Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14697 E. 2023/19357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında belirli bir dönem için işçi-işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu dönemdeki alacakların adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı çözümlenmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilgili dönemde 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesi kapsamında çalışmış olması ve bu kapsamdaki uyuşmazlıkların idari yargının görev alanına girmesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin yargı yolu hatası nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun bulunarak temyiz talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1390 E., 2023/2427 K.

DAVA TARİHİ : 29.12.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/517 E., 2022/763 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 1986-31.12.2002 tarihleri arasında 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tâbi geçici mevsimlik işçi olarak çalıştığını, 1.100,00 TL kıdem tazminatı ödendiğini, 01.04.2003-15.11.2007 tarihleri arasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında geçici personel olarak çalıştırıldığını, motif taş ustası olduğunu, her yıl zincirleme sözleşme yapıldığını, 15.11.2007 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, statü değişikliği yapılan 31.12.2002 tarihinde ödenen kıdem tazminatının mahsubu ile bütün çalışma süresinin bütün olarak değerlendirilmesi ve 15.11.2007 tarihi itibarıyla kıdem ve yıllık izin ücretinin hesaplanması gerektiğini belirterek kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; 24.03.1986-31.12.2002 tarihleri arasında geçici mevsimlik işçi hukuki statüsünde çalışan davacının bu döneme ait kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin 31.12.2002 tarihinden hemen sonra ödendiğini, 21.05.2003-14.11.2007 tarihleri arasında 657 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin mülga (C) bendi kapsamında geçici personel olarak çalışan davacının 14.11.2007 tarihinde emekli olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 2018/4 Esas, 2019/188 Karar sayılı kararı ile; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

2. Hükmün davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2022 tarihli ve 2020/1487 Esas, 2022/231 Karar sayılı kararı ile; süresinden sonra verilen cevap dilekçesinde savunulan zamanaşımı def'inin dikkate alınamayacağı, kabule göre de dava konusu taleplerin yargı yolu yönünden hatalı olarak ileri sürüldüğü İstanbul 5. İdare Mahkemesinde 15.11.2011 tarihinde açılan dava ile zamanaşımı süresinin kesildiği ve işbu davanın 05.01.2018 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, kıdem tazminatı yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığı, İlk Derece Mahkemesince dava konusu alacak yönünden işin esasının incelenmesi yerine davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tefrik kararı verilen 21.05.2003-14.11.2007 tarihleri arası dönem yönünden, yapılan yargılama sonunda, dava konusu uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesinin ikinci bendi gereğince, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı çerçevesince inceleme yapmadığı, tefrik kararının hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararın ve İdare Mahkemesinin kararının dışına çıkılarak tefrik edilen alacak kalemleri için uyuşmazlığın idari yargının görevi alanına girdiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş olmasının başlı başına usul hatası olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça aynı dönem ve aynı taleplerle birlikte iş sonu tazminatı talebi yönünden İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2012/111 Esas, 2012/288 Karar sayılı dosyasında açtığı davada davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararın Danıştay 12. Dairesinin 2012/8340 Esas, 2015/4910 Karar sayılı ilâmı ile; iki ayrı dönem yönünden uyuşmazlığın çözümünün farklı yargı kollarına ait olduğu, idari yönden çözülmesi gereken kısım yönünden Ankara idare mahkemesinin yetkili olduğu yönünde belirleme yapılarak bozulduğu, karar gereğince İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2016/12 Esas, 2016/68 Karar sayılı kararı ile; dosyanın Ankara idare mahkemesine gönderildiği, Ankara 1. İdare Mahkemesinin 2016/399 Esas, 2016/338 Karar sayılı kararı ile; dava dilekçesinde hâlen iki dönem için de talep bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin 11.02.2016 tarihinde reddine karar verildiği, idari yargı alanına giren talep yönünden ise Ankara 1. İdare Mahkemesinin 2016/1586 Esas, 2017/2262 Karar sayılı kararı ile davanın 21.09.2017 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği, işbu davaya konu dönemde davacının 657 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin mülga (C) bendi kapsamında görev yaptığı, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tefrik edilerek işbu davanın konusunu oluşturan 01.04.2003-15.11.2007 tarihleri arasındaki dönem yönünden taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunup bulunmadığına ve bu bağlamda uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 115 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 167 nci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 657 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin mülga (C) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.