"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1441 E., 2023/678 K.
DAVA TARİHİ : 19.11.2019
Taraflar arasındaki alacak ve tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asıl dava bakımından davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili, birleşen dava bakımından davalı ... Ltd. Şti. vekili ile davalı ... (SGK) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava bakımından davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleşen dava bakımından ise davalı ... Ltd. Şti.nin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı SGK Başkanlığının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeninden hüküm kurulmak suretiyle davalı SGK Başkanlığı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava bakımından davacı vekili ile davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili tarafından, birleşen dava bakımından ise davacı vekili ile davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından asıl dava bakımından davacı aleyhine reddedilen bir miktar bulunmadığı, davalı aleyhine hüküm altına alınan ve asıl davanın taraflarınca temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin asıl dava bakımından temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava bakımından davacı vekilinin ve davalı ... Ltd. Şti. vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ithamlarla 09.01.2017 tarihinde feshedildiğini, yapılan asılsız ihbar neticesinde davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan adli soruşturma başlatıldığını ve bu durumun da iş sözleşmesinin feshine sebebiyet verdiğini; ancak ceza soruşturması sonucunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, işten ayrılış bildirgesindeki kodun gerçeği yansıtmadığını bu nedenle işsizlik ödeneğine hak kazandığının tespiti ile söz konusu ödeneğin yasal faizi ile ödenmesinine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 03.12.2020 tarihli birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki gerekçelerini tekrar ederek işten çıkış kodunun düzeltilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum aleyhine açılan davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini, davacının işsizlik ödeneğine hak kazandığını somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, davacı hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda iş sözleşmesinin feshi ile ilgili bilgi yer almadığını; ayrıca söz konusu alacağa faiz talep edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Ltd. Şti. vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; işten çıkış kodunun düzeltilmesi davasının müvekkiline yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle değil özel güvenlik görevlisi kimlik kartı iptal edildiği için feshedildiğini, zorunluluk durumundan kaynaklanan bir fesih işlemi söz konusu olduğunu, olaydan 2 yıl sonra kimlik kartının iade edilmiş olmasının da yapılan çıkış işlemini usulsüz hâle getirmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı SGK Başkanlığı vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacının işten ayrılış kodunun düzeltilmesi için yasal mevzuatta düzenlendiği üzere ya davacının davalı işverenle birlikte Kuruma başvurması ya da davacının tek başına durumu ispatlayıcı belgelerle başvurması gerektiğini, usulsüz yapılan başvuruların kabul edilmediğini, bu davanın açılmasında müvekkilinin herhangi bir kusur ya da ihmalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının iş sözleşmesinin 09.01.2017 tarihinde (36) kodu (KHK ile işyerinin kapatılması) ile bildirim yapılarak feshedildiği, davacı hakkında yapılan asılsız ihbar neticesinde FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma başlatıldığı ancak soruşturma neticesinde davacı hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği ve bunun üzerine özel güvenlik kimlik kartının davacıya iade edilerek davacının yeniden Sağlık Bakanlığı nezdinde çalışmaya devam ettiği; ne var ki iş sözleşmesi feshedildikten sonra işsizlik ödeneği için yaptığı başvurunun FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatı ve iltisakı olması nedeniyle olumsuz sonuçlandığı, bu nedenlerle davacının işten çıkış kodunun (27) (işveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih) olarak düzeltilmesi gerektiği ve davacının 8 aylık işsizlik ödeneğinin de davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl dava bakımından süresi içinde davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili, birleşen dava bakımından ise davalı ... Ltd. Şti. vekili ile davalı SGK Başkanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili; müvekkilinin birleşen davanın tarafı olmamasına rağmen davada aleyhine hüküm kurulduğunu, davacı ve işverence işten çıkış kodunun düzeltilmesi için başvuruda bulunulmadığından kararın hatalı olduğunu, alacağa faizsiz olarak hükmedilmesi gerektiğini, faize hükmedilecek ise de dava tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Ltd. Şti. vekili; müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinin iddia edildiği gibi hakkında soruşturma başlatıldığı için değil, Kanun Hükmünde Kararname kapsamında çalışma izni ve özel güvenlik kimlik kartı iptal edildiği için feshedildiğini, bu feshin kanunen zorunlu olduğunu belirterek davanın reddi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı SGK Başkanlığı vekili; müvekkili aleyhine hatalı olarak vekâlet ücretine hükmedildiğini, davacının işverenle birlikte belge ibraz ederek işten çıkış kodunun düzeltilmesini talep edebileceğini, müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve davalı işveren Şirketin savunması birlikte değerlendirildiğinde işten çıkış kodunun (27) olarak düzeltilmesinin yerinde olduğu; ancak işten çıkış kodunun düzeltilmesi veya tespitine ilişkin talepler yönünden SGK'ya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle birleşen davada davalı SGK'nın istinafının yerinde olduğu, dava dilekçesinde faiz başlangıcı belirtilmediği hâllerde dava tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken talep aşılarak son ay ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olduğundan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin de istinafının bu nedenle yerinde olduğu; ayrıca İlk Derece Mahkemesi kararında asıl dava ve birleşen dava ayrımı yapılmayarak asıl dava yönünden kurulan hükümde tek davalı var iken vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden davalılardan tahsiline şeklinde hüküm kurulmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle davalı ... Ltd. Şti.nin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili ile davalı SGK'nın istinaf başvurularının ise kabulü ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı SGK aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili ile birleşen davada davalı ... Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili birleşen davaya ilişkin temyiz dilekçesinde; davalı SGK Başkanlığı yönünden verilen husumetten ret kararının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince verilen ara karar üzerine dava açıldığını bu nedenle SGK Başkanlığı lehine verilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Ltd. Şti. vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
3. Asıl dava yönünden davacı vekili ve davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin temyizi kesinlik sebebi ile reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesi istemine ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 25 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"(1) Sigortalılığın sona ermesine ilişkin bildirimler, Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olanlar için Ek-5, (c) bendine tabi olanlar için ise Ek-5/A’da bulunan sigortalı işten ayrılış bildirgesiyle sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde e-sigorta ile yapılır. (Ek cümleler:RG-18/8/2021-31572) Sigortalı işten ayrılış bildirgesi Ek-5 ve Ek-5/A’nın açıklamalar bölümündeki işten ayrılış ve eksik gün nedenlerine ilişkin kodları belirlemeye ve bu kodlarda değişiklik yapmaya Kurum yetkilidir. Söz konusu düzenlemeler işverenlere Kurumca duyurulur.
3. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin ve davalı ... Ltd. Şti. vekilinin aşağıda yer alan paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Eldeki birleşen dava tespit davası olup tespit davalarının niteliği dikkate alındığında bu davalarda verilecek kararların icrai nitelikte olamayacağı muhakkaktır. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulurken "çıkış kodunun düzeltilmesi" yönünde bir karar verilemeyeceği, kodun "düzeltilmesi gerektiğinin tespiti" ile yetinilmesi gerektiği gözden kaçırılarak hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Asıl Dava Yönünden
Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
B. Birleşen Dava Yönünden
1. Davacı vekilinin ve davalı ... Ltd. Şti vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının, birleşen davaya ilişkin hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin (a) alt beninde yer alan "düzeltilmesine" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine; "düzeltilmesi gerektiğinin tespitine" ibaresinin yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı ... Ltd. Şti.ne iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.