Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14427 E. 2023/18816 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli çoğunluğu sağlayıp sağlamadığına ilişkin yetki tespitine itiraz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın, başvuru tarihi itibarıyla işyerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının sendika üyesi olduğunun tespit edilmesi ve davacının iddialarını destekleyen yeterli delil sunulamaması gözetilerek, yerel mahkemenin yetki tespitine itirazı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/225 E., 2023/432 K.

DAVA TARİHİ : 04.06.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 1. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/217 E., 2022/790 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağladığına ilişkin davalı Bakanlığın 25.05.2021 tarihli ve 5786 sayılı yetki tespiti yazısının müvekkili Şirkete 01.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu yetki tespiti yazısında belirtilen hususlar gerçeği yansıtmadığını, müvekkili nezdinde belirtilen sayıda sendikaya kayıt olmuş ve hâlen kayıtlı çalışan bulunmadığını, müvekkili Şirket çalışanlarının bir bölümünün yetki tespiti talebi sonrasında, Sendikaya kayıt olma iradeleri bulunmadığı hâlde bazı kişilerce e-Devlet şifrelerinin istendiğini ve devamında Sendikaya kayıtlarının olduğunu öğrendiklerini, bu işçilerin hemen Sendikadan istifa ettiklerini, müvekkil Şirkete üye olduğu iddia edilen çalışanların listesi ve üye oldukları tarihlerin bildirilmediğini, müvekkili Şirket çalışanlarının çoğunun irade fesadından dolayı çok kısa süre sendika üyesi kaldıklarını, hata ve hile sonucu sendika üyesi olduklarını anladıktan sonra üyelikten istifa ettiklerini, işçilerin hangi tarihte Sendikaya üye oldukları ve hangi tarihte Sendikadan istifa edildikleri tespit edilirse, başvuru tarihi itibarıyla davalı Sendikanın çoğunluğu sağlayamadığı anlaşılacağını, dava konusu yetki talebi kapsamında belirtilen işçi sayısı ve davalı Sendikaya üye olduğu iddia edilen işçi sayısının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, söz konusu işçilerin başvuru tarihi itibarıyla çalışma durumu, Sendikaya kayıt tarihleri, Sendikadan istifa tarihleri ile dinlenilecek tanıklar ile kanıtlanacağını belirterek Bakanlığın 25.05.2021 tarih ve 5786 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; dava süresinde açılmamış ise davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci

maddesi uyarınca yetkili sendikanın belirlenmesinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve

işçi bildirimleri ile e-Devlet üzerinden yapılan sendika üyelik işlemlerinin esas alındığını, davacı işverenin metal işkolunda kayıtlı işyerlerinde yetki başvuru tarihinde toplam 83 çalışan bulunduğu, bunlardan 42’sinin davalı Sendikaya üye olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde ifade edilen iddiaların soyut ve hukuken itibar edilebilir nitelikte olmadığını beyanla

müvekkili Bakanlıkça yapılan işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacının iddiaların gerçeği yansıtmaması bir yana açıkça hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, hiçbir somut veriye ve kanıta dayalı olmayan iddiaların uyuşmazlığı sürüncemede bırakmaya yönelik aynı kötü niyetli tutumun bir başka örneğini oluşturduğunu, sendika üyeliğinin sadece e-Devlet şifresine sahip olmakla gerçekleşmediğini, e-Devlet şifresi ile üyelik başvurusu yapan işçinin cep telefonuna ayrı bir onay şifresi gönderildiğini ve şifrenin de sisteme girilmesi istenildiğini, ayrıca bir cep telefonu ile sadece bir üyelik işlemi yapılabildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın süresinde açıldığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde yetki tespitine; işçilerin sendikaya üye olma konusunda iradelerinin fesada uğratıldığı ile başvuru tarihi itibarıyla yeterli çoğunluğun sağlanmadığı gerekçelerine dayalı olarak itiraz ettiğini, bu nedenle davacının sonraki aşamalarda ileri sürdüğü yetki tespitine konu birimlerin işletme olmadığı, aksine işyeri olduğuna ilişkin itirazının iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu değerlendirildiğini, dava dilekçesinde bu yönde bir itirazda bulunmadığından bu itiraza itibar edilmediğini, davacının işçilerin iradesinin fesada uğratıldığını, üye olma yönünde iradelerinin olmadığını ileri sürdüğünü ancak tanıkların soyut beyanları dışında bu hususta başka delil olmadığını, davacının soyut nitelikteki itirazına itibar edilmediğini, davacı işverenin SGK'ya yapmış olduğu bildirimlere göre davalı Sendikanın kurulu bulunduğu işkolunda 83 işçinin çalıştığı, dava dosyası kapsamına sunulan işçi sendikası üyelik dökümüne göre başvuru tarihinde 41 işçinin Sendikaya üyeliğinin olduğu, Sendikanın 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinde düzenlenen şartları taşıdığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirketin işyeri mi yoksa işletme mi olduğunun tespitine dair itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı Sendikanın müvekkili Şirkette olumlu yetki tespiti alabilmek için yeterli çoğunluğa sahip olmadığını, bazı çalışanların Sendika üyeliklerinin geriye yürütüldüğünü, yetki tespitindeki sendikalı işçi sayısı ile bilirkişi raporundaki işçi sayısı arasındaki çelişkinin değerlendirilmediğini, SGK'ya yapılan bildirimlerin esas alınmadığını, yalnızca Bakanlık kayıtlarının esas alındığını, Mahkemece itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlıkça, üyelik ve üyelikten çekilme işlemlerinin e-Devlet üzerinden yapılması nedeniyle bu kayıtların esas alındığı, başvuru tarihi itibarıyla davacı işverene ait İşkolları Yönetmeliği'nin 12 sıra numaralı metal işkolunda 83 işçinin çalıştığı, dava dosyası kapsamına sunulan işçi Sendikası üyelik dökümüne göre başvuru tarihinde 41 işçinin davalı Sendikaya üyeliğinin olduğu, bu hâliyle davalı Sendikanın 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesindeki işletme düzeyinde 'yüzde kırkının kendi üyesi bulunması' şartlarını taşıdığı, bu nedenle davalı Sendika hakkındaki olumlu yetki tespitine dair davalı Bakanlığın kararının hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olduğundan 6100 sayılı Kanun’un 266 ncı maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu alınması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmediğinden eleştiri ile yetinilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.