Logo

9. Hukuk Dairesi2022/9691 E. 2022/15822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olup olmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında işçilik alacaklarının davalıdan talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Her ihale döneminin kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, önceki ihale sözleşmelerinde muvazaa bulunmasının sonraki ihale sözleşmelerinde de muvazaa bulunduğu anlamına gelmeyeceği, mahkemenin önceki kararları ve emsal dosyaları esas alarak eksik inceleme ile hüküm kurduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi

.

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 44. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1995 yılından 31.08.2016 tarihine kadar, davalı ... nezdinde değişen alt işveren işçisi olarak çalıştığını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı iddiasıyla ... 10. ... Mahkemesinde açılan davada müvekkilinin baştan itibaren muvazaa nedeniyle davalı Kurumun işçisi sayılmasının gerektiğinin tespiti ile fark ücret alacaklarına hükmedildiğini, yine müvekkili tarafından ... 37. ... Mahkemesinde açılan davada ilave tediye, fark ücret, sosyal yardım alacağı, yıpranma primi eksik fazla çalışma ücreti, yemek ve koruyucu madde yardımı gibi alacakların talep edildiğini, Mahkemece davacının lehine hüküm kurulduğunu ve kararın Yargıtay denetimden geçerek kesinleştiğini, ... 10. ... Mahkemesinin tespitine rağmen müvekkilinin davalı Kurumun kadrosuna alınmayarak alt işveren işçisi olarak çalıştırılmaya devam edildiğini, 31.08.2016 tarihinde ... sözleşmesinin işverence haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, bu alacakların yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesine göre hesaplanması gerektiğini ... sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yüklenici şirket işçisi olduğunu, bu nedenle müvekkili Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, yüklenici şirketler ile müvekkili Kurum arasında yapılan sözleşmeler gereği yükleniciye devredilen işin anahtar teslim olduğunu, müvekkili ile yüklenici şirketler arasında alt işveren asıl işveren ilişkisinin kabulü hâlinde dahi davacının taleplerinin geçerli olmayacağını, her ihale döneminin kendi içinde değerlendirilip her yüklenici ile ilişkilerin muvazaaya dayanıp dayanmadığının araştırılmasının gerektiğini, bu nedenle davacı tarafından açılan önceki davaların kendi dönemine ilişkin olduğunu, son döneme ilişkin bir tespiti içermediğini, müvekkili Kurumun ihale makamı olarak yüklenici şirket işçisinin sadece üç aylık ücret alacağından sorumlu olduğunu, davada talep edilen tazminat ve yıllık izin ücretlerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"(...) Dosya arasına alınan ... 10. ... Mahkemesinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi denetiminden geçen 2010/1384 esas, 2011/1433 karar sayılı kararında davacının baştan beri ... işçisi olduğunun tespitine karar verildiği, yine ... 37. ... Mahkemesinin 2016/641 esas, 2017/227 karar sayılı Yargıtay 22. Hukuk Dairesi denetiminden geçen kararında, davacının muvazaa nedeni ile baştan itibaren ... İşçisi sayılması ve ilgili ...’lerden yaralanması gerektiği gerekçesi ile 07/10/2010-28/02/2013 tarihleri arasındaki döneme ait olmak üzere ücret fark ve ilave tediye ücretlerinin ödenmesine karar verilmiştir.

2013 - 2016 Yıllarını kapsayan ve dosyaya sunulan Toplu ... Sözleşmelerinde düzenlenen 6 aylık zamlar uygulanarak fesih tarihindeki günlük brüt ücret tespit edilmiş, ... 66, 76, 77, 78 ncı maddelerinde düzenlenen ilave tediye, sosyal yardım, yıpranma primi, yemek ve koruyucu madde alacakları ile ilgili hesaplamalar yapılıp, giydirilmiş brüt ücrete eklenerek davacının tavan ücreti esas alınarak kıdem tazminatı alacağı hesaplanmıştır." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece hükme esas alınan yargı kararlarının davaya dayanak teşkil edemeyeceğini, ihale sözleşmelerinin kendi dönemine göre değerlendirilmesi gerektiğini, tüm ihale sözleşmelerinin muvazaaya dayandığının kabul edilemeyeceğini, davalı Kurum yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ihale alan yüklenici firma ile davalı arasında anahtar teslim ... yapılmasının söz konusu olduğunu, davacının Kurum işçilerine uygulanan toplu ... sözleşmesinden yararlanacağı kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Davacının çalıştığı dönem aralığına ilişkin olarak iki ayrı dönem için muvazaanın bulunduğu ve davacının davalı işçisi olduğuna ilişkin kesinleşmiş kararların bulunması nedeniyle, mahkemece söz konusu kesinleşmiş kararlarda kabul edilen dönem aralığından sonra, fesih tarihine kadar olan 2013-2016 dönem aralığını kapsayan dönem bakımından da davacının ... İşçisi sayılması ve işyerinde uygulanan ...’lerden yaralanması gerektiği yönündeki kabulün dosya kapsamına uygun olduğu, davacı asilin yıllık izinlerini kullanmadığını beyan etmiş olması ve davalı tarafça davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı veya ücretinin ödendiğinin ispatlanamamış olması karşısında yıllık izin ücret alacağının kabulüne karar verilmesinde bir hata bulunmadığı, kabul edilen işçilik alacaklarının niteliği, ... sözleşmesinin sona erdiği tarih ve dava tarihi dikkate alındığında hakdüşürücü süre veya zamanaşımının söz konusu olmadığı ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ... sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine göre bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. ...

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez.

..."

3. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğünün yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür.

4. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 09.....2016 tarihli ve 2016/14467 Esas, 2016/17319 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir :

"... Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.

..."

3. Değerlendirme

1. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi hâlde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.

2. İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.

3. Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait işyerinde hizmet alım sözleşmeleri kapsamında dava dışı şirketler nezdinde 31.08.2016 tarihine kadar çalışmıştır. İlk Derece Mahkemesince kesinleşen ... 10. ... Mahkemesinin 2010/1384 Esas, 2011/1433 Karar sayılı kararında davacının baştan beri davalı ... işçisi olduğunun tespitine karar verildiği, yine ... 37. ... Mahkemesinin 2016/641 Esas, 2017/227 Karar sayılı kararında davacının muvazaa nedeni ile baştan itibaren ... işçisi sayılması ve ilgili toplu ... sözleşmelerinden yararlanması gerektiği gerekçesi ile 07.10.2010-28.02.2013 tarihleri arasındaki döneme ait olmak üzere ücret fark ve ilave tediye ücretleri yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak verilen karar dosya kapsamı ile uyumlu değildir.

4. Asıl işverenin kendi işyerinde çalıştırılan alt işveren işçilerinin alacaklarından müteselsilen sorumlu olması kanun hükmünün gereğidir. İşin yürütümünün sağlıklı olmasından birinci derecede sorumluluğu bulunan kişinin asıl işveren olduğu da bir başka vakıadır. Bu hususlar dikkate alındığında, hizmet alım sözleşmesinde asıl işverene verilen yetkilerin denetleme yetkisi kapsamında kaldığının kabulü gerekir. İşverence salt bu kapsamdaki bir kısım denetim yetkisinin kullanılmış olması muvazaanın varlığını göstermez. Emsal olarak kabul edilen bir başka dosya doğrultusunda da muvazaa kararı verilemez.

5. 6001 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme uyarınca işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 6098 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.

6. Bu denetim yapılırken her ihale dönemi için ayrı ayrı tespit yapılmalıdır. Belirtmek gerekir ki her ihale sözleşmesi kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tâbi tutulmalıdır. Önceki ihale sözleşmelerinin kanuna uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde kanuna uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermez. Bu sebeple davacının kesinleşmiş mahkeme kararlarında kabul edilen dönemden sonra fesih tarihine kadar olan 28.02.2013-31.08.2016 tarihlerini kapsayan dönem bakımından hangi alt işverenler nezdinde, hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında ve hangi işi yaparak çalıştığı ... ... incelenmeli, 6001 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, davacının yürüttüğü ... yönünden asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulabilir olup olmadığı irdelenerek sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile salt emsal dava dosyaları kapsamında muvazaa iddiasının kabulü ile hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.