Logo

9. Hukuk Dairesi2023/12577 E. 2023/18889 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, dava şartı arabuluculuk görüşmesi yapılmadan ve kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadan düzenlenen arabuluculuk son tutanağının iptali talebinde bulunulmasında hukuki yarar olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet sorumluluğunu yerine getirmemesi halinde dahi arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği ve davacının arabuluculuk tutanağının iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1712 E., 2023/276 K.

DAVA TARİHİ : 08.03.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/153 E., 2022/414 K.

Taraflar arasındaki arabuluculuk son tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işveren tarafından 29.12.2021 tarihinde işveren alacağının tahsili amacı ile dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak görüşme yapılmadan 19.01.2022 tarihinde anlaşamama sonuçlu son tutanağın onaylandığını, arabulucu tarafından tutulan son tutanakta yasal zorunlulukların bulunmadığını, müvekkilinin usulüne uygun olarak ilk görüşmeye davet edilmediğini, bilgilendirme tutanağı ve davet mektubunun müvekkiline ulaştırılması adına gerekli özen ve yükümlülüklerin arabulucu tarafından yerine getirilmediğini, müvekkilinin arabulucu görüşmelerine katılamamasından dolayı haklarının zayi olmasına sebebiyet verildiğini, hiçbir araştırma yapılmadan başvurucu vekilinin beyanlarına göre işlem yapıldığını, arabulucuk son tutanağının hatalı olduğunu ileri sürerek arabuluculuk tutanağının geçersizliğinin tespiti ve arabulucuk yolu tüketildiğine dair tutanağın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde adresinin ve telefon numarasının bildirildiğini, taraflarınca bildirilebilecek başkaca adres veya iletişim bilgisinin bulunmadığını, davacının davayı açarken de aynı adresin kullanıldığını, adresin fiilen kullanıldığını, arabulucunun yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/3398 Esas, 2022/5294 Karar sayılı ilâmı ile bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararında "... arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması halinde dahi 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen arabuluculuk dava şartının gerçekleşmiş sayılacağı ve davanın usulden reddine karar verilemeyeceğine ..." karar verildiği, somut davada her ne kadar davacı tarafından arabuluculuk tutanağının iptali talep edilmiş ise de arabuluculunun sorumluluğunu yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması hâlinde dahi arabuluculuk dava şartı gerçeklemiş sayılacağından davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı kanaatiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiği; ayrıca davacı tarafından arabuluculuk davet mektubunun arabulucuya iade tarihinin 20.01.2022 tarihi olduğu ileri sürülmüşse de kargo evrakının davacının adresine 11.01.2022 tarihinde varış birimi tarafından verildiği, bu tarihten 9 gün sonra arabuluculuk görüşmelerinin sonlandırıldığı anlaşıldığından davanın esastan da reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dava şartı arabuluculukta usulüne uygun olarak ilk görüşmeye davet edilmediğini, bilgilendirme tutanağı ve davet mektubunun müvekkiline ulaştırılması adına gerekli yükümlülüklerin arabulucu tarafından yerine getirilmediğini, arabulucu tarafından tutulan son tutanakta müvekkiline davet mektubu ve eklerinin gönderildiğinin yazdığını, ancak kargo tarafından ''15.01.2022 tarihinde adrese gidilmiş olduğu ancak şahsın adreste bulunmadığı'' şeklinde not düşüldüğünü, bu sebeple kargonun iade edildiğinin belirtildiğini, Yurt İçi Kargo tarafından verilen müzekkere cevabında arabulucu tarafından gönderilen postanın iade edildiği tarihin 20.01.2022 olduğunun belirtildiğini, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihin ise 19.01.2022 olduğunu; dolayısıyla müvekkiline tebliğ edilip edilmediği henüz anlaşılmadan görüşmenin sonlandırıldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, davalı Şirket tarafından 30.12.2021 tarihinde Şanlıurfa Arabuluculuk Bürosuna dava şartı arabuluculuk için başvurulduğu, 19.01.2022 tarihli son tutanağın "karşı tarafa ulaşılamadığı için müzakere edilemeden sürecin görüşme yapılamadan anlaşmama" şeklinde sonuçlandırıldığı, son tutanakta ayrıca karşı taraf olan davacının telefon ile arandığı, hattın kapatılmış olması nedeniyle ulaşılamadığı, bunun üzerine Yurt İçi Kargonun davet mektubu ve eklerinin gönderildiği, ancak bila tebliğ iade edildiği, anılan Kargo tarafından ''15.01.2022 tarihinde adrese gidilmiş olduğu ancak şahsın adreste bulunmadığı'' şeklinde not düşüldüğü, başvurucu yetkilisinden sorulduğunda ise karşı tarafın bildirilen telefon numarası ve adresi dışında başkaca iletişim bilgisine sahip olmadıklarını bildirdiği, bunun üzerine son tutanağın düzenlendiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/3398 Esas, 2022/5294 Karar sayılı ilâmı da dikkate alındığında, belirtilen kararda uyuşmazlığa konu davalarda davayı açanın arabuluculuğa başvuran taraf olduğu anlaşılmakta olup eldeki dosyada ise arabuluculuk tutanaklarının iptalini isteyenin karşı taraf olduğu, İlk Derece Mahkemesince hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin dava şartı arabuluculukta usulüne uygun olarak ilk görüşmeye davet edilmediğini, bilgilendirme tutanağı ve davet mektubunun müvekkiline ulaştırılması adına gerekli özenin arabulucu tarafından gösterilmediğini, Yurt İçi Kargo tarafından verilen müzekkere cevabında arabulucu tarafından gönderilen postanın iade edildiği tarihin 20.01.2022 olduğunu, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihin ise 19.01.2022 olduğunu, dolayısıyla müvekkiline tebliğ edilip edilmediği henüz anlaşılmadan görüşmelerin sonlandırıldığını, İlk Derece ve İstinaf Mahkemeleri tarafından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ilâmlarına atıf yapılarak davanın reddine karar verilmiş ise de bu kabulün yerinde olmadığını, verilen kararın 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na (6325 sayılı Kanun) aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının, 19.01.2022 tarihli dava şartı arabuluculuk son tutanağının iptalini talep etmekte hukuki yararı bulunup bulunmadığı ve tutanağın iptal gerekip gerekmediği hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (h) alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi, 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.