Logo

9. Hukuk Dairesi2022/7811 E. 2022/13263 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla mesai ücretinin hesaplanmasında Yargıtay’ın bozma ilamına aykırı olarak hüküm kurulup kurulmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararında davalı lehine fazla mesai ücretinin yeniden hesaplanması gerektiği yönünde hüküm kurulması ve mahkemenin bozma ilamına uyarak davalı lehine usuli kazanılmış hak doğurmasına rağmen, mahkemece hesaplanan fazla çalışma alacağının, bozma öncesi hüküm altına alınan miktardan fazla olması nedeniyle usuli kazanılmış hakka aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait... Tarım unvanıyla işletilen serada 01.....2010 tarihinden 22.10.2014 tarihine kadar aralıksız şekilde bekçi olarak çalıştığını, hiçbir haklı neden bulunmadığı hâlde yaklaşık bir ay önce müvekkilinin davalı işveren tarafından işten çıkarıldığını, müvekkiline işi yavaşlattığı ve yeterince verim alınamadığı gerekçesi ile işe gelmemesinin söylendiğini, ardından da müvekkilinin işe gelmediği gerekçesi ile haklı nedenle ... sözleşmesinin feshedildiğinin ihbarname ile bildirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ... sözleşmesinin 21.10.2014 tarihinde 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesi gereğince bildirimli olarak ihbar süresinin sonu olan 15.12.2014 tarihi mesai bitiminde feshedileceğinin bildirildiğini, davacının bu bildirim yazısını tebellüğ eden sıfatı ile imzaladığını, ancak davacının o tarihten sonra işyerine gelmeyerek devamsızlık yaptığını, davacıya ihbar süresi boyunca da ... sözleşmesinin devam ettiğinin ve bu süre içerisinde de işyerine gelerek çalışmasına devam etmesi gerektiğinin ... 7. Noterliğinin 24 Ekim 2014 tarihli ve 35783 yevmiye numaralı ihtarı ile bildirildiğini, yine bu ihtar ile davacıya yaptığı devamsızlıklara ilişkin geçerli bir mazereti varsa bunu bildirmesi, aksi hâlde ... sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendi gereğince haklı nedene dayanılarak feshedileceği hususlarının da bildirildiğini, davacının devamsızlığını haklı gösterecek bir mazeret sunmadığı gibi devamsızlık yapmaya da devam ettiğini, bu sebeple davacının ... sözleşmesinin ... 7. Noterliğinin ....11.2014 tarihli ve 37122 yevmiye numaralı ihtarı ile haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafından imzalanan ücret bordroları ile banka kayıtlarından anlaşılacağı üzere, davacıya 01.05.2011 tarihinden önce, şayet fazla çalışma yapmış ise bedelinin ödendiğini ve davacının yıllık izinlerinin tamamını kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti

Mahkemece 10.12.2015 tarihli ve 2014/304 Esas, 2015/231 Karar sayılı karar ile toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak ... sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendi gereğince işverence haklı nedenle feshedildiği, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanamadığı, davacının bakiye yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının işyerinde fazla çalışma yaptığını, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ispatladığının kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine; diğer alacakların kısmen kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci

Kararın süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 29.11.2018 tarihli ve 2016/6768 Esas, 2018/25790 Karar sayılı kararı ile davacı temyizi yönünden yapılan incelemede; kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden dava şartı yokluğundan reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu; davalı temyizi bakımından yapılan incelemede ise tanıklar yeniden dinlenerek çalışma sisteminin açıklığa kavuşturulduktan sonra fazla çalışma ücretinin yeniden hesaplanması gerektiği, yıllık izin ücreti alacağının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden dava şartı yokluğundan reddi gerektiği, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının bir hafta 4 gün bir hafta 3 gün çalıştığı kabul edilerek hafta tatili ücreti alacağı hesaplanmadığı halde hükümde genel tatil alacağı ile birlikte hafta tatili ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, tanık beyanları ile hesaplanan alacaklardan uygun bir indirim yapılması gerektiği hususunun gözetilmemesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek bozma sonrasında yapılan yargılamada kapsama aldırılan ek bilirkişi raporu doğrultusunda, kıdem ve ihbar tazminatı talepleri bozma ilâmına konu edilmediğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, yıllık ücretli izin alacağının dava şartı yokluğundan usulden reddine, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz

Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe

1.Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada, yeniden hesaplanan fazla çalışma alacağının isabetli olup olmadığı, bu bağlamda usuli kazanılmış hakkın ihlaline sebebiyet verilip verilmediğinin açıklığa kavuşturulması gereklidir.

Bunun için öncelikle usuli kazanılmış hak kavramına kısaca değinmek gerekmektedir.

Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Usuli   kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir.

Kazanılmış haklar hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 2 nci maddesinde açıklanan “... Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır; belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.

Anlam itibarıyla bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

Örneğin mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymasıyla bozma kararı lehine olan taraf bakımından kazanılmış hak doğar.

Bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması usule uygun olmadığından bozma nedenidir.

Bozma kararı ile dava usul ve yasaya uygun bir hâle sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve kanuna uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre Yargıtayın bozma kararına uymuş olan mahkeme bu uyma kararı ile bağlıdır. Daha sonra bu uyma kararından dönerek direnme kararı veremez; bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.

Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlık ele alındığında; Dairemizin en son verdiği bozma ilâmında fazla çalışma ücreti alacağı bakımından “… Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının 2010/10-2011/1 arası dönemde tanık ...'in birlikte bekçi olarak çalıştıkları, bir gün davacının bir gün tanığın çalıştığı, böylelikle davacının bir haftada 4 gün 1 haftada 3 gün günde 16 saat çalıştığı, 4 gün çalışılan haftada 13 saat fazla mesai yaptığı, 3 gün çalışılan haftada ise fazla mesai yapmadığı kabul edilerek    fazla mesai alacağı hesaplanmış ise de Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan davacının da tanık olarak dinlendiği davacı tanığı ...' ait 2016/6767 esas sayılı dosyada, tanığın yine tanık beyanlarına göre 02.08.2010-30.04.2011 tarihleri arasında haftanın 7 günü günlük 15 saat çalıştığı kabul edilerek farklı şekilde hesaplama yapıldığı görülmektedir. Davacı ve diğer dosya davacısının aynı işi yaptıkları gözetildiğinde dosya kapsamındaki beyanlardan davacının çalışma sisteminin nasıl olduğu ,haftada kaç gün kaç saat çalıştığının tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmış olup, Mahkemece    gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek, çalışma sisteminin ve haftada kaç gün kaç saat çalışıldığının netleştirilerek sonucuna göre yeniden hesaplama yapılması yerinde olacaktır.    Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.” gerekçesiyle davalı lehine bozma yapılmıştır. Zira 10.12.2015 tarihli bozma öncesi verilen Mahkeme kararına karşı davacı vekilinin temyiz başvurusu yalnızca kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin olup fazla çalışma ücreti alacağı bakımından temyiz itirazında bulunulmadığı gibi yukarıda yer alan bozma bendinde de davalı lehine olmak üzere fazla çalışma ücreti alacağı bakımından bozma yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bozma ilâmına uyulmakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılamada, tanıklar yeniden dinlenerek yapılan değerlendirmeye göre kapsama alınan bilirkişi ek raporu ve talep arttırım dilekçesi doğrultusunda brüt 4.750,00 TL fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmış ise de bozma öncesi Mahkemece hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti alacağı miktarının brüt 536,90 TL olduğu hususu dikkate alındığında hüküm altına alınan miktarın davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, fazla çalışma alacağının bozmadan önce olduğu gibi 536,90 TL olarak hüküm altına alınması gerekir. Bu yön dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç

Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması hâlinde ilgilisine iadesine, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.