Logo

9. Hukuk Dairesi2022/16483 E. 2023/763 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediye ile alt işveren şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve bu bağlamda davacının işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediyenin kültür ve sanat işlerini ihale yoluyla üçüncü kişilere gördürmesine ilişkin hizmet alım sözleşmelerinin ve uygulamasının işçi teminine yönelik muvazaalı bir işleme dayandığı, davacının başlangıçtan beri davalı belediyenin işçisi sayılması gerektiği ve bu nedenle işçilik alacaklarına hak kazandığı gözetilerek istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2353 E., 2022/1543 K.

DAVA TARİHİ : 17.10.2014

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 24. ... Mahkemesi

SAYISI : 2014/1096 E., 2020/174 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tiyatro oyuncusu olduğunu, alt işveren şirketlerin her yıl yenilenen ihalelerle, davalı ... bünyesinde çalışan oyuncuların sigortalı gösterilerek primleri ile ücretlerini ödediğini ancak emir ve talimatın davalı ... tarafından verildiğini, davacının ihaleyi kazanan alt işveren şirketleri bilmediğini, oyuncu olmasına rağmen halkla ilişkiler biriminde istihdam ediliyor olarak gözüktüğünü ayrıca oyunculuk, yazarlık, yönetmenlik gibi harici görevleri de yerine getirdiğini, davalı ... ile alt işveren şirketler arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, şartnamelerde de işçilere ilişkin emir ve denetimin davalı Belediyede olduğunun yazdığını, kadrolu çalışanlarla aynı işi yapmalarına rağmen daha az ücretle çalıştıklarını ileri sürerek ramazan paketi, ek çalışma, giyim, yemek, sosyal yardım ücretleri ile fark ücret ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ile birlikte davacının talep ettiği alacaklardan davalı Belediyenin sorumlu olmadığını, asıl işveren olmayan Belediye yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ve dava dışı alt işveren şirketler arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulmadığı, muvazaanın söz konusu olduğu, davacının fesih tarihindeki aylık ücretinin net 2.136,25 TL brüt 3.177,00 TL olduğu, muvazaanın kabulüyle davacının davalı ... çalışanı olması nedeniyle ücret farkı, giyim yardımı, yemek yardımı, sosyal paket yardımı, ramazan yardımı, ek çalışma, ikramiye alacaklarına hak kazandığı, davanın kısmi dava olarak kabul edildiği ve davacı vekilinin 14.01.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesinin ikinci ıslah dilekçesi olarak değerlendirildiği ve bir davada bir kez ıslah hakkı kullanıldığından ikinci dilekçenin kabul edilmediği gerekçesiyle davalının ıslaha karşı zamanaşımı def''i dikkate alınarak yapılan hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde davacının davalı ... işçisi olduğunun tespiti talebinde bulunmasına rağmen tespite ilişkin hüküm kurulmadığını, bu nedenle vekâlet ücretine de hükmedilmediğini, verilen dilekçe ıslah değil bedel artırım dilekçesi olmasına ve davayı tespit davasının yanında belirsiz alacak davası olarak ıslah etmelerine rağmen bu dilekçenin ikinci ıslah olarak kabulünün hatalı olduğunu, ayrıca davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararınını kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, alacak kalemlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davacı işçinin davalı ... işçisi olmadığını, dava konusu hizmet alımı işinin, hizmet alım ihalesi kapsamında gördürüldüğünü, ihalenin kanuna uygun olarak hizmet alımı şeklinde gerçekleştirildiğini, müvekkili Belediyenin işveren olmadığını ve davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile alt işveren şirketler arasında imzalanan belirli süreli ... sözleşmesinde giyim yardımı, yemek bedeli, sosyal yardım paketi, ikramiye adı altında ek sosyal haklar alacağı öngörülmediğini savunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ... Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığına bağlı Şehir Tiyatroları Müdürlüğü bünyesinde dava dışı alt işveren şirketlerle imzalanan hizmet alım sözleşmelerine bağlı olarak 30.08.2008 tarihinden itibaren oyuncu olarak çalıştığı, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde kültür ve sanat işlerinin ihale yoluyla üçüncü kişilere gördürülebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı, eldeki davada hizmet alım sözleşmelerinin ve uygulamanın işçi teminine yönelik muvazaalı bir işleme dayandığı, bu nedenle davacının başlangıçtan beri davalı ... işçisi sayılması gerektiği, davalı Belediyenin husumete ve muvazaaya yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davacı gibi oyuncu olarak istihdam edilen işçiler ile ilgili olarak davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı bir işleme dayandığı hususunun Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.12.2018 tarihli ve 2018/4038 Esas, 2018/23078 Karar sayılı kararı ve yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 08.....2015 tarihli ve 2015/14023 Esas, 2015/20681 Karar sayılı kararlarında da tartışıldığı, muvazaa kabul edildiğinden yapılan hesaplamalar doğrultusunda verilen kısmen kabul kararının yerinde olduğu, eda hükmünün aynı zamanda tespit hükmünü de kapsadığı, Mahkemece gerekçeli kararda davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasında muvazaalı ilişkinin kabul edilmiş olmasına göre davacının tespit talebiyle ilgili hüküm kurulmaması itirazının yerinde olmadığı, dava dilekçesine göre açılan davanın kısmi dava olduğu, dava türünün ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği, Mahkemece birinci ıslah dilekçesine göre davanın görülüp zamanaşımı def'i de dikkate alınarak hüküm kurmasının isabetli olduğu, hükmedilen vekâlet ücretlerinin de doğru olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve davacının davaya konu alacaklarının bulunup bulunmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu’nun 2 nci maddesinin 7 ve 8 inci fıkraları, 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.