"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... sözleşmesine işverence haksız olarak son verildiğini, işe iade talepli açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini ve Yargıtayca feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile hükmün ortadan kaldırıldığını, davacının, işçilik alacaklarının tahsili için ... 12. İcra Müdürlüğünün 2013/1744 Esas sayılı dosyası ile ilâmsız icra takibine geçtiğini, ancak işverenin haksız itirazı sebebi ile takibin durduğunu belirterek davalının yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20'den ... olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği alacak kalemlerinin ihtilaflı olduğunu ve talep edilen miktarların da Şirketin hesapladığı rakamların üzerinde olduğunu, ücret alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, ... sözleşmesi haklı nedenle feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, çalıştığı süreye ilişkin tüm alacaklarının ödenmiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.11.2015 tarihli ve 2013/748 Esas, 2015/841 Karar sayılı ilâmı ile; davacının davalı işveren nezdinde 15.01.2003-27.05.2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı, davacının çalışmasının kısmi süreli olarak değerlendirilemeyeceği, bu itibarla ek ödemelerden yararlanması gerektiği, davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından sonlandırıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep etme hakkı bulunduğu, talep edilen alacakların ödendiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, itibar edilen 07.04.2014 ve 30...2015 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının kıdem tazminatı alacağının 21.836,57 TL, ikramiye alacağının 7.554,32 TL, ihbar tazminatı alacağının 3.031,25 TL, izin ücretinin 3.360,87 TL, ... yardımı alacağının 389,86 TL, işlemiş faiz alacağının 5.281,89 TL olmak üzere toplam alacağının 41.454,76 TL olduğu, davacının takipte daha fazla miktarda talepte bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takibin 41.454,76 TL' lik kısmı yönünden devamına karar verilmesi gerektiği, davacı icra inkar tazminatı isteğinde bulunmuş ise de konu yargılamayı gerektirdiğinden bu isteğinin reddi gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.03.2019 tarihli ve 2017/20568 Esas, 2019/4851 Karar sayılı kararıyla; tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dosya içerisinde belirli süreli ... sözleşmesi (part time) başlıklı sözleşmeler bulunduğu, dinlenen davalı tanıklarının davacının yarı zamanlı çalıştığını beyan ettikleri, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre de çalışma süresinin genellikle 30 günün altında olduğu, hâkimin davayı aydınlatma görevi kapsamında, davacıya ait ücret bordroları da incelenerek ve davacının imzaladığı ... sözleşmesi ve diğer delilleri birlikte değerlendirilerek davacının kısmi süreli mi yoksa tam süreli çalışan mı olduğu belirlenmesi, davacının kısmi süreli olarak çalıştığının anlaşılması hâlinde, davaya konu toplu ... sözleşmesinin 6 ncı maddesinin (c) bendinde yer ... part time çalışan işçilerin ayrıca toplu ... sözleşmesindeki bu yardımlardan yararlanamayacağına ilişkin düzenlemenin, davalı tarafından bu düzenlemeyi haklı kılan bir nedenin bulunduğu ispat edilemediğinden, geçersiz olduğu kabul edilerek davacının çalışma süresi ile orantılı olarak toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağının kabul edilmesi gerektiği, davacının, davalı işyerinde 04...1996-27.05.2010 tarihleri arasında çalıştığı, Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 13 üncü maddesinde kısmi süreli ve ... üzerine çalışan işçilerin izin hakkı bakımından tam süreli işçilere göre
farklı bir uygulamaya tâbi olamayacakları, davacının yararlanma hakkına sahip olduğu, toplu ... sözleşmelerinin 27 ve 28 ... maddelerinde aynen “İşyerine girdiği tarihten öteye 1 yıl çalışmış üye işçilerin yasada belirtilen yıllık ücretli izin süreleri 30 gündür. Ancak 2 Şubat 2001 tarihinden sonra işe alınan taraf sendika üyelerinin yıllık ücretli izinleri hakkında Yasa hükümleri uygulanır.” denildikten sonra hizmet süresi 1-5 yıl olanlara yılda 14, 5-15 yıl arası olanlara 20 ve 15 yıldan fazla olanlara 26 ... ücretli izin verileceğinin belirtildiği, davacının davalılara ait işyerinde 04...1996 tarihinde işe başladığı dikkate alındığında, toplu ... sözleşmelerindeki 02.02.2001 tarihinden önce çalışmaya başlayan işçiler için yıllık 30 ... üzerinden izin kullandırılacağı düzenlemesi dikkate alınarak hak kazanılan yıllık izin süresinin hesaplanması, bu süre boyunca kullandırılan yıllık izin sürelerinin mahsubu ile bakiye yıllık izin ücreti alacağı hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği gerekçeleri ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.11.2019 tarihli ve 2019/156 Esas Esas, 2019/1389 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak davacının davalı işveren nezdinde 15.01.2003-27.05.2010 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı, davacının çalışmasının kısmi süreli olarak değerlendirilemeyeceği, bu itibarla ek ödemelerden yararlanması gerektiği, davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından sonlandırıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep etme hakkı bulunduğu, talep edilen alacakların ödendiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, bozma sonrası alınan bilirkişi ek raporunda bir değişikliğe gidilmeyeceği belirtildiğinden önceki bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.02.2020 tarihli ve 2020/608 Esas, 2020/2613 Karar sayılı kararıyla; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Mahkeme kararının davacının çalışma süresinin neden tam süreli olarak kabul edilmesi gerektiğine dair Anayasa ve yasal mevzuatın aradığı anlamda herhangi bir gerekçe içermediği, bu nedenle anılan alacaklar konusunda verilen kararın temyiz mercii tarafından denetimimin olanaksız olduğu, ilk bozma ilâmında davacının kısmi süreli mi yoksa tam süreli mi çalıştığının belirlenmesi ve davacının yıllık izin alacağı yönünden davacının işe başlama süresi dikkate alınarak alacaklarının belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, Mahkemece bozma sonrasında bilirkişiden ek rapor alındığı ve ek raporda davacının çalışmasının kısmi süreli olarak kabul edilemeyeceğinin ifade edilmesi nedeni ile bu rapor hükme esas alınarak davacının tam süreli olarak çalıştığının kabul edildiği, yıllık izin alacağı yönünden ise herhangi bir inceleme yapılmadan önceki gibi karar verildiği ancak yerel Mahkemenin bu kabulünün dosya kapsamına da uygun olmadığı, davacı tarafından dosyada tanık dinletilmediği, dinlenen davalı tanıklarının, davacının yarı zamanlı çalıştığını beyan ettikleri, dosya içindeki davacının imzası olan sözleşmelere göre davacının ücretinin çalıştığı saate göre belirleneceğinin ve amirinin çağırdığı günlerde ve saatlerde çalışacağının, çalışma saatinin de amiri tarafından belirleneceğinin düzenlendiği, davacı tarafından sözleşmeye bugüne kadar bir itirazda da bulunulmadığı, yine davacının tam süreli çalıştığına dair bir delilin dosyaya sunulmadığı, davacının SGK kayıtlarında tam süreli bir hizmet bildiriminin yer almadığı, Mahkemece ... hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükünün bunu iddia eden
işçiye düştüğü göz ardı edilerek hüküm kurulduğu, öte yandan davacı tarafından puantaj kayıtlarının getirtilmesini talep ettiği hâlde bu talep hakkında da olumlu ve olumsuz bir karar da verilmediği, öncelikle davacının delil olarak dayandığı işyerindeki puantaj kayıtları getirtilerek davacının kısmi süreli mi yoksa tam süreli mi çalıştığının tespit edilmesi gerektiği, davacının kısmi süreli çalışan olduğunun tespit edilmesi hâlinde, ilk bozma ilâmında belirtildiği üzere, davaya konu toplu ... sözleşmesinin 6 ncı maddesinin (c) bendinde yer ... part time çalışan işçilerin ayrıca toplu ... sözleşmesindeki bu yardımlardan yararlanamayacağına ilişkin düzenlemenin, davalı tarafından bu düzenlemeyi haklı kılan bir nedenin bulunduğu ispat edilemediğinden geçersiz olduğunun kabul edilmesi ve davacının çalışma süresi ile orantılı olarak toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağının kabul edilmesi, davacının tam süreli çalışan olduğunun tespit edilmesi hâlinde, davacının tam süreli çalışan işçi gibi alması gereken ikramiye, senelik izin ve ... yardım alacaklarının hesaplanması ancak işçiye ücreti içinde ödenen vardiya primi, ikramiye, senelik izin ve ... alacaklarının mahsubu ile fark alacakların tespit edilmesi, davacının işyerinde çalışmış olduğu fiili hizmet süresi ve prime esas günleri dikkate alınarak kıdem tazminatına esas süresinin 9 yıl, 25 ... olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçeleri ile Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak davacı ile davalı arasındaki sözleşme ve bu sözleşme içeriği, SGK kaydı, bordrolar ve davalı tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının kısmi süreli ... sözleşmesi kapsamında davalı işyerinde kısmi süreli olarak 9 yıl, 25 ... çalıştığı, davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından sonlandırıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep etmeyecek şekilde işinin son bulduğu davalı tarafça ispat edilemediğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının kıdem süresine göre 270 ... izin hakkı bulduğu, dosyaya sunulan belgelerden ve davacı vekilinin beyan dilekçesinden 91 ... izin kullandığının anlaşıldığı, bakiye izinlerini kullanmadığı ancak davacıya yapılan ödemenin mahsubu ile 4.292,49 TL yıllık izin alacağının bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dava konusu alacaklara bankalara uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanmadığı, davacının tam süreli çalışan olduğu, pazar çalışmaları dikkate alınmadığından yıllık izin ve ikramiye alacağının eksik hesaplandığı, yargılama giderlerinin hatalı belirlendiği gerekçeleri ile temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Davalı vekili, yıllık izin alacağı yönünden bordrolardaki tahakkukların değerlendirilmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanamadığı, ikramiye ve ... alacağı yönünden toplu ... sözleşmesinin 6 ncı maddesinin (c) bendinin geçersiz olduğunu kabulünün hatalı olduğu gerekçeleri ile temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının çalışmasının kısmi süreli mi tam süreli olduğu, buna bağlı olarak toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı, yararlanabilir ise hangi hükümlerinden yararlanabileceği ve bu bağlamda
dava konusu alacakların çalışma şekline ve toplu ... sözleşmelerine uygun şekilde tespit edilip edilmediği, alacaklara uygulanacak faiz oranı ile yargılama giderlerinin doğru belirlenip belirlenmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6100 sayılı Kanun'un 323, 326, 330 ve 332 nci maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 53 ve 59 uncu maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda icra dosyasında takip çıkışının 53.708,49 TL olduğu, davacının 33.413,58 TL'lik alacağının kabulüne, 20.294,91 TL'lik alacağının ise reddine karar verildiği hâlde yargılama giderlerinin hatalı belirlendiği tespit edilmiştir. UYAP kayıtlarından yapılan incelemede davacının 368,50 TL, davalının ise 1.768,20 TL yargılama gideri yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının yapmış olduğu 368,50 TL masrafın 228,47 TL’sinin davalıdan, davalının yapmış olduğu 1.768,20 TL masrafın 671,91 TL'sinin davacıdan tahsili gerekir. Mahkemece, yargılama giderlerinden tarafların sorumlu olduğu miktarların hatalı belirlenmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 ... maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine (4) numaralı bent olarak; "4- Davacı tarafça yapılan 368,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı dikkate alınmak suretiyle 228,47 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılması,
Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine (5) numaralı bent olarak; "5-Davalı tarafça yapılan 1.768,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı dikkate alınmak suretiyle 671,91 TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12...2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.