Logo

9. Hukuk Dairesi2022/11554 E. 2022/13327 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile diğer şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacağa uygulanacak faizin türü ve başlangıç tarihi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu ve davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı hususlarında yerinde olan direnme kararına karşın, ilave tediye alacağına uygulanacak faizin yasal faiz yerine en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere yasal faiz olarak düzeltilmesi ve ıslah tarihinin düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Kömür İşletmeleri (...) Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Teknik A.Ş.'nin çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, müvekkilinin işyerinde imzalanan toplu ... sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olduğunu ... sürerek fark ücret, ilave tediye, fazla çalışma, ... ... ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim ... olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını, Kurumda aldatma kastının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.İhbar olunan Şirket vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yaralandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ihbar olunan Şirkette çalıştığı ve Maden- ... Sendikasına üye olduğu, davalı Kurum ile ihbar olunan arasında muvazaa ilişkisinin ... olduğu, davacı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınması gerektiği, fazla çalışma, ... ... ve genel tatil, hafta tatili alacakları yönünden davacının çalışma gün ve saatlerinin düzenli olarak bordroya yansıtıldığı, dinlenen tanıkların davacı ile menfaat biliğinde oldukları, bordroya yansıtılan ödemelerin banka kaydıyla da ödendiği anlaşıldığından anılan alacakların reddedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; muvazaa tespitine, husumete, zamanaşımına yönelik def'i ve itirazların dikkate alınmadığını, Kurum personeli olmayan davacıya ilave tediye ödenmemesi gerektiğini, ilave tediyenin asgari ücret üzerinden çalışılan süreye göre belirlenmesi gerektiğini, brüt ücret üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, faiz talebi, başlangıcı ve türlerinin hatalı olduğunu, kısmen kabule göre karar verilmesine rağmen yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile emsal dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarına göre davalı Kurumun hizmetin yürürtülmesine ilişkin teknolojik imkânları, araç, gereç ve ekipmanları itibarıyla ihbar olunan Şirketten daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği, ancak davalı ve ihbar olunan Şirket arasında kanuna uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından davacının başlangıçtan itibaren ... Genel Müdürlüğü işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesinin ilave tediye alacağının kabulüne dair kararının isabetli bulunduğu, hükmedilen alacak kaleminde zamanaşımı def'in gözetildiği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca işçilik alacaklarının brüt olarak hüküm altına alınmasında hatalı bir durum olmadığı, hükme esas alınan ek raporun denetime elverişli olduğu, raporun işyeri ve Kurum kayıtları ile sunulan ücret bordrolarına ve 6552 sayılı ... Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'da yeraltı maden işçileri için öngörülen ücret düzenlemelerine uygun olarak düzenlendiği ve herhangi bir hesap hatası içermediği; ayrıca hükmedilen alacaklarda faizin niteliği ve faiz başlangıç tarihlerinde ve hükmün fer'î sonuçlarına ilişkin harç, yargılama gideri, vekâlet ücreti düzenlemelerinde ve brüt olarak karar verilmesinde hatalı bir uygulamaya rastlanmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ... sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile diğer şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaalı olduğu durumda davacının ücretinin tespiti ile ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı, alacaklara uygulanan faizin başlangıcı ve türü hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu hükümleri.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.

3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı..

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlave tediye alacağı 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklandığından ve Kanun'da temerrüt hâlinde bu alacağa işletilecek faiz konusunda ayrı ve açık bir düzenleme bulunmadığından alacağa yasal faiz işletilir. Ancak davacı vekili gerek dava dilekçesinde, gerekse ıslah dilekçesinde, ilave tediye alacağına en yüksek banka mevduat faizi işletilmesini talep etmiştir. Bu durumda taleple bağlılık ilkesi gereği anılan alacağın en yüksek mevduat faizi oranını geçmemek üzere yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken Mahkemece yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.

3.Somut olayda davacı kısmi dava ile talep etmiş olduğu işçilik alacaklarını, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 29.01.2020 UYAP havale tarihli dilekçesi ile ıslah etmiş ve aynı tarihte ıslah harcını yatırmıştır. Mahkemece, hüküm kurulurken ıslah tarihi olarak ıslah harcının yatırıldığı tarih olan 29.01.2020 yerine, ıslah dilekçesinde yazılı olan 21.01.2020 tarihinin kabul edilmesi de bir başka hatalı yöndür.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının faiz yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının (1-A) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine;

"A- Brüt 23.150,61 TL İlave tediye alacağının;

- 850,00 TL'sinin 27.12.2017 dava tarihinden,

- 22.300,61 TL'sinin 29.01.2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.