Logo

9. Hukuk Dairesi2022/18735 E. 2023/2853 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının asıl işveren işçisi olarak kabul edilip alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı işin davalının asli görevi kapsamında olmadığı, yardımcı iş niteliğinde olduğu ve bu işin hizmet alımı yoluyla yaptırılmasının mümkün olduğu, ayrıca davalının aynı işi kendi bünyesindeki işçilerine de yaptırdığı ve davalının verdiği emir ve talimatların alt işverenin yönetim hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı gözetilerek, davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun ve muvazaasız olduğu kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

EK KARAR TARİHİ : 15.09.2022

DAVA TARİHİ : 24.07.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/192 E., 2021/310 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2019 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2021 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesine üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 15.09.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre davacının hesaplanmayan alacak kalemlerine ilişkin taleplerinin bulunduğu anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizin mümkün olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek karar hatalı olduğundan, 15.09.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya bağlı Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında kanuna uygun olarak kurulmuş asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, muvazaa bulunduğunu, davacının davalı Elektrik Üretim AŞ'nin (...) işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitini ve kıdem tazminatı, ücret, ilave tediye, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; süresi içinde davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde, dava konusu döneme ait hizmet alım sözleşmelerinin Kemerköy Termik Santrali Sosyal Tesis ve İdari Binalarda baş aşçı, aşçı, garson, bulaşıkçı, resepsiyon sorumlusu, bahçe işleri ve genel temizlik işçisi ile yardımcı sağlık personeli alımına dair düzenlendiği, çalışma bildirilen dönemlere ait hizmet alım sözleşmelerinin bulaşıkçı alımını da içerdiği, davacının fiilen yaptığı ... ile hizmet alım sözleşmeleri kapsamında belirlenen işin aynı olduğu, aksi yönde bir iddia bulunmadığı, davacının davalı İdareye ait santralde yardımcı ... kapsamında çalıştığı, tüm dosya kapsamından; araç ve gereçlerin İdare tarafından sağlandığı, emir ve talimatların İdare personelince verildiği, dava dışı alt işverenin davalı işyerinde kendi organizasyonunun bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, dava dışı alt işverenin bordro işvereni olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı işverenin hizmet alım sözleşmesi yoluyla işçi temini yaptığı, davacının çalışması yönünden davalı ... ile alt işveren şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının 30.03.2013 tarihinden 22.12.2014 tarihine kadar davalı ...'ın işçisi olduğunu kabul etmek gerektiği, davacının fark kıdem tazminat alacağı bulunduğu, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinde belirtilen iki yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup dava tarihinin 24.07.2017 olduğu göz önüne alındığında talep edilen alacak kalemlerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının asıl ... olan elektrik üretim işinde çalışmadığını, muvazaanın ve asıl işverenin işçisi olduğunun tespitine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının çalıştığı yüklenici firmalar ile müvekkili arasında tanzim edilen hizmet alım sözleşmelerinin anahtar teslimi ... niteliğinde ve müvekkilinin ihale makamı konumunda olduğunu, davacının yaptığı ... asıl işin parçası ya da elektrik üretimine yardımcı ... niteliğinde olmadığından müvekkili ile yüklenici firmalar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin faaliyetlerini kamu hizmetleri çerçevesinde yürüttüğünü, bu nedenle yapılan hizmet alımı sözleşmelerinin muvazaalı olmadığını, yüklenici firmaların yaptıkları işlerde hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığa sahip olduklarını; işçilerin işe alınması, işten çıkartılması, işin yürütümü ve ücretlerin belirlenmesi gibi hususların müvekkilinin ilgisi ve bilgisi dışında kaldığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının yardımcı ... kapsamında çalıştığı kabul edilse dahi yardımcı ... niteliğindeki işlerin alt işveren eliyle yaptırılabileceğini, asıl işveren yetkililerince işçiye emir ve talimat verilmesinin muvazaanın varlığına kanıt olamayacağını, davacının ... sözleşmesinin, işyerinin devrinden sonra da kesintisiz bir şekilde devam ettiğini, bu nedenle feshe bağlı bir hak olan kıdem tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı ... işyerinde dava dışı şirketler bünyesinde bulaşıkçı olarak çalıştığı, davalı ile dava dışı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin konusunun, "...Genel Müdürlüğü alakart salonu, lokal, tabldot yemekhanesi, çay ocakları, misafirhane, bekar lojmanı hizmetlerinde ve sosyal site ile idari binaların genel temizliğinde çalıştırılmak üzere baş aşçı, aşçı, şef garson, garson, resepsiyon sorumlusu, bulaşıkçı ve temizlik işçisi ile işyeri sağlık birimlerinde çalışmak üzere yardımcı sağlık personelinden oluşan toplam ...kişilik 1 yıl süreli hizmet alım işi " olduğu, hizmet alım sözleşmesinin konusu olan bulaşıkçılık hizmetinin, davalı ...'ın asli görevleri arasında olmadığı, yardımcı ... niteliğinde olduğu, davalı ...'ın bu işi, hizmet alımı yoluyla üçüncü şahıslara yaptırmasının mümkün olduğu, davalı ...'ın kendi bünyesinde çalışan ve aynı işi yapan işçilerinin bulunması, asıl işveren alt işveren ilişkisini kanuna aykırı ya da muvazaalı hâle getirmeyeceği, davalı asıl işveren ...'ın işin düzenli ve sağlıklı yürütümü bakımından verdiği emir ve talimatların alt işverenin yönetim hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı, bu nedenle davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; alt işverenler ile davalı ... arasındaki ilişki hizmet alımı olarak adlandırılsa da fiili olarak yürütülen faaliyetin tamamen yüklenici firmaların davalı ... Müdürlüğüne işçi temin edilmesinden ibaret olduğunu, işçilerin çalışmaları sırasında emir ve talimatları davalı yetkililerinden aldıklarını ve işçilerin hangi işlerde ve nerede çalışacaklarının davalı tarafından belirlendiğini, işin yürütülmesinde kullanılan tüm araç ve gereçlerin davalıya ait olduğunu, çalışma düzeninin, fazla çalışma yapılıp yapılmayacağının davalı yetkililerince belirlendiğini, müvekkili ve diğer tüm işçilerin puantaj kayıtlarının davalı tarafından tutulduğunu, davalının istemediği bir işçinin çalışmaya devam etmesinin mümkün olmadığını, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre alt işveren işçilerinin baştan itibaren asıl işverenin işçisi oldukları sonucuna varılması gerektiğini, baştan itibaren davalının işçileriyle birlikte çalışan davacının işe giriş tarihinden itibaren aynı statüdeki davalı işçileriyle aynı ücret ve sosyal haklardan yararlanması gerektiğini, seri olarak açılan davalarda emsal kararlarda muvazaa tespiti yapıldığını ve kararların kesinleştiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, Alt İşverenlik Yönetmeliği.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 15.09.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.