"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/583 E., 2022/1210 K.
DAVA TARİHİ : 21.09.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/705 E., 2021/817 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ... Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) bünyesinde değişen alt işveren firmalar nezdinde ve en son davalı NWG Servis Hizmetleri Ticaret AŞ (NWG Şirketi) nezdinde olmak üzere 2006 yılından itibaren proje yöneticisi olarak çalıştığını, taraflar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin ... ile ilgili emir ve talimatları davalı TÜPRAŞ yetkililerinden aldığını, işçi alımı, işten çıkarılma işlemleri, yıllık izinlerin kullandırılması, fazla çalışma yaptırılması, emekliye ayırma işlemlerinin tümünün asıl işveren olan TÜPRAŞ yetkililerin emir ve talimatları ile yapıldığını, müvekkilinin sahip olması gereken haklarını ve toplu ... sözleşmesinden faydalanma hakkını bertaraf etmek için muvazaalı bir şekilde sözleşme imzalanmış olup işin ihale edilmiş gibi gösterildiğini, müvekkilinin yapmış olduğu birçok işin daha önce davalı asıl işverenin emir ve gözetiminde olan işlerden olduğunu, müvekkilinin asıl işveren bünyesindeki çalışanlarla aynı işi yaptığını ileri sürerek davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı TÜPRAŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının soyut olduğunu, diğer davalıya devredilen işin müvekkilinin asıl işinin bir parçasını teşkil etmediğini, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan yükleme, boşaltma, temizlik, yemek hizmetleri, odacılık ve çay hizmetleri, personel taşıma, güvenlik, teknik bakım gibi işyerlerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin herhangi bir sınırlamaya tâbi olmaksızın kurulabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı NWG Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının diğer davalı ile imzalanan destek hizmetleri sözleşmesi kapsamında çalıştığını, tüm emir ve talimatları müvekkili Şirketten almış olduğunu, diğer davalı Şirket ile müvekkili Şirket arasında muvazaalı işlem bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar arasında imzalanan destek hizmetleri sözleşmesinin 3 üncü maddesinde; sözleşme konusu işin tanımının "... bu sözleşmenin konusu asıl işi her çeşit ham ... ve ... ürünleri temin, ihraç, ithal etmek, depolamak, dağıtımını yapmak olan asıl işverenin ....yazılı ... yerlerinde,...teknik şartnamede belirtilen hizmetlerin taraflarca belirlenen bedel karşılığında alt işveren tarafından üstlenilerek yerine getirilmesi ve bu hususta tarafların karşılıklı haklarının ve yükümlülüklerinin belirlenmesidir, alt işverenin üstlendiği hizmetlerin asıl işverenin ... yerlerinin hangi bölümlerinde gerçekleştirileceği ek 1'de gösterilmiştir" şeklinde belirtildiği, davalı TÜPRAŞ'ın Esas Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesinde asıl işinin "Şirket tabi olduğu mevzuat uyarınca ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli izin, lisans vb'nin alınması kaydıyla her çeşit ham ..., ... ürünleri ve kimyasal ürünleri temin ve rafine etmek, üretilen ve ithal edilen ham ..., ... ve kimyasal ürünlerin ihracat dahil her türlü ticari faaliyet ile beraber üretim ve satış aşamasında depolama ve taşıma faaliyetinde ve enerji üretimiyle ilgili her türlü faaliyette bulunmak" olarak tanımlandığı, aynı zamanda Alt İşveren Hizmetleri Teknik Şartnamesi 3 üncü maddesinde alt işverenin üstlendiği ... ile ilgili görev tanımları, idari ve sosyal hizmetler, lojistik hizmetler ve destek hizmetlerinin alt başlıklar hâlinde tanımlandığı, davacının alt işverenler nezdinde proje yöneticisi olarak çalıştığı, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı NWG Şirketinin yaptığı işin yardımcı ... niteliğinde olduğu, tarafların arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, alt işveren tarafından yapılan işin asıl işverenin organizasyonu içerisinde yer almadığı ve üretimin zorunlu bir unsuru olmadığı, alt işverenin kendi organizasyonu ile işi yürüttüğü, kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuni şartları taşıdığı gerekçeleriyle ve usul ekonomisi gereği hukuki yarar bulunmadığından keşif kararı verilmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkillinin yapmış olduğu birçok işin daha önce davalı asıl işverenin emir ve gözetiminde olan işler olduğunu ve hâlen daha davalı asıl işverenin emir ve gözetiminde bulunan bir çok işin müvekkili davacının sorumlu olduğu birim tarafından yerine getirildiğini, davalı asıl işveren bünyesinde bulunan inşaat-izole birimin yapmış olduğu işlerin müvekkili davacı tarafından beraber yapıldığını, yakıt tankerlerinin temizlenmesi gibi işlemler davalı TÜPRAŞ'ın asıl işlerinden olduğu hâlde bir kısmının alt işverene yaptırılmasının, yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı Şirket arasında imzalanan ... sözleşmesinin, davalılar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi, teknik şartname ve dosya kapsamındaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davalı NWG Şirketinin yaptığı işin yardımcı ... mahiyetinde olduğu, davacı tarafından yapılan işin de ihale kapsamında alt işverene verilebilecek yardımcı işlerden olduğu, buna göre davalılar arasında 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı TÜPRAŞ'ın asıl işveren, diğer davalı NWG Şirketinin alt işveren sıfatını haiz olduğu, davacının davalılar arasında muvazaa olduğu yönündeki itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalılar arasında geçerli ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve davacının somut tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı NWG Şirketinin yaptığı işin yardımcı ... mahiyetinde olduğu, davacı tarafından yapılan işin de ihale kapsamında alt işverene verilebilecek yardımcı işlerden olduğu, buna göre davalılar arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı TÜPRAŞ'ın asıl işveren, diğer davalı NWG Şirketinin alt işveren sıfatını haiz olduğu gerekçesiyle davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığı belirtilerek dava esastan incelenmiş ve davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Bilindiği üzere, Mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar, eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır.
4. Eda davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken inşai (yenilik doğuran) davalar ile de var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar.
5. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir.
6. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının Mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasında “Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” düzenlemesi ile ifade edilmiştir.
7. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. İşte davacının hukuki ilişkinin derhâl tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (hâlihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir.
8. Bu bağlamda ifade etmek gerekir ki yerleşik Yargıtay uygulamasına göre eda davası açma olanağı varken tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır.
9. Bu açıklamalar dikkate alındığında, somut olayda davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın esası incelenerek davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ,
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.