"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 48. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 23. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 23.08.2016 tarihli ve 2016/398 Esas, 2017/444 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2017 tarihli ve 2016/210 Esas, 2017/51 Karar sayılı kararı ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.03.2017 tarihli ve 2017/19203 Esas ve 2017/5147 Karar sayılı ilâmı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmış; başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesinin 16.12.2020 tarihli ve 2017/24191 başvuru numaralı kararı ile adil yargılanma hakkının ihlâl edildiğine ilişkin iddiaların kabul edilebilir olduğuna, Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.12.1996 - 26.07.2016 tarihleri arasında davalı işveren Şirketin İnsan Kaynakları Müdürlüğünde sendikalı işçi olarak çalıştığını, davalı Şirket ile ... Sendikası arasında imzalanan toplu ... sözleşmesinin işçi çıkarmayı düzenleyen 34 üncü maddesinde: "... Yasası 17.madde kapsamı dışında kalan 25/2'ye göre işçi çıkarmalarında Disiplin Kurulu kararı gerekir." ibaresinin geçtiğini, davalı işverenin disiplin soruşturması yapmadan 26.07.2016 tarihinde herhangi haklı veya geçerli neden olmaksızın ve yazılı bildirimde de bulunmaksızın ... sözleşmesini feshettiğini beyanla, feshin geçersizliğinin tespitine, müvekkilinin işe iadesine ve işe iadeye bağlı mali hakların ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2016/4 sayılı Başbakanlık Genelgesi ve 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (667 sayılı KHK) uyarınca bazı personel hakkında FETÖ Paralel Devlet Yapılanması ve diğer illegal örgütlerle bağlantılı ve ilişkili olup olmadığı konusunda araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulduğu, davacı hakkında yapılan araştırma sonucunda; davacının kızının FETÖ okullarından birinde okuduğu, ayrıca davacının 01.12.2013-16.07.2016 tarihleri arasında Bank ... Katılım Bankası ... hesabına para yatırıp hesabından para çektiğinin tespit edildiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.08.2016 tarihli ve 2016/398 Esas, 2017/444 Karar sayılı kararıyla; 667 sayılı KHK ile 673 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre Mahkemenin davacının terör örgütü mensubu olup olmadığını inceleme görev ve yetkisi olmadığından yasal düzenleme gereği davanın reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2017 tarihli ve 2016/210 Esas, 2017/51 Karar sayılı kararıyla, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu, davalının 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 16 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Yargıtay Kararı
Dairemizin 28.03.2017 tarihli ve 2017/19203 Esas ve 2017/5147 Karar sayılı kararı ile;
"...Somut olayda davacı işçinin işyeri 667 Sayılı KHK. nin 2. maddesi uyarınca kapatılmasına karar verilen kurumlara ilişkin listede yer almamaktadır. Bu nedenle dava hakkında 675 Sayılı KHK. nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi mümkün olmayıp 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 7. maddesine göre değerlendirme yapılarak davacının ... akdinin yasal düzenleme kapsamında sona erdirildiğinden ve yasal yetki nedeni ile fesihlerde 4857 sayılı ... Kanunu'nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca geçersizlik koşulları aranmayacağından ... akdinin geçerli nedenle feshedildiği..." gerekçesiyle kararın bozularak ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesininn 16.12.2020 tarihli ve 2017/2419 Başvuru numaralı kararı ile;
"...Derece mahkemeleri, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan mahkeme ... gereği asıl işverenin başvurucular hakkındaki değerlendirmesinin objektif ve makul dayanakları olup olmadığını, dolayısıyla geçerli feshin koşullarının oluşup oluşmadığını incelemeden asıl işverenin şüphesine bağlı kalarak sonuca varmıştır. Başka bir ifadeyle derece mahkemeleri yargısal fonksiyonun esasını oluşturan uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması işlevini yerine getirmemiş, gerçek anlamda bir yargısal faaliyet icra etmemiştir. Dolayısıyla hukuk düzeni tarafından başvuruculara tanınan feshe karşı yargı yolunun açık olması teorik olmaktan öteye geçmemiştir. Bu durumda başvucuların mahkeme hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmaktadır..." şeklindeki gerekçe ile Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan mahkeme haklarının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonuna geçiş tarihine kadar Bank ... Katılım Bankası ... hesaplarının aktif olarak kullanılmış olduğunun anlaşıldığı, davacının davalıya ait işyerindeki konumu ve görevi dikkate alındığında davalı işveren açısından ... ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin sarsıldığının anlaşıldığı, feshin geçerli nedenle yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tüm aşamalardan geçerek ret ile sonuçlanıp kesinleşen ilk karara karşı adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine yaptıkları bireysel başvurunun lehlerine sonuçlandığını, ancak İlk Derece Mahkemesince yeninden yapılan yargılamada ... hukukunda temel ilke olan resen araştırma yapmama ilkesinin, yani delillerin taraflarca getirilme ilkesinin alenen ihlal edilmiş olduğunu, Mahkemenin ceza yargılamasında olduğu gibi davalı işverenin dahi fesih sırasında göstermediği delilleri araştırmasının ihlal kararının bir başka şekilde yeniden ihlali anlamına geldiğini, yargılamanın ve karar gerekçesinin kabul edilemez olduğunu, Mahkemenin belirttiği tarihler itibarıyla FETÖ terör örgütünün varlığına, para yatırılan Bank ... Katılım Bankası ... adlı bankanın da bu Örgüte ait bir banka olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığını, davacının davalı işyerinde insan kaynakları biriminde çalışan bir işçi olduğunu ve maaş bordrosu hazırladığını, stratejik bir görevinin de olmadığını, anılan Bankanın kanunlar kapsamında kurulduğunu ve davacının bu Bankada hesabının olmasının şüphe feshi bakımından ne gibi bir illiyet bağı oluşturduğunun anlaşılamadığını, Anayasal temel hak ve hürriyetlerin kullanımı niteliğinde olan bankacılık faaliyetinin davanın reddine gerekçe yapılamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...İlk Derece Mahkemesince Anayasa Mahkemesi sonrası yeniden yapılan yargılamada araştırma kapsamında ... C. Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu ile Emniyetten verilen cevaplarda davacının Bylock kullanıcısı olmadığı, hakkında ceza soruşturma ve kovuşturmasının olmadığı, örgütle iltisaklı dernek ve vakıflarda üye ve sigorta kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Kısacası Mahkemece red gerekçesi yapılan Bank ... hesabı harici davacının örgütle irtibat ve iltisakına dair başkaca delil elde edilememiştir. Bank ... hesap detayının incelenmesinde; hesabın açılış tarihinin 09.09.2003 olduğu, döviz/TL ortak hesabı olduğu, hesabın açıldığı tarihten itibaren sık olmayan şekilde ve de küçük miktarlı katılım hesabı hareketlerinin olduğu, Mahkeme gerekçesinde yer verilen tarihlere kadar hareketliliğin bu şekilde devam ettiği, 02.....2014 tarihine kadar hesap bakiyesinin 138,90 TL olduğu, 29.08.2014 tarihinde ise ... Taşımacılık Turz. Orgz. Eğt. Şirketi açıklamasıyla bu hesaba 20.000 TL paranın Eft/Virmanla gönderildiği, bu paradan 250 TL'sinin 04.09.2014'de davacının ... Bankasındaki başka hesabına aynı şekilde virman yapıldığı, 2 TL masraf kesintisiyle bakiye 19.748 TL'sinin de yattığından 10 gün sonra 09.09.2014 tarihinde ... Turizm şirketi açıklamasıyla farklı bir ... Bankası hesabına EFT Virmanla havale edildiği, 09.09.2014 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin yalnızca 1 TL kaldığının anlaşıldığı. Hesaba parayı gönderen ... Taşımacılık şirketiyle ilgili Diaremizce yapılan araştırmada ise dosyaya da alınan İTO firma detay bilgilerinden davacının da 30.000 TL sermayeli bu şirketin ortaklarından olduğu, şirket faaliyet alanının turizm ve taşımacılık ağırlıklı olduğu, yine internet ortamından yapılan incelemede söz konusu şirketin terör örgütüyle irtibatlı/iltisaklı şirketlerden olmadığı, TMSF'ce kayyum olunan şirketler arasında da yer almadığı anlaşılmıştır. Tüm açıklanan hususlar birlikte ele alındığında; yerel mahkemece yapılan diğer hususlardaki araştırmalar sonucunda davacının terör örgütleriyle irtibatlı/iltisaklı olduğuna dair herhangi bir delil elde edilemediği gibi yukarıda kronolojik şekilde teferruatıyla izah edildiği üzere kendi aralarındaki ticari ilişki ve mahiyeti davamız yönüyle esasa etkili olmamakla birlikte şirket açıklamasıyla davacının Bank ... hesabına gelen paranın hesapta tamı tamına 10 gün kaldığı ve sonra aynı şirket açıklamasıyla başka banka hesabına virman/eft yapıldığı, hesabın açılışının 2003 olması, 20.000 TL paranın hesaba geldiği/hesaptan gönderildiği tarihler, yine paranın gönderildiği tekrar havale edildiği şirkete davacının ortaklığı yanında, paranın miktarı, hesapta kalma süresi dikkate alındığında davacının terör örgütüne finansman desteği sağlamak amacıyla bu parayı hesaba yatırdığının dosya mevcut delil durumu itibariyle söylenemeyeceği, yine bunun ... başına şüphe feshine konu edilebilecek bir delil olarak da kabulünün mümkün olmadığı, böylece davacının ... akdinin feshinin haklı veya geçerli feshedildiğinin ispatlanamamış olması itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı anlaşılmıştır..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak feshin geçersizliğinin tespitine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davacının ... sözleşmesinin 2016/4 Sayılı Başbakanlık Genelgesi ve 667 sayılı KHK uyarınca FETÖ ile bağlantılı veya ilişkili olduğu şüphesi ile haklı nedenle feshedildiğini, yapılan araştırmalar sırasında ilgili personelin görevi başında kalmasında ciddi sakıncalar olduğunun tespit edildiğini, kaldı ki söz konusu soruşturmanın dahi ... zedeleyici olduğunu, Kurum güvenliği ile stratejik açıdan ... ilişkisinin derhâl sonlandırılması gerektiği hususu göz önüne alındığından, ilgili personelin ... sözleşmesinin feshi yoluna gidildiğini, müvekkili açısından davacı ile çalışmakta fayda kalmadığını, kaldı ki dosyada mübrez davacının Bank ... Katılım Bankası ...'deki hesap hareketlerinin tespit edildiğini, söz konusu hesabın varlığının dahi müvekkili Şirket nezdinde göz ardı edilemeyecek bir durum olduğunu, ancak bu durumun Şirketin konumu ve faaliyetleri bakımından ne derece önemli olduğu göz ardı edilerek feshin haklı veya geçerli nedene dayandığının ispatlanamadığı sonucuna varıldığını, kararın belirtilen yönlerden hatalı olduğunu iddia ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacının ... sözleşmesinin feshinin haklı ve geçerli nedenlerle yapılıp yapılmadığı, davalı işverenin ... sözleşmesin feshine gerekçe olarak ... sürdüğü olguların yöntemince ispat edilip edilemediği konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun "Feshin geçerli sebebe dayandırılması" kenar başlıklı 18 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli ... sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır..."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ilekararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
ın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.10.2022 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.