"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... ... 4. ... Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVA : ... ... 11. ... MAH. 2017/611 ESAS SAYILI DOSYASI
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı ... ... 11. ... Mahkemesinin 27.12.2017 tarihli ve 2017/776 Esas, 2017/611 Karar sayılı kararı ile söz konusu esasa kayıtlı davanın işbu asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dava bakımından yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince birleşen dava yönünden yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davasına ilişkin 04.10.2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili davacının uzun süreden beri davalı Şirkete ait işyerinde fırın ustası olarak çalıştığını, dava tarihi itibarıyla da çalışmaya devam ettiğini, işyerinde çalışmasının karşılığı olarak hak kazandığı ücret alacaklarının ödenmediğini ... sürerek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı Şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 21.12.2017 tarihli birleşen dava dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin 28.02.2017 tarihinde ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, asıl dava dilekçesi ile talep edilen ödenmeyen işçilik alacaklarının yanı sıra feshe bağlı kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacakları ile iki aylık ödenmeyen ücret alacağının da bulunduğunu, bahse konu işçilik alacaklarının tümünden davalı Şirket ortaklarının da ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesi ile sorumlu tutulmaları gerektiğini ... sürerek kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı Şirket ve davalı şahıslardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Kebap Restaurant Turizm İşletmeciliği Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili asıl davaya ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalı işletmeyi ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesi ile devraldığını, ilgili sözleşmenin 4 üncü maddesinde 01.....2016 tarihine kadar işleyen işçilik alacakları da dâhil tüm borçların devreden tarafa ait olacağının kararlaştırıldığını, davanın paylarını devreden şirket ortaklarına ihbarı gerektiğini, tüm ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ..., ..., ... ve ... (davalı Şahıslar) vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak kendilerinin tüm hisselerini devrettiklerini, tüzel kişiliğin hâlen faal olması sebebiyle husumetin şirketin eski ... olarak kendilerine yöneltilmesinin mümkün olmadığını, ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesinin iptali için taraflarınca dava açıldığını ve bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, tanık beyanları ile işçilik alacaklarının bulunduğunu ispatlamasına rağmen işverence söz konusu alacakların ödendiği ispatlanmadığından davalı Şirketin alacaklardan sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne; davalı Şahısların davalı Limited Şirketin eski ... oldukları, davacının davalı Şahısların nezdinde çalışmadığı, davalı Şahısların limited şirket ... olmaları sebebiyle kişisel olarak işçilik alacaklarından sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle bu kişiler hakkında açılan birleşen davanın husumetten reddine;davalı Şirketin ise davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshi dolayısıyla hak kazandığı alacakları ile ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle hakkında açılan birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 602 nci maddesi dikkate alındığında limited şirket ortaklarının işçilik alacaklarından şahsen sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, davacının talebine dayanak ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesinde yer alan düzenlemenin payları devreden ortaklar ile devralan kişi arasındaki iç ilişkiye ilişkin olduğu, bu sebeple İlk Derece Mahkemesinin davalı Şahıslar hakkında davanın husumetten reddine ilişkin kararın yerinde olduğu; ancak birleşen dava bakımından reddedilen alacak miktarı dikkate alındığında davalı Şirket lehine vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılarak asıl davanın kısmen kabulüne, davalı Şahıslar hakkında açılan birleşen davanın husumetten reddine, davalı Şirket hakkında açılan birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan bölge adliye mahkemeleri kararlarının hüküm kısmına ilişkin düzenleme şu şekildedir:
"...(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
..."2. 6100 sayılı Kanun'un "Uygulanacak diğer hükümler" kenar başlıklı 360 ıncı maddesinde şöyledir:
"(1)Bu Bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, bölge adliye mahkemesinde de uygulanır.
..."
3. 26.09.2007 tarihli ve 2007/14-778 Esas, 2007/611 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de;
"...Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
..." şeklinde açıklamaya yer verilmiştir.
2. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bölge adliye mahkemelerince Kanun'un aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekmektedir.
2. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
3. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
4. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince birleşen dava yönünden gerekçe kısmında ... sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğinden davacının kıdem tazminatı alacağının bilirkişi raporunda belirlenen şekilde hüküm altına alındığı, davacının ödenmeyen ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının bulunduğu ve hüküm altına alındığı; fazla çalışma ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davacı tarafça ispatlanmadığından esastan reddine karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm kısmında birleşen dava yönünden davalı Şirketin söz konusu alacaklardan sorumlu tutulduğuna yahut alacakların reddedildiğine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. Bu sebeple Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.