Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11547 E. 2023/11625 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın usule uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekiline duruşma günü tebliğ edilmediği ve UYAP üzerinden duruşma gününün öğrenilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gözetilerek, davacı vekiline yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2016/89 E., 2022/820 K.

DAVA TARİHİ : 30.09.2011

KARAR : Davanın açılmamış sayılması

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan ) 7. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 05.09.1994 -12.02.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalının işyerinde profesyonel oto boyacısı işçi olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin haksız olarak sonlandırıldığını, son ücretinin haftalık net 350,00 TL olduğunu, davaya konu hak ve alacakların ödenmesi için .... Noterliğinden 17.08.2011 tarihli ve 27861 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, 23.08.2011 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye rağmen alacakların ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile vergi iadesi, asgari geçim indirimi, yıllık izin ücreti, kötüniyet tazminatı ve ihtarname masrafının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; işyerinde davalı dâhil 3 kişi çalışması sebebiyle esnaf ve sanatkâr işyeri niteliğinde olan işyerinin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) kapsamı dışında kaldığını, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğunu, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 10.05.2009-09.02.2011 arasında oto boyacısı olarak çalıştığını ve istifa ederek işten ayrıldığını, asgari ücretle çalıştığını, yıllık izinlerin kullanıldığını, işyerinde hafta içi 09.00-18.00 saatleri arasında cumartesi günleri ise 09.00-13.00, 14.00 nadiren 15.00'a kadar çalışıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.01.2013 tarihli ve 2011/313 Esas, 2013/52 Karar sayılı ilâmı ile; davalının oto boya ve kaportacısı olarak faaliyet gösterdiği, işyerinin davalı dâhil 3 veya daha az kişinin çalıştığı esnaf ve sanatkâr işyeri niteliğinde bir yer olduğu ve davalının işletme defteri tuttuğu, 4857 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) alt bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu'nun 2 nci maddesinin tarifine uygun 3 kişinin çalıştığı işyerlerinde 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan ) 7. Hukuk Dairesinin 16.05.2013 tarihli ve 2013/10842 Esas, 2013/9062 Karar sayılı kararıyla; Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca esnaf ve sanatkârın belirlenen esnaf ve sanatkâr

meslek kollarına dâhil olup ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtildiği, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu (5362 sayılı Kanun) ile esnaf ve sanatkâr tanımında yapılan değişiklik karşısında, davalının mevcut ekonomik durumu araştırılıp 5362 sayılı Kanun'da belirtilen ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimselerden olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın 16.07.2015 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması nedeniyle dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, yenilendikten sonra davacının 13.12.2022 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı, her ne kadar davacı vekili söz konusu celseden sonra sağlık raporu ekli eski hâle getirme talepli dilekçesinde hastalığı sebebiyle duruşmaya katılamadığı belirtilmişse de söz konusu sağlık raporu yurt dışı kaynaklı olup 13-16 Aralık 2022 tarihlerini kapsadığı, davacının duruşma gün ve saatinde yurt dışında bulunduğu, duruşma gününden önce ...'ye döneceği ancak sağlığı sebebiyle dönemediğine yönelik herhangi bir iddiası bulunmadığı gibi duruşma gününden önce e-duruşma talebinde de bulunmadığı, mevcut hâliyle ...'de bulunmayan ya da e-duruşma talebinde bulunmayan davacının 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56 ncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca başka vekillere de yetki belgesi verme imkanının bulunduğu ancak dosya kapsamında buna yönelik de herhangi bir belgeye ulaşılamadığı, eski hâle getirme kurumunun işletilmesinin mevcut durum itibarıyla mümkün olmadığı, kaldı ki Mahkeme tarafından dosyadan el çekildiği ve davacı tarafından gönderilen talebin dürüstlük kuralı ile de bağdaşmadığı, davanın daha önce bir kez işlemden kaldırıldığı ve davacı vekilinin 05.07.2022 tarihli celsede gönderdiği mazeret dilekçesi ile duruşma gün ve saatini UYAP üzerinden öğreneceğini belirttiği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, davacı taraf olarak son duruşma gününden usule uygun şekilde haberdar edilemediklerini, duruşma gününden usule uygun şekilde haberdar edilmemeleri sebebiyle davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı tespitinde bulunularak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığını, Mahkemeye sundukları istirahat raporunun göz önüne alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi.

3.6100 sayılı Kanun'un "Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması" kenar başlıklı 150 nci maddesi şöyledir:

"(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

(2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.

(3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.

(4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.

(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

(6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.

(7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır."

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.04.2021 Tarih 2017/10-1824 Esas, 2021/520 Karar sayılı ilamının ilgili kısmı şu şekildedir:

"...

23. Yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan 03.04.2012 tarihli ve 28253 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 52. maddesi ile ....08.2015 tarihinde 29437 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2012 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldıran Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 212. maddesi gereğince tebligat işlemlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (Tebligat Kanunu) ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fizikî ya da elektronik ortamda yapılacağı düzenlenmiştir.

24. Tebligat Kanunu'nun "Tebligatın yapılması" kenar başlıklı 1. maddesinde elektronik ortam da dâhil tüm tebligatların bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı; "Tebligatın memur vasıtasıyla yapılması" kenar başlıklı 2. maddesinde ise özel hüküm bulunması hâlinde tebligatın kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılacağı kabul edilmiştir.

25. Tebligat Kanunu anlamında elektronik tebligat, PTT tarafından kurulan ve işletilen ...’den (Ulasal Elektronik Tebligat Sistemi) alınan elektronik tebligat adresine, tebligat yapabilecek mercilerin, tebligatın mevzuatına uygun bir şekilde yapabildiği tebligatı ifade eder (Albayrak, H.: Tebligat Hukuku, ... 2021, s.48).

26. Tebligat Kanunu’na 11.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun’un ikinci maddesi ile eklenen 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanun ile değişik "Elektronik tebligat" kenar başlıklı 7/a maddesi ise;

“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.

2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.

4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.

5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.

6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.

7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.

8. Noterler.

9. Baro levhasına yazılı avukatlar.

10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.

11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.

Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen ... Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” şeklinde düzenlenmiştir.

27. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Tebligatın yapılması” kenar başlıklı 4. maddesinde “2 nci maddede belirtilen merciler tarafından yapılacak tüm tebliğler, bu Yönetmelik hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT) veya memur vasıtasıyla yapılır.” hükmü “Elektronik tebligat” kenar başlıklı 12. maddesinde ise “Tebligatlar, elektronik yolla yapılabilir, zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Yönetmelikte belirtilen usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligata ilişkin usul ve esaslar buna ilişkin yönetmelikle düzenlenir.” hükmü mevcuttur.

28. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere elektronik tebligat usulünün düzenlendiği Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dahil olmak üzere, Tebligat Kanunu ve çıkarılan Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde duruşma gününün UYAP'... öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

29. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 17.01.2018 tarihli ve 2017/14-1760 E., 2018/43 K.; 19.03.2019 tarihli ve 2017/12-343 E., 2019/323 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.

30. Somut olayda ölüm aylığı bağlanması talepli açılan davada yapılan duruşmalar sürecinde davacı vekili tarafından 04.11.2008, 03.03.2009, 27.10.2009 tarihlerinde mazeret dilekçeleri verildiği, mahkemece mazereti kabul edilerek dilekçe ekindeki pullardan masrafı karşılanarak yeni duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edildiği, 29.04.2010 tarihinde davacı vekilinin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı, 07.05.2010 tarihli yenileme dilekçesi ile davanın yenilenerek kaldığı yerden devamına karar verildiği, davacı vekilince 09.08.2011 tarihinde mazeret dilekçesi verilmesi üzerine mahkemece mazeretinin kabul edildiği ve duruşma günü ile saatinin masrafı ekli puldan karşılanarak tebliğ edildiği, davacı vekilince 08.12.2011 tarihinde yeniden mazeret dilekçesi verildiği, mahkemece iki kez üst üste mazeret beyanında bulunulması, duruşma gününün tebliği için masraf verilmemesi ve usulüne uygun mazaret beyanı bulunmaması nedeni ile mazeret talebi reddedilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 09.12.2011 tarihli yenileme dilekeçesi ile davaya devam edildiği ve davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

31. Özel Dairece davanın reddine ilişkin kararın araştırma yapılması yönünde bozulması üzerine 16.12.2014 tarihli ilk duruşmaya davacı vekilince UYAP üzerinden yeni duruşma gün ve saatini UYAP’... öğrenme talepli mazeret dilekçesi gönderildiği ve mazeretinin kabul edildiği, 02.04.2015 tarihli ikinci duruşma günü de UYAP üzerinden yeni duruşma gün ve saatini UYAP’... öğrenme talepli mazeret dilekçesi gönderildiği, mahkemece mazeretinin kabul edildiği ve duruşma tutanağında duruşma gününü UYAP’... öğrenmiş sayılmasına, duruşmanın 10.09.2015 tarihinde yapılmasına karar verildiği, duruşma tutanağının 03.04.2015 tarihinde hakim tarafından elektronik imza ile imzalanarak UYAP’a yüklendiği, davacı vekiline duruşma gününün tebliğ edilmediği, 10.09.2015 tarihli duruşma günü ise davacı vekilinin mazeret dilekçesi göndermediği ve mahkemece 50 (elli) dakika beklendiği belirtilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

32. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar ile somut olaya ilişkin maddi ve hukukî olgular bir arada değerlendirildiğinde; duruşma gününün UYAP'... öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin usulüne uygun davetiye ile duruşma gününden haberdar edilmediğinin kabulüyle, davacı vekiline yeniden duruşma günü tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile aynı yönde olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.....2023 tarihli ve 2023/9206 Esas, 2023/9477 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Davanın tarafları, müdâhiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı, duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü duruşmaya katılma imkânı olmayan taraf, buna ilişkin mazeretini bildirip belgeleyerek duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O hâlde duruşma tayin edilerek usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği incelenerek buna göre dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da yargılamaya devam edilmesine karar verilecektir. Anılan hususların uygulanabilmesi için, her şeyden önce tarafların usulune uygun şekilde duruşmaya davet edilmiş olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda tebligat, iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsurudur. Savunma hakkının temelini teşkil eden hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma ilkesinin temel unsurlarından biridir.

2. Somut uyuşmazlıkta bozma sonrası yapılan yargılamada; davacı vekili 05.07.2022 tarihli dilekçe ile e-duruşma talep etmiş, ancak geçici yetkili hâkimin (mahkeme hâkiminin tayininin çıkması nedeniyle) duruşmaya katılacağı ve duruşmanın kaçta yapılacağının belli olmadığının bildirilmesi sebebiyle, aynı tarihli dilekçede duruşmaya katılamama ihtimaline binaen yeni bir duruşma günü verilmesini ve duruşma gününü ... Yargı Ağı Bilişim Sisteminden (UYAP) öğreneceğini bildirmiştir. Mahkemece tarafların mazeretlerinin kabulüyle duruşma gününü UYAP'... öğrenmelerine ve duruşmanın 13.12.2022 tarihine ertelenmesine karar verilmiş ise de davacı vekiline duruşma gününü bildirir tebligat yapılmamıştır.

3. Mahkemenin 13.12.2022 tarihli duruşmasında davacı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulmadığı ve tarafların yapılan yoklamada hazır olmadıkları tespit edildikten sonra, daha önce 16.07.2015 tarihli celsede bir kez dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olması karşısında bu kez davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak varılan bu sonuç usul ve kanuna aykırı olmuştur.

4. Kanun'da duruşma gününün UYAP'... öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Somut olayda davacı vekiline usulune uygun davetiye ile duruşma gün ve saatini bildirir tebligat da yapılmadığı sabittir. Bu hâlde davacı vekiline yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi, usulüne uygun tebliğe rağmen gelmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken 13.12.2022 tarihli celsede 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.