"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 43. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işverenlerin yanında davalı Bakanlığa bağlı olarak istihdam edildiğinini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazları olduğunu, davacının ücretinin sözleşmeler gereğince belirlenip zammın buna göre verildiğini, davacının haklarını eksiksiz aldığını, iddialarının yerinde olmadığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.10.2020 tarihli ve 2020/5665 Esas, 2020/14048 Karar sayılı kararında davalı Bakanlığın genel uygulamasının doğru bulunduğunu, faiz oran ve başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli ... sözleşmesinin ve toplu ... sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücret üzerine %4'lük zam yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, faiz oranlarının da hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kamuda sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında yapılan ... sözleşmesiyle ücreti asgari ücretin % belirli bir oranda fazlası olarak tespit edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 01.04.2018 tarihindeki davacının ücreti tespit edilip Yüksek Hakem Kurulu kararında öngörülen zamlar uygulanarak davacının dönem ücretlerinin tespit edildiği ve ödenmesi gereken ücretler belirlenerek ödenen ücretler arasındaki fark bulunduğu, hesaplamaya esas dönem itibarıyla arabuluculuk aşamasının da yerine getirilmiş olduğu, dosya kapsamına göre davanın ücret farkı, ilave tediye farkı ile ikramiye farkı alacaklarının tahsiline ilişkin olduğu, arabuluculuk anlaşmama tutanağında ise ücret, prim, ikramiye, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ve genel tatil ücreti, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklar, gece vardiyası zammı alacaklarının görüşülüp anlaşılamadığının görüldüğü, arabuluculuk başvuru formunda ise dava konusu yapılan alacakların belirtildiğinin görüldüğü, arabuluculuk başvuru formuna Kanun tarafından bağlanan bir sonuç bulunmadığı, arabuluculuk başvuru formu son tutanakta açıklık olmadığı zaman taraf iradelerinin belirlenmesi ve yorumlanması bakımından yardımcı nitelikte olduğu, buna karşılık son tutanağın hangi konuların arabuluculuk aşamasında görüşüldüğü ve hangilerinin anlaşmama ya da anlaşma ile sonuçlandığının tespitine yarar resmî bir belge ve yegane delil olduğu, kanunun dava açma bakımından son tutanağa sonuç bağladığı bu nedenle ilave tediye talebi yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, arabuluculuk başvuru formunda ilave tediye alacak kaleminin mevcut olduğunu, arabulucu tarafından arabuluculuk son tutanağına sehven yazılmadığını, tüm bunların yanı sıra arabuluculuk son tutanağında ''toplu ... sözlemesinden kaynaklı alacaklar'' ibaresinin mevcut olduğunu, toplu ... sözleşmesinde ilave tediye alacağının düzenlendiğini ... sürülerek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ... sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı, ilave tediye alacağı yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği ve faiz oranı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kanuna, bireysel veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Maddenin ikinci fıkrasında ise "...Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."
3. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 17 nci maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
"(...) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır."
4. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Arabuluculuk Yönetmeliği) "Arabuluculuğun sona ermesi
" kenar başlıklı 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası;
"(...)Arabuluculuk faaliyetisonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar" şeklindedir.
5. Arabuluculuk Yönetmeliği'nin "Dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru" kenar başlıklı 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"(...)Başvuru, dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabilir."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının tüm, davacının aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 01.01.2021 tarihi ile bu tarihten sonraki dönem için dava konusu fark ücret ve fark ilave tediye alacak taleplerinin 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021 – 31.12.2022 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinin “Ücret Zammı” başlıklı 33 üncü maddesi dikkate alınarak hesaplanacağı açıklanmıştır. Ne var ki bu toplu ... sözleşmesi, dava şartı olan arabuluculuğa başvuru tarihinde henüz imzalanmış değildir. Dava dilekçesinde de belirtilen toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmaya yönelik bir talep bulunmamaktadır. Şu hâlde arabuluculuk başvuru tarihindeki koşullar göz ardı edilerek 01.01.2021 tarihi ve sonrasına ilişkin fark alacak taleplerinin, 08.09.2021 imza tarihli toplu ... sözleşmesinin ilgili maddelerindeki düzenlemeler dikkate alınarak hesaplanması hatalıdır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı şekilde tespit edilen ücret esas alınarak yapılan hesaplama incelendiğinde; 01.01.2021 tarihi ve devamı için ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarına ilişkin bir farkın çıkmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 01.01.2021 tarihi ve sonrası için hüküm altına alınmış bir alacak miktarı bulunmadığından; yukarıda belirtilen hatalı tespit ve hesaplama şekli ... sürülen temyiz nedenleri de dikkate alınarak sonuç itibarıyla bozma sebebi yapılmamıştır.
3. Dosya kapsamındaki 03.03.2021 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağında, taraflar arasındaki arabuluculuğa konu uyuşmazlığın “ücret, prim, ikramiye alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ve genel tatil ücreti, toplu ... sözleşmesinden ... alacaklar, gece vardiyası zammı alacakları” olduğu belirlenmiş ve yapılan görüşmeler sonucunda tarafların anlaşamadıkları hususuna yer verilmiştir. Arabuluculuk Başvuru Formunda ise işçinin "arabuluculukta talep edebileceği kalemler" bölümünde ücret, prim, ikramiye alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ve genel tatil ücreti, toplu ... sözleşmesinden ... alacaklar, ilave tediye, gece vardiyası zammı alacakları bölümlerini işaretlediği görülmektedir.
4. Bölge Adliye Mahkemesi; davanın ücret farkı, ilave tediye farkı ile ikramiye farkı alacaklarının tahsiline ilişkin olduğu, arabuluculuk anlaşmama tutanağında ise ücret, prim-ikramiye, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ve genel tatil ücreti, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklar, gece vardiyası zammı alacaklarının görüşülüp anlaşılamadığının görüldüğü, son tutanağın açık olduğu durumda son tutanakta belirtilmeyen hususların arabuluculuk görüşmesinde konuşulup müzakere edilmediği karine olarak kabul edileceği, son tutanağın sahte olduğu iddia edilip kanıtlanmadığından son tutanakta belirtilmeyen ilave tediye alacak talebi yönünden dava şartı olan arabuluculuk aşamasının yerine getirilmediği gerekçesiyle ilave tediye talebi yönünden davanın usulden reddine karar vermiştir.
5. Somut olayda davacı, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacaklarını talep etmektedir.
6. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bireysel ... sözleşmesinde yer alan asgari ücretle bağlantılı ücretten ... fark alacaklara ilişkin olup ilave tediye alacağına ilişkin uyuşmazlık da bu farktan kaynaklanan alacakla ilgilidir. Dolayısıyla arabulucu önünde yapılan müzakerenin ilave tediyeyi kapsamadığı söylenemez. Kaldı ki, davacı tarafça “Arabuluculuk Başvuru Formu” ile dava konusu alacaklardan ilave tediye alacağına da yer verildiği açıktır. Bu doğrultuda ilave tediye alacağı yönünden, arabuluculuğa başvuru şartının gerçekleştiği kabul edilerek esasa dair inceleme yapılması gerekirken davanın bu talep yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.