"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/305 E., 2023/211 K.
DAVA TARİHİ : 12...2019
MAHKEMESİ : ... 7. ... Mahkemesi
SAYISI : 2020/261 E., 2022/314 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi bozma ilâmına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; Dairemizce yapılan inceleme sonucunda bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına ve dosyanın İlk Derce Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Bakım Fabrika Müdürlüğü işyerinde çalıştığını, ... ... Sendikası üyesi olarak işletme toplu ... sözleşmelerinden yararlandığını, üyesi olduğu Sendika ile ... Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (...) arasında imzalanan 21.02.2012 tarihli protokol kapsamında kurulan İntibak Komisyonunun 789 işçinin hatalı ücret derecesinden işe başlatıldığına somut olarak karar verdiğini, müvekkilinin de ücret derecesine söz konusu protokol kapsamında işveren tarafından 14.02.2013 tarihinde dört derece eklendiğini, protokolün amacına uygun olarak ... Savunma Bakanlığından fark alacaklarının 5 yıl geriye dönük ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafından yayımlanan 13.11.2014 tarihli Genelge ile sulh anlaşması gereğince intibakı yapılan üyelerin fark alacaklarının dava açılmaksızın 14.02.2013 tarihinden 5 yıl geriye yönelik olarak ödenmesi kararı verildiğini, bu nedenle zamanaşımının yayımlanan 13.11.2014 tarihli Genelge ile kesildiğinden 13.11.2014 tarihinden sonra yeniden işlemeye başladığını ve henüz dolmadığını ileri sürerek ödenmeyen ücret, ikramiye ve ilave tediye ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davada ileri sürülen nedenleri tekrar etmiş ve asıl dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile tespit edilen fark ücret alacağı, fark akdi ikramiye alacağı ve fark ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi geçmişe dönük ödeme ile ilgili sulh anlaşması yapılmadığını, davacı konumunda olan işçiler adına Sendika tarafından işçi alacakları ile ilgili davalar açılmakta olduğunu fakat 5 yıllık süre içerisinde dava açılmayarak alacağın zamanaşımına uğratıldığının aşikar olduğunu, 21.02.2012 tarihinde ücret derecelerinin tespiti ile ilgili Sendika ile protokol imzalandığını, ancak sulh sözleşmesi imzalanmadığını, daha sonra ücret derecelerinin hatalı olanlarının yeni ücret derecesinden intibakları yapılarak yeni ücret derecesine göre ödemeler yapıldığını, işçilerin geçmişe dönük alacakları 08.02.2013 tarihinde tespit edildiğinden 08.02.2018 yılında zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın alacak talebinin dayanaksız olduğu gibi faiz türü ve başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2019 tarihli ve 2019/293 Esas, 2019/421 Karar sayılı kararı ile, ... Savunma Bakanlığının kendi birimleri arasındaki iç yazışması olan 13.11.2014 tarihli yazısında; işçilik alacaklarının ödenmesi maksadıyla sulh anlaşması yapılmasının mümkün olduğu hususunda Hukuk Müşavirliği ve Davalar Daire Başkanlığının görüşünden ve intibaktan kaynaklanan alacakların 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde yapılacak sulh anlaşmaları ile ödenmesi konusunda Bakan onayından bahsedildiği, bu hususun 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 154 üncü maddesi anlamında borcun ikrarı olmadığı, bir borcun ikrarından söz edebilmek için borcun neye ilişkin ve ne kadar olduğunun belirtilmesi ve bunun karşı tarafa açıkça ikrar şeklinde belirtilmesi gerektiği, kaldı ki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin (3) üncü bendinin “Sulh görüşmeleri sırasında yapılan ikrar tarafları bağlamaz” hükmünü içerdiği, bu durumda davaya konu işçilik alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu ve bu sürenin dolduğu gerekçesiyle davaların zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli ve 2019/4286 Esas, 2019/3604 Karar sayılı kararıyla; 6098 sayılı Kanun'da düzenlenen zamanaşımını kesen nedenlerden herhangi birinin somut olayda bulunmadığı ve davalı Bakanlığın 13.11.2014 tarihli yazısının da zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olmadığı, dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin geçtiği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesinin zamanaşımı nedeniyle davanın reddine yönelik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve 2020/1138 Esas, 2020/3721 Karar sayılı ilâmı ile; 21.02.2012 tarihli protokolde 23. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin bir kısım maddelerinde değişiklik yapılmasının kararlaştırıldığı, bu bağlamda işe girişte hatalı ücret derecesinden intibakı yapılan üye işçilerin intibaklarının düzeltilmesinin öngörüldüğü, davalı Bakanlığın 13.11.2014 tarihli yazısında; 21.02.2012 tarihli protokol gereğince intibak işlemi ve ücret derecelerinin düzeltilmesine ilişkin işlemlerin 15.01.2013 tarihi itibarıyla sağlandığı, intibaktan kaynaklanan alacakların yargı yoluna başvurmayanlar için 18.01.2013 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin kısmının ödenmesi maksadıyla sulh anlaşması yapılmasının mümkün olduğunun bildirildiği, 13.11.2014 tarihli yazı içeriği ve 21.02.2012 tarihli protokol birlikte değerlendirildiğinde; 21.02.2012 tarihli protokolün taraflar arasında düzenlenen bir sulh sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiği, somut olayda davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarının ödenmesini değil, 21.02.2012 tarihli protokol ile sağlanan ücret intibakından kaynaklanan ve ödenmesi taahhüt edilen fark alacakların ödenmesini talep ettiği, dolayısıyla davaya konu talep dayanağının, 21.02.2012 tarihli protokolle sağlanan ücret intibakı gereğince ödenmesi gereken fark alacakları olduğu, alacağın dayanağı 21.02.2012 tarihli sözleşme olduğuna göre somut olay bakımından işçilik alacaklarına uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin değil 6098 sayılı Kanun'un 146 ncı maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu durumda dava tarihi itibarıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli ve 2020/187 Esas, 2020/133 Karar sayılı kararı ile; ... Savunma Bakanlığının kendi birimleri arasındaki iç yazışması olan 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesmeyeceği ve durdurmayacağı, zira belirtilen iç yazışmanın borç ikrarı olmadığı, nitekim 6100 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasının "Sulh görüşmeleri sırasında yapılan ikrar tarafları bağlamaz" hükmünü içerdiği, bu durumda, davaya konu işçilik alacaklarının 5 yıllık zamanaşımana tâbi olması ve bu sürenin dolmuş olması, davalı vekilinin de cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunması karşısında davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2022 tarihli ve 2021/9-707 Esas, 2022/174 Karar sayılı ilâmıyla; Özel Daire bozma kararında dava konusu işçilik alacaklarının dayanağının 21.02.2012 tarihli sözleşme olduğu belirtilerek 6098 sayılı Kanun'un 146 ıncı maddesinde belirtilen genel zamanaşımı süresi olan on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği yönündeki tespitin hatalı olduğu, zira davaya konu alacakların hatalı intibak uygulamasına bağlı ücret ve ücretin eki niteliğinde olan fark işçilik alacaklarından ibaret olduğu, sözleşme olduğu belirtilen 21.02.2012 tarihli protokolün ücretlerin ödenmesine ilişkin olmayıp sadece işçilerin derece intibaklarının yapılmasına ilişkin olduğu, daha sonra düzenlenen 13.11.2014 tarihli sulh yapılması yönündeki yazının da bu alacakların vasfını değiştirmeyeceği, İlk Derece Mahkemesince zamanaşımı süresinin beş yıl olduğuna yönelik yapılan değerlendirmenin bu yönüyle yerinde olduğu, dava konusu fark işçilik alacaklarına uygulanması gereken zamanaşımı süresi beş yıl olup davalı ... Savunma Bakanlığının 13.11.2014 tarihli yazısı ikrar niteliğinde olduğundan zamanaşımı süresinin bu yazı ile kesildiği ve bu tarih itibarıyla da yeni beş yıllık zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başladığı, eldeki dava da 11...2019 tarihinde açıldığından beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının talep edebileceği alacak miktarının tespiti için bilirkişiden rapor alındığı, davacının davalı Bakanlığa ait işyerinde çalışmaktayken işe girişte hatalı ücret derecesinden intibakı yapılan Sendika üyelerinin intibaklarının düzeltilmesi için davalıyla 21.02.2012 tarihinde protokol imzalandığı ve protokol kapsamında İntibak Komisyonu kurularak işlemler yapıldığı ve bir grup işçiye ödeme yapıldığı, daha sonra bir kısım işçiler tarafından açılan davalar gerekçe gösterilerek ödemelerin durdurulduğu, davalı İdarenin 13.11.2014 tarihli yazısının borç ikrarı niteliğinde olduğu ve 6098 sayılı Kanun'un 154 üncü maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği, ayrıca davalı Bakanlıkla yapılan sulh sözleşmesine güvenerek dava açmayan işçilere ödeme yapılmamasının hakkaniyete aykırı olduğu gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, Bakanlığın “ücret derecesi intibakı” konulu yazısı gereğince 18.01.2013 tarihinden geriye doğru beş yıllık süreye ilişkin ücret ve ücret dışı işçilik alacaklarının ödenmesi maksadıyla sulh anlaşması yapılmasının mümkün olduğunu, sözü edilen bu yazıda, intibaktan kaynaklanan alacakların yargı yoluna başvurmayanlar için 18.01.2013 tarihinden geriye doğru beş yıllık süreye ilişkin ücret ve ücret dışı işçilik alacaklarının ödenmesi maksadıyla sulh anlaşması yapılmasının mümkün olduğunun belirtildiğini, intibaktan kaynaklanan işçi alacaklarının sulh anlaşmaları ile ödenmesi hususunda davalı Bakanlık bünyesindeki personel başkanlıklarına talimat verilmiş ise de söz konusu yazının somut bir borç ikrarı içermediğini, müvekkili İdarece mevzuata uygun işlem yapılmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince savunmaları dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, Hukuk Genel Kurulu kararı ile bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Kanun'un 154 üncü maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... Savunma Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.