Logo

9. Hukuk Dairesi2022/16017 E. 2023/107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüzel kişiliği bulunmayan bir ticaret unvanına karşı açılan işçilik alacakları davasında taraf teşkili hususunda eksiklik bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı olarak gösterilenin tüzel kişiliği bulunmaması ve davaya konu işyerinde davacının SGK kayıtlarına göre gerçek kişi Ali Uzuner tarafından çalıştırıldığı tespit edildiğinden, davalı tarafta eksiklik bulunduğu ve bu eksikliğin giderilmesi için davacıya süre verilmesi gerekirken eksiklik giderilmeden hüküm kurulmasının usule aykırı olması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2014/98 E., 2015/33 K.

DAVA TARİHİ : 10.02.2014

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.01.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... Gürcan ve davalı asıl Ali Uzuner geldiler. Davacı taraf duruşmaya katılmıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukat ve davalı asıl Ali Uzuner'in sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde 01.08.2007-10.04.2013 tarihleri arasında aralıksız teknisyen olarak çalıştığını, davacının en son aldığı ücretin 1.300,00 TL olduğunu, fazla çalıştığı hâlde ücretlerinin ödenmediğini, davacının dinî bayramların birinci günü dışında kalan tüm dinî bayram günleri ile tüm resmî tatillerde çalıştığını, yine davacının çalıştığı süre boyunca yıllık iznini kısmen kullanabildiğini, davacının davalı işyerinde çalıştığı süre boyunca işvereni ve amirleri tarafından kendisine mobbing (psikolojik taciz) uygulandığını, davacının zor çalışma şartları ve baskı neticesinde işi bırakmaya zorlandığını, fakat yine de kendisinin elinden geldiğince çalışmaya devam ettiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davaya cevap dilekçesi verilmemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları, davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sicil dosyası değerlendirildiğinde; davacının, davalıya ait işyerinde 01.08.2007-10.04.2013 tarihleri arasında çalıştığı, davalı işverence SGK'ya verilen sigortalı işten ayrılış bildirgesinde, işten ayrılış nedenin işveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih şeklinde bildirildiği ancak davalı işverence feshin haklı nedene dayandığı iddiası ispat edilemediği, davacının kıdemi, yaptığı işin niteliği, çift bordro uygulamasının yaygın oluşu, tanık beyanı ve meslek odasından gelen yazıya göre davacının ücretinin net 1.300,00 TL olduğu, tanık anlatımları göz önüne alınarak davacının davalı işyerindeki tüm çalışma süresi boyunca haftanın 3 günü 08.30- 20.30 saatleri arasında, haftanın 3 günü ise 08.30-23.00 saatleri arasında çalıştığı, haftalık fazla çalışma süresinin 25,5 saat olduğu, tanıklarının anlatımları göz önüne alınarak davacının, işyerindeki çalışma süresi boyunca dinî bayramların ilk günü tatil yaptığı, diğer tüm ... bayram ve genel tatil günlerinin tamamında çalıştığı, davacı tanığı M.T.'nin anlatımları göz önüne alınarak davacı işçinin işlerin yoğun olduğu belirtilen kış aylarında ayda bir hafta tatilinde çalıştığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davada taraf olarak gösterilen Uzuner Isıtma Soğutma Sistemlerinin tüzel kişiliği olmadığı gibi söz konusu ticaret unvanına tebliğe çıkarılan hiçbir tebligatın Ali Uzuner'e tebliğ edilmediğini, tam aksine davalı adına çıkarılan tebligatların da davacıya tebliği suretiyle sürdürülen bir yargılama yapıldığını, taraf teşkili sağlanmadan yapılan yargılama sonucu sorumluluğuna hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraf teşkilinin sağlanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un “Hukuki dinlenilme hakkı” kenar başlıklı 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.

(2) Bu hak;

a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,

b) Açıklama ve ispat hakkını,

c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,

içerir.

"

3. 6100 sayılı Kanun'un "Dava dilekçesinin içeriği" kenar başlıklı 119 uncu maddesinin ilgili bölümleri şöyledir:

" (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

...

b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri....

2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır. "

3. Değerlendirme

1. Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasa'nın 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.

2. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan Anayasa'nın 36 ncı maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenilmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

3. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği'nde açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabilir.

4. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

5. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi vekilince tüzel kişiliği bulunmayan ticaret unvanının işveren olduğu belirtilerek davada taraf gösterildiği, Mahkemece tüzel kişiliği bulunmayan ticaret unvanına davalı sıfatıyla tebliğe çıkarılan dava dilekçesi, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve gerekçeli kararın da dava dilekçesinde gösterilen adres yerine davacı vekilinin adresine gönderildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı vekilince yargılama sonucunda verilen Mahkeme ile ilgili olarak 22.03.2022 tarihinde tavzih talep edilmiştir. Tavzih talebinde, karar başlığında davalı olarak gösterilen ticaret unvanının Ali Uzuner'e ait olduğundan bahisle gerekçeli karar başlığına davalı olarak Ali Uzuner'in adının eklenmesinin istenmesi üzerine Mahkemece 30.05.2022 tarihli ek kararla davacının tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.

6. Mahkemece verilen 30.05.2022 tarihli tavzih kararı isabetli olmadığı gibi dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ticaret unvanının davada taraf olamayacağı açıktır. SGK kayıtları uyarınca uyuşmazlık konusu dönemde davacının söz konusu ticaret unvanın sahibi Ali Uzuner nezdinde çalışmasının bildirildiği gözetildiğinde; dava dilekçesinde davalının adına ilişkin eksiklik bulunduğu anlaşılmış olup bu eksikliğin tamamlattırılması için 6100 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi uyarınca davacı tarafa kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan eksiklik giderilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.