"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre ... sözleşmesi 11.04.2019 tarihinde son bulan işçinin açtığı somut davada, hüküm altına alınan ve davalı yönünden temyize konu edilen toplam miktar 43.706,84 TL olup bu miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 07.01.2005-11.04.2019 tarihleri arasında temizlik görevlisi olarak çalıştığını, net ücretinin 2.600,00 TL olduğunu, ... sözleşmesini emekli olması nedeniyle haklı olarak feshettiğini, davacının sendika üyesi olduğunu ancak ücretinin sendikalı işçilerin seviyesine getirilmediğini, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini, fazla çalışma yapmasına, bayram ve tatil günlerinde çalışmasına rağmen kanundan doğan karşılıklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı farkı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil, ilave tediye, ikramiye, ücret farkı, aile yardımı, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, giyim yardımı, yakacak yardımı, ek gıda yardımı, eğitim yardımı, temizlik yardımı, risk sorumluluk zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, husumet itirazlarının olduğunu, davacının davalı Kurumda hizmet alım işi üstlenen Şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, sorumluluk bu Şirketlerde olduğundan davanın kendilerine ihbarı gerektiğini, ayrıca davacının fazla çalışma yaptığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tanık anlatımlarına göre fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacaklarına hak kazandığı, bakiye 285 gün izin hakkı bulunduğu, davacının işvereni olan Şirketin taraf olduğu toplu ... sözleşmelerine göre ödenmeyen sosyal yardım alacakları bulunduğu; ancak toplu ... sözleşmeleri kapsamında ilave tediye, aile yardımı, giyim yardımı, ek gıda yardımı, bilet yardımı, risk ve sorumluluk zammı, temizlik yardımı alacağı konusunda hüküm kulunmadığı için bu taleplerin reddi gerektiği, kıdem tazminatı alacağının ödendiği, ücret fark alacağına yönelik talebin ise dosya kapsamında davacının ücret bordroları ve emsal ücret bordroları bulunmadığından hesaplanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; dosya içerisinde bir sulh sözleşmesinin bulunmadığını, bilirkişinin alacakları eksik hesapladığını, muvazaa iddialarının kabulü gerektiğini, müvekkilinin asıl işveren Belediyenin işçisi olduğunu, muvazaalı olarak alt işveren işçisi olarak gösterildiğini, reddedilen alacaklar yönünden davanın kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının ihale ile ... alan Şirketlerde çalıştığını, alacaklardan sorumlu olmadıklarını, alt işveren ile yapılan sözleşmelerin muvazaalı olmadığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerektiğini, belirsiz alacak davası açılamayacağını ve hüküm altına alınan alacak kalemlerinin ispatlanamadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işçinin alt işverenler nezdinde davalı ... Belediyesi bünyesinde temizlik kadrosunda işçi olarak çalıştığı, davalı işyerinden emeklilik sebebiyle ayrıldığı, davacının usulüne uygun biçimde kurulmuş olan asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında çalıştığı ve muvazaalı olarak istihdam edildiği hususunun ispat edilemediği, davalı Belediyenin 5393 sayılı Belediyeler Kanunu'ndan (5393 sayılı Kanun) aldığı yetki ile temizlik işini alt işveren Şirketlere gördürdüğü ve davacının talep etmiş olduğu işçilik alacaklarının hesaplanmasında alt işveren Şirketler ile ... Sendikası arasında imzalanan ve Yüksek Hakem kurulu kararıyla son şekli verilen toplu ... sözleşmesinin esas alındığı, davacının alacak kalemlerinin zamanaşımına uğramasına göre ıslah dilekçesini sunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisi olarak gösterildiği iddiası ispatlanmasına karşın İlk Derece Mahkemesince muvazaa iddiasının kabul edilmemesi ihtimaline göre yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığını, asıl işveren alt işveren ilişkisi muvazaalı olup davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılarak işlem görmesi gerektiğini, muvazaa iddiaları reddedilmesine rağmen bu yönde herhangi bir gerekçeye de yer verilmediğini, yalnızca otobüs şoförleri yönünden muvazaa ihtimaline göre karar verileceği düşüncesinin herhangi bir hukuki dayanağı olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da kanuna ve usule aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda bütün alacakların eksik hesaplandığını, bir kısım alacaklar yönünden ise hiçbir hesaplamanın yapılmadığını, takdir edilen vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne uygun olmadığını, Anayasa Mahkemesinin tazminat davasında reddedilen kısım için kanuni dayanak olmaksızın aleyhe nispi vekâlet ücretine hükmedilmesini ihlal sebebi kabul ettiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi gerekip gerekmediği ile buna bağlı olarak ilave tediye ve ücret farkı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmeleri hükümlerinden yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı ve vekâlet ücreti konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun yedinci ve sekizinci fıkraları, Alt İşveren Yönetmeliği, 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Ve 6452 sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un ilgili kükümleri.
3. Dairemizin 30.09.2021 tarihli ve 2021/8696 Esas, 2021/13404 Karar sayılı; 08.....2022 tarihli ve 2022/6134 Esas, 2022/7379 Karar sayılı; 22.....2022 tarihli ve 2022/7532 Esas, 2022/8126 Karar sayılı; 22.....2022 tarihli ve 2022/7533 Esas, 2022/8127 Karar sayılı ilâmları.
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.