Logo

9. Hukuk Dairesi2023/13431 E. 2023/18446 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacının işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı şirket arasında fiili bir çalışma ilişkisi veya davalı şirket ile davacının çalıştığı şirketler arasında işveren sorumluluğunu doğuran bir hukuki ilişkinin (asıl işveren-alt işveren ilişkisi, birlikte istihdam, işyeri devri vb.) varlığını ispatlayan delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 11.09.2004-12.01.2011 tarihleri arasında ...gibi yurt dışı şantiyelerinde jumbo operatörü olarak çalıştığını, davalının ...'de ve yabancı birçok ülkede devam eden onlarca yatırımı bulunduğunu, bu yatırımlarını özellikle mühendislik ve inşaat alanlarında olmak üzere ...'de ve yabancı ülkelerde kurmuş olduğu şirketler eliyle yürüttüğünü, davalının yurtdışına götürdüğü işçileri bir insanın biyolojik olarak kaldıramayacağı kadar ağır şartlarda çalıştırdığını, davalı Şirketin bir kısım işçiler gibi müvekkilini de izne çıkarıp yeniden işe başlatmadığını ayrıca davalının izne gönderirken ve işe başlatırken işçilere bir kısım ............ kağıtlar ya da ibranameler imzalatmasının rutin uygulaması hâline geldiğini; ancak müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, davacıya ait sigorta kayıtlarının celp edildiği taktirde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, şifahen elde ettikleri bilgilere göre davacının ... ...&... Limited ... isimli dava dışı yabancı şirkette çalıştığını, müvekkilinin hiçbir zaman dünyanın herhangi bir yerinde şantiyesi olmadığını, faaliyet alanının inşaat değil şirket yönetmek olduğunu, dolayısıyla davacının müvekkili uhdesinde inşaat işçisi olarak çalışmasının fiilen ve işbu davada müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davanın müvekkili Şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davada ... yargısının yargılama yetkisinin bulunmadığını, uygulanması gereken mevzuatın Suudi Arabistan ... Kanunu ve uyuşmazlığa bakması gereken yargı yerinin ...yargı mercileri olduğunu, davacının talep ettiği alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça sunulan belgeler ile davacı tanık beyanları doğrultusunda davalı Şirketin organik bağ ve asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında müşterek müteselsil sorumluluğuna gidilmesi gerektiği, yurt dışı giriş-çıkış belgeleri ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının; davalı işveren nezdinde 11.09.2004-12.01.2011 tarihleri arasında çalıştığı, yurt dışındaki tünel işinin bitmesi nedeniyle ... sözleşmesinin sonlandırıldığı ve tazminatlarının ödendiğine dair yazılı belge sunulmaması karşısında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının davalı Şirket çalışanı olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacının delilleri arasında belirtmediği ve yasal süresinden sonra sunduğu belgelere dayanarak karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itiraz etmelerine rağmen ek rapor alınmamasının adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, denetime elverişsiz ve itiraza uğrayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının ve tanıkların davalı Şirket çalışanı olmadıklarını, ücret tespitinin hatalı olduğunu, brütleştirme işlemi yapılmasının hatalı olduğunu ayrıca emsal ücret araştırmasının sendikadan istenmesinin hatalı olduğunu, davacının sendikalı olmadığını, davalı Şirketin finans kuruluşu olduğunu, dava dışı ... ...&... Limited ... firmasının ortağının ... İnşaat AŞ olduğunu, davada husumet yöneltilen şirketin bu inşaat şirketi olmadığını, bu Şirketle müvekkili arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının çalışmasının yurt dışında geçtiği, çalışmasının geçtiği ülke ile sosyal güvenlik anlaşmasının bulunmadığı, buna göre ücret brütleştirmesinin hatalı olduğu bu yöndeki davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalının dava konusu taleplerden sorumlu olup olmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Taraflar arasında, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2. Grup şirketleri veya holdingler bünyesinde yer alan çalışmalar açısından; çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında grubun başka şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Sadece şirketler arasında organik bağdan söz edilerek işçilik alacaklarından aralarında bağlantı bulunan işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla şirkette geçen çalışmalar için sadece bir şirketin sorumluluğunun yeterli görülmesi mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki aynı gruba ait olan şirketlerin aralarında organik bağ bulunması olağandır. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında, kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmaz. Bu gibi durumlarda işçilik alacaklarının hesabında, hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, ... sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.

3. Tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunması, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.

4. ... uyruklu kişilerin yabancı ülkelerde o ülke vatandaşları ya da şirketleriyle birlikte kurdukları şirketler aracılığıyla aldıkları işler kapsamında çalıştırdıkları ... işçilerinin alacaklarından yabancı kişinin şirketteki pay durumuna göre ... firmasının sorumluluğunun irdelenmesi gerekir. Yabancı kişinin ortaklığı; gerçek bir ortaklık olmayıp o ülkede ... yapabilmek amacıyla salt bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret ise işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Bu durumda ... firmasının sorumluluğu söz konusu olur.

5. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davalı ile dava dışı ... Şirketi arasında organik bağ ve asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğundan hareketle davalının sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından dosyaya sunulan çalışma belgesinde, davacının ... ... ... Co. firmasında çalışmasının olduğu, ... ilanını da ... İnşaat AŞ'nin verdiği görülmektedir. Davalı savunmasında, dava dışı ... İnşaat AŞ'nin inşaat şirketi olduğunu, müvekkilinin ise faaliyet alanının şirket yönetmek olduğunu, aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını belirtmiştir.

6. Somut uyuşmazlıkta; davacının fiilen davalı ... AŞ'de çalışması olduğuna veya dava dışı ... İnşaat AŞ veya ... ... ... Co. ile birlikte istihdamın bulunduğuna yahut davalı Şirketin davacının alacaklarından sorumluluğunu gerektirir bir başka hukuki ilişkinin varlığına dair dosyada somut delil bulunmadığından, davalı hakkında açılan davanın ispat yokluğu nedeniyle husumetten reddi gerekirken hüküm altına alınan alacak kalemlerinden davalının sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.