Logo

9. Hukuk Dairesi2022/11510 E. 2022/10826 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin, çalıştığı dönemde eksik ücret, ikramiye, ilave tediye ve sorumluluk zammı alacağı bulunduğu iddiasıyla açtığı alacak davasında, daha önce aynı işçi ile aynı işveren arasında görülen ve kesinleşen bir davanın hesap dönemi ile çakışan dönemlere ilişkin alacakların hesabından çıkarılıp çıkarılmayacağı ve davalının zamanaşımı def'inin değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, kesinleşmiş davanın hesap dönemlerinin çıkarılarak alacakların yeniden hesaplandığı, zamanaşımı def'inin de nazara alındığı ve usul/esasa ilişkin başka bir aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Köy Hizmetleri 9. Bölge (daha sonra özel idare) Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalıştığını ve sonrasında düz işçi pozisyonunda kadrolu işçi olduğunu, düz işçi pozisyonunda işe kabul edilmesine rağmen farklı pozisyonda çalıştırıldığını, ücretinin çalıştırıldığı pozisyondan ödenmediğini ve davacıya eksik olarak düz işçi pozisyonunda ödeme yapıldığını, mevsimlik işçilik süresinde geçen çalışmalarının olması gereken derece kademesinin belirlenmesinde dikkate alınmadığını ve neticede dava konusu yapılan fark ücret, akdi ikramiye, ilave tediye, sorumluluk zammı ücretinin eksik ödendiğini iddia ederek söz konusu alacakların en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında ve zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2020 tarihli ve 2019/225Esas, 2020/215 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli ve 2020/1277 Esas, 2020/2128 Karar sayılı kararıyla,

"....Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle; HGK'nun 11.11.2015 tarih 2015-7/1115 – 2015/2541 E-K ilamında da belirtildiği üzere mevsimlik çalışılan dönemlerin kıdeme esas sürenin belirlenmesinde dikkate alınmasının gerekmesi, mahkemece, karara esas alınan bilirkişi raporunda baştan itibaren olması gereken kademe/derece ve fiilen davacının fiilen yaptığı ... belirlendikten sonra alacak hesabının yapılması, davacının 6360 sayılı Yasa gereği devre tabi personel olarak davalıya devrinin yapılmış olması nedeniyle husumetin doğru yöneltildiğinin anlaşılması karşısında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı anlaşılmış bu sebeple davalı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiş, istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

Buna karşın dosyanın incelenmesinde, mahkemece kurulan hükmün 1-b bendinde'' Bakiye fark yıpranma prim alacağı talebi yönünden; brüt 1.178,80 TL'nin 500,00 TL sine ıslah tarihi 13/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine'' ve 1-c bendinde ''Bakiye/fark ilave tediye alacağı talebinden net 1.013,03 TL'nin 400,00TL'sine dava tarihinden itibaren, işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine '' denilmek sureti ile ıslah edilen kısımlar yönünden hüküm kurulmayarak infazda tereddüt yaratıldığı, ayrıca ilave tediye alacağı bakımından 877,61 TL talep edilmiş olmasına karşın 1.1013,03 TL'ye hükmedilerek talebin aşıldığı anlaşılmaktadır.

Ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. " gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.12.2020 tarihli ve 2020/3486 Esas, 2020/19375 Karar sayılı ilâmı ile;

"..1-... 1. ... Mahkemesi’nin aynı nitelikteki kesinleşen 2017/628 esas sayılı dava dosyası ile dava dosyamızdaki hesaplama süreleri çakışmaktadır.

Yeniden inceleme yapılarak ... 1. ... Mahkemesi’nin 2017/628 esas sayılı dosyasındaki kesinleşen hizmet sürelerine yönelik hesaplamalar tespit edilerek dışlanmalı ve hüküm altına alınan tüm alacaklar yeniden hesaplanmalıdır.

2-Taraflar arasında zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınmayacağı hususunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.

Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.

Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.

Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı def'i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def'inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.

Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı def'i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def'inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def'ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def'i dikkate alınmaz.

Somut olayda, davacı 13/11/2019 tarihinde harcını yatırmak suretiyle ıslah talebinde bulunmuş olup, ıslah dilekçesi 29/11/2019 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davalı, 11/12/2019 tarihinde ıslah ile arttırılan miktarlar bakımından ıslaha konu alacakların tümü bakımından zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Mahkemece davalının süresinde ileri sürdüğü ıslah zamanaşımı def'i değerlendirilmeden hüküm tesis edilmiştir. Bu durum hatalı olup, kararın bozulması gerekmiştir...." gerekçesiyle hüküm bozularak dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,

"... Yargıtay bozma ilamı sonrası taraflara usulüne uygun ihtarlı tebligat yapılmıştır. Bozma ilamına uyularak dosya bilirkişiye ek rapor için gönderilmiştir.

Tüm dosya kapsamına göre HGK'nun 11.11.2015 tarih 2015-7/1115 – 2015/2541 E-K ilamında da belirtildiği üzere mevsimlik çalışılan dönemlerin kıdeme esas sürenin belirlenmesinde dikkate alınması gerektiğinden davacının kadroya geçiş ve sonrasında intibakının elektrik teknisyeni pozisyonuna derece ve kademesine göre hatalı yapılmasından kaynaklı fark alacaklarının olduğu, davacının 6360 sayılı Yasa gereği devre tabi personel olarak davalıya devrinin yapılmış olması nedeniyle husumetin doğru yöneltildiği, bozma ilamına uyularak aldırılan bilirkişi ek raporunda davacının daha öncesinde dava konusu ettiği kesinleşmiş ve ödemesi yapılmış dönemin dışlandığı, ıslah tarihinden itibaren zamanaşımına uğrayan dönemin de dışlanması neticesinde davacıya ödenmesi gereken fark ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının olduğu anlaşılmakla..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ... İl Özel İdaresi ile Yol-... Sendikası arasında akdedilen toplu ... sözleşmesinin 01.03.2013 - 28.02.2015 tarihleri arasındaki dönemde uygulamada olduğunun açık olduğunu, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda zamanaşımına uğramayan alacaklar tespit edilmişse de Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan zamanaşımı hesaplamasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca vekâlet ücreti takdiri konusunda da Mahkemenin yanılgıya düştüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü emrinde mevsimlik işçi statüsünde işe başladığını, 01.02.2001 yılında kadrolu işçi statüsüne geçtiğini, pozisyonu gereği görevine devam ettiği süre zarfında davacıya ait olan hakların tamamının kendisine verildiğini, çalışması karşılığı ücretlerinin ödendiğini, bu durumun onaylı bordrolarda sabit olduğunu, davacının az ücret aldığı iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, bir başka Mahkemenin kesinleşmiş kararına konu hesap dönemi ile eldeki davadaki hesaplama döneminin birbirinden ayrılması ve böylece dava dilekçesinde talep edilen alacakların yeniden hesaplanması, davalının zamanaşımı savunmasına değer verilmesi gerektiği yönündeki bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.