Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14629 E. 2023/19277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mevsimlik işçilik süresinin derece/kademe hesabına dahil edilip edilmeyeceği, fiilen yapılan işin dikkate alınıp alınmayacağı, davacının derece/kademesinin doğru tespit edilip edilmediği ve fark ücret alacağının hesaplanıp ispatlanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mevsimlik işçilik sürelerinin kıdemine dahil edilmesi, fiilen yaptığı işin de gözetilerek derece ve kademesinin tespit edilmesi ve buna göre fark ücret alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca davacının toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/694 E., 2023/835 K.

DAVA TARİHİ : 17.09.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sinop 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi

SAYISI : 2019/707 E., 2021/402 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı davalı İdarede çalıştığını, Türkiye Yol-İş Sendikasına üye olduğunu, üye olduğu Sendika ile davalı arasındaki toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, işe başladığı tarihten Sinop Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde daimi işçi statüsüne geçirildiği tarihe kadar mevsimlik işçi olduğunu, fiilen yaptığı iş farklı olmasına rağmen davalı işverence düz işçi olarak gösterilmeye devam edilerek başlangıç derece kademesinin eksik hesaplanmış olduğunu, bu nedenle davacıya eksik ücret ödendiğini, derece ve kademesinin belirlenmesinde tüm çalışma süresinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek davacının pozisyonunun 2002 yılından 2015 yılına kadar sürveyan, 2015 yılından dava tarihine kadar köy tesisleri teknisyeni olduğunun ve buna göre dava tarihi itibarıyla olması gereken derece ve kademesinin tespiti ile fark ücret, ikramiye, ilave tediye ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacıya fiilen yaptığı işin karşılığı olarak ödemelerin yapıldığını, konuyla ilgili olarak 26.10.2000 tarihinde imzalanan protokol kapsamında davacı işçinin sürekli işçi kadrosuna atandığını, bu işçilerin mevcut ücretleri üzerinden işçi kadrolarına atanacakları belirtilmiş olup on yıldan fazla süredir bu şartlarda çalıştıktan sonra fark ücret talebinde bulunmanın dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işçinin fiilen yaptığı iş gözetilerek dava tarihi itibarıyla derece ve kademesinin tespit edildiği, derece ve kademe tespiti yapılırken Mart 2013 tarihinde yapılan kademe miktarının artırılmasının hukuki dayanağı bulunmadığı, davalının hatalı olarak yaptığı intibakın davacı açısından kazanılmış hak oluşturmadığı, davacı işçinin toplu iş sözleşmelerinde yer alan fiilen çalıştığı pozisyona tekabül eden ücret cetveline göre fark alacaklarına da hak kazandığı gerekçesiyle davacının 2002 yılından 2015 yılına kadar fiilen sürveyan, 2015 yılından dava tarihine kadar fiîlen köy tesisleri teknisyeni olarak çalıştığının ve davacının dava tarihindeki derece/kademesinin (16/27) olduğunun tespiti ile fark alacakların kabulüne dair davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacıya fiilen yaptığı görevin karşılığı olan ücret, yıpranma primi, ağır hizmet primi, yasal ilave tediye, sözleşme ikramiye ödemelerinin tamamının yapıldığını, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirilme koşullarını bildiği ve yapılan işlem rızası çerçevesinde yapıldığı hâlde on yıldan fazla bir süre geçtikten sonra protokol hükümlerini göz önünde bulundurmadan fark alacak isteğinde bulunmasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, hesaplamaların hatalı yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenin işçisi olan davacının mevsimlik işçi statüsünde geçen çalışmalarının kıdem süresine esas alınması ve bu suretle üyesi bulunduğu sendika ile davalı işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre fiilen yaptığı işin niteliği de gözetilerek isabetli şekilde belirlenen derece ve kademesinin tespiti ile fark ücret, ikramiye, yasal ilave tediye ve yıpranma primi alacaklarına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, toplu iş sözleşmesine dayalı hakları ödenmeksizin çalışmaya devam eden davacının daha sonra bu haklarını talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemeyeceği, Mahkemece hükme esas alınan 26.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında kalan dönem için de dava konusu alacaklar bakımından hesaplama yapılması hatalı ise de davacı vekilinin 16.05.2019 tarihli talep artırım dilekçesinde söz konusu döneme ilişkin hesaplanan alacak tutarlarının talep edilmediği ve buna göre hüküm kurulduğu, sonucu itibarıyla kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelere ilaveten arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan ve son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mevsimlik işçilikte geçen sürelerin ve fiilen çalışılan pozisyonun derece ve kademe hesabında dikkate alınıp alınmayacağı ve buna göre davacının derece ve kademesinin doğru tespit edilip edilmediği ile fark alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi), 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.