/9506 Karar sayılı dosyasında da aynı doğrultuda haftalık 15 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiştir. Bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.