"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2021/176 E., 2023/273 K.
KARAR : Asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi
MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/169 E., 2022/186 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davaya ilişkin dilekçesinde; davalıya ait işyerinde 2006 yılından itibaren çalışmakta iken ... sözleşmesinin özelleştirme nedeniyle feshedildiği 12.01.2015 tarihine kadar değişen alt işverenlerde ara vermeden çalıştığını, ... sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, davalı ...'ın ihale makamı konumunda bulunduğunu, davacının çalışmalarına karşı sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2015/798 Esas, 2017/853 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı bünyesinde farklı alt işveren şirketlere bağlı olarak 01.11.2011 tarihinden itibaren çaycı ve bulaşıkçı olarak çalıştığı, işyerinin 31.12.2014 tarihinde özelleştirildiği, özelleştirme sonrası davacının yeni alt işveren bünyesinde aynı işinde çalışmasına devam etttiği, ... sözleşmesinin feshedilmediği ve buna göre davaya konu feshe bağlı taleplerin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 20.09.2018 tarihli ve2017/3663 Esas, 2018/1929 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.02.2021 tarihli ve 2020/4438 Esas, 2021/4543 Karar sayılı ilamıyla; davacının, 12.01.2015 tarihindeki çıkışından 22 gün sonra dava dışı işveren nezdinde çalışmaya başladığı, aradaki 22 günlük sürenin makul olarak kabul edilemeyeceği, buna göre makul süreyi aşan bir kesintiden sonra başlayan çalışmanın, yeni bir ... sözleşmesine dayalı olduğu, karar gerekçesinde " ... yeni alt işveren bünyesinde makul sayılabilecek süreden sonra 03/02/2015 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına işe girişinin yapıldığı ..." şeklinde açıklama yapılmasına rağmen bu açıklama ile çelişki oluşturacak şekilde taleplerin yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. Bozmadan Sonra Birleşen Dava
1. Davacı vekili somut dava ile birleştirilen aynı Mahkemenin 2022/169 Esas sayılı dava dosyasına ilişkin dava dilekçesinde; ... sözleşmesinin işverence 12.01.2015 tarihinde özelleştirme nedeniyle feshedildiğini, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, baştan itibaren ...'ın işçisi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili, asıl davaya ilişkin cevaplarını tekrar ederek davanın reddini istemiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı ... bünyesinde farklı alt işveren şirketlere bağlı olarak 01.11.2011 tarihinde çalışmaya başladığı, davacının çalıştığı ... Termik Santralinin özelleştirme sonucu 22.12.2014 tarihinde davalı tarafından dava dışı ... Elektrik Üretim AŞ'ye (... AŞ) devredildiği, davacının 12.01.2015 tarihinde özelleştirme açıklamasıyla işten çıkışının yapıldığı, ... sözleşmesinin bu şekilde ihbar öneline uyulmadan davalının alt işveren şirketi tarafından feshedildiği, ... sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanır şekilde sona erdiği, aynı davacı tarafından yine davalı ...'a karşı muvazaa iddiasından kaynaklı olarak ... 12. ... Mahkemesine açılan 2017/22 Esas sayılı alacak davasında; davacının çalıştığı alt işveren Şirketler ile davalı ... arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunun, davacıya emsal kadrolu ... işçisinin 2014/Ekim ayı brüt yevmiyesinin 61,01 TL olduğunun kesinleştiği, ... 12. Mahkemesinde kesinleşen emsal ücret miktarı ile işyerinin devir tarihi ve buna bağlı olarak ... sözleşmesinin fesih tarihi dikkate alınarak bilirkişiden ek raporlar aldırıldığı, davacı vekilince 2022/169 Esas sayılı dosyada açılan davanın tarafları ve konusunun aynı olduğu, ek raporda hesaplanan alacak miktarlarına ilişkin dava açıldığı anlaşıldığından birleştirme kararı verilerek yargılamaya asıl dosya üzerinden devam edildiği, asıl davada fesih tarihi olarak 31.12.2014 tarihi belirtildiğinden kıdem süresi yönünden taleple bağlı kalınması gerektiğinin değerlendirildiği, miktar içeren ibranamelerin Yargıtay yerleşik içtihatları gereği makbuz hükmünde kabul edilerek toplam kıdem tazminatından mahsup edildiği, davalı tarafından sunulan imzalı izin formuna göre davacının yıllık izin ücreti alacağının belirlendiği, asıl dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından ve alacakların tamamı dava konusu yapıldığından ek dava açılamayacağı, açılması hâlinde derdestlik durumu ortaya çıkacağından birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; asıl davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığını, belirsiz alacak davası ifadesinin yazım hatasından kaynaklandığını, Mahkemece hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, hükmün mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde olduğunu belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının çalıştığı termik santralinin özelleştirme sonucu ... AŞ'ye devredildiğini, ... sözleşmelerinin tüm hak ve borçlarıyla birlikte devralan Şirkete geçtiğini, işyeri devrinden itibaren 2 yıllık süre geçtiğinden davalı Teşekkülün sorumluluğunun bulunmadığını belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının, davacının alacaklardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacının ek dava ile alacaklarını talep edip edemeyeceğine ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un 107 ve 204 üncü maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesi, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.