"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/632 E., 2023/2387 K.
DAVA TARİHİ : 25.12.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 43. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/1179 E., 2021/12 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin kaynağı açıklanamayan mal varlığına sahip olması, mal varlığını gizlemesi, mal bildiriminde bulunma yönergesine aykırı hareket etmiş olması gibi mesnetsiz iddialarla davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, müvekkilinin davalı iş yerinde 37 yılı aşkın hizmeti bulunduğunu, hizmeti boyunca hiç bir disiplin soruşturması geçirmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 22.12.1987-12.11.2019 tarihleri arasında çalıştığını, davalı işyeri mal bildirim yönergesine aykırı hareket etmesi sebebiyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi uyarınca 12.11.2019 tarihi itibarıyla haklı nedenle derhâl feshedildiğini ve bu nedenle de kıdem ile ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverence davacı hakkında yapılan inceleme sırasında davacının elde ettiği mal varlıklarını yönergede belirtilen yönteme uygun olarak bildirmediği ve gelirleri ile orantısız malvarlığının bulunduğu tespiti yapılmış ve malvarlığının kaynağının açıklanamadığı belirtilerek bu olgunun doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde olduğu iddia edilmiş olup inceleme raporunda; davacının malvarlığını haksız ya da ahlâka ve hukuka aykırı bir şekilde elde ettiğine ilişkin açık bir iddiaya yer verilmediği, davacıya isnat edilen eylemlerle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması görüşü bildirilmiş olmasına rağmen davalı Şirketçe davacı hakkında suç duyurusunda bulunulmadığı, davacının mevcut malvarlığını ahlâka ve hukuka aykırı bir şekilde edindiğine ilişkin açık bir iddiaya yer verilmediği, edinilen mal varlıklarının davalı Şirkete yöntemine uygun olarak ve zamanında bildirilmemiş olmasının işverene haklı değil ancak geçerli nedenle iş sözleşmesini feshetme imkânı sağlayacağı, bu kapsamda işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; arabuluculuk ücreti olarak ödenmesine karar verilen 680,00 TL’nin 2019 yılı Arabuluculuk Ücret Tarifesi'ne aykırı olduğunu, bu miktarın 340,00 TL olması gerektiğini, hüküm altına alınan alacak kalemlerinin brüt değerler üzerinden hesaplandığını, oysa hem brüt hem net tutarların tespit edilmesi gerektiğini, feshin haklı nedenle gerçekleştirildiğini, bilirkişi raporundaki davacı tanıklarının fesih ile ilgili bilgilerinin bulunmadığına dair tespitin dikkate alınmadığını, davalı tarafından davacı hakkında suç duyurusunda bulunulup bulunulmamasının davanın konusuna etkisinin olmadığını, Aselsan İç Denetim Başkanlığının İNC-2019/05 numaralı inceleme raporu ve eki niteliğindeki tüm belgelerin dosyaya sunulduğunu, davacının geliri ile orantılı olmayan ve açıklanamayan bir malvarlığına sahip olduğunun yapılan inceleme sonucunda açık bir şekilde tespit edildiğini, davacının iş sözleşmesinin devam şartı olan güven unsurunun yok olmasına sebebiyet verdiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Aselasan Mal Bildiriminde Bulunma Yönergesine aykırı eylemleri sebebi ile feshin geçerli nedene dayandığının kabulünün dosya içeriğine ve somut olayın özelliklerine uygun olduğu, inceleme konusu kararın hüküm fıkrasında yasal kesintilerin infaz sırasında gözetileceğinin belirtildiği de nazara alındığında; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların brüt olarak yapılmasının infaz yönünden tereddüt oluşturmadığı, 2019 yılı Arabuluculuk Ücret Tarifesi'ne göre iki saat ve iki taraf üzerinden 680,00 TL arabuluculuk ücretinin hüküm altına alınmasının isabetli olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçelerinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle sonlandırılıp sonlandırılmadığı ile arabuluculuk ücretinin 2019 yılı Arabuluculuk Ücret Tarifesi'ne uygun olarak belirlenip belirlenmediği ve dava konusu alacakların brüt olarak hüküm altına alınmasının mümkün olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 17 ve 25 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 18/A maddesi ile 2019 yılı Arabuluculuk Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.