"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/785 E., 2023/225 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket nezdinde 01.04.2005-30.01.2012 tarihleri arasında şöför olarak çalıştığını, işverenin davacıyı ... sözleşmesi hükümlerine ve ..., işçi sağlığı ve güvenliğine aykırı bir şekilde çalıştırması, kamptaki insan onuruna yakışmayacak şekilde kötü çalışma koşulları nedeni ile akciğer kanserine yakalandığını, işyerinde işçilerin barınma koşullarının ve kum yıkama tesisinden çıkan tozların, çölden gelen kum fırtınasına ve kampın yanında bulunan beton santralinden çıkan toz bulutlarına karşı işverenin işçilerin korunmasına yönelik maske dâhil hiçbir önlem alınmadığını, kötü çalışma koşullarının müvekkilinin sağlığının kaybetmesine yol açtığını, geçirdiği operasyonlar nedeni ile ciddi bir manevi çöküntü yaşadığını bu nedenle manevi tazminat talep ettiğini, davacının günlük 15 saat çalıştırılarak fazla çalışma yaptırıldığını, davacıya hafta tatili kullandırılmadığı, millî ve dinî bayramlarda da çalıştıklarını, yıllık izinlerinin de kullandırılmadığını, ücretini almadığını ... sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshedildiğini, hak ettiği işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacağı, maddi ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu yapılan alacakların zamanaşımına uğradığını, maddi manevi tazminata ilişkin talebinin, işçilik alacaklarına ilişkin taleplerle birlikte aynı davada ileri sürelemeyeceğini, bu sebeple davanın reddi veya tefriki gerektiğini, davacının ... sözleşmesinin ... bitimi üzerine tüm hak ve alacakları ödenerek haklı nedenle feshedildiğini, ödeme olgusunun ibra sözleşmesi ve ödeme makbuzlarından anlaşılacağını, davacı ile İŞKUR onaylı ... sözleşmesi imzalandığını bu nedenle aylık ücretin 1.550.00 USD olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, işyerinde işçilere gerekli ... güvenliği eğitiminin verildiği ve önlemlerin alındığını davacının bu yöne ilişkin iddialarının doğru olmadığını, davacının hastalığının işyeri şartlarından kaynaklanmadığı, davacının şöför olarak çalıştığı da düşünülürse iddia edildiği gibi kötü çalışma koşulları nedeniyle hastalığa yakalanmasının yapılan işin niteliği gereği de mümkün olmadığını, davacının işten ayrıldıktan bir yıl sonra hastalandığını, çalışılan ülkenin resmî ve dinî bayramlarında tatil olan işyerinde çalışma yapılmadığını, işçilerinin hafta tatili kullandığını, fazla çalışma iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2014/49 Esas, 2015/599 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işveren bünyesinde 01.04.2005-30.01.2012 tarihleri arasında beton kamyon/tır şoförü olarak çalıştığı, fesih tarihindeki ücretinin aylık 1.550,00 USD olduğu, kur karşılığının ise net 2.779,00 TL olduğu, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz feshedildiği, davalı tarafça davacının tüm haklarının ödendiği savunmasının dosya kapsamına uygun olmayıp sunulan ibraname içeriğinde kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili rakamların belirtildiği, her ne kadar davacı taraf diğer işçilik alacaklarını belirtmek sureti ile haklarını aldığını beyan etmiş ise de bu diğer alacaklar yönünden miktarın belirtilmediği ancak sonradan yürürlüğe girse de feshin sonuçlarını düzenlenmesi bakımından 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 420 inci maddesindeki şartlara da uygun olmadığı, bu nedenle ödeme olgusu ispat edildiği kadar ibraname içeriğine itibar etmek gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.02.2019 tarihli ve 2015/32704 Esas, 2019/4905 sayılı kararıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının davalı işvereni 09.03.2012 tarihli ibraname ile ibra etmiş olduğu, ibraname içeriğine göre davacının ücretli yıllık izinlerini kullandığını, yaptığı fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil çalışmalarının karşılıklarını aldığını açıkladığı, ibraname bakımından imza inkârı veya ispat edilen irade fesadı iddiası söz konusu olmadığı, ibranameye konu talepler bakımından, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı Kanun) döneminde imzalanmış olduğu da gözetilerek ibranameye geçerlilik tanınması gerektiği, Mahkemenin bu konudaki değerlendirmesinin hukuki olmadığı gibi yerinde de olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 28.11.2019 tarihli ve 2019/349 Esas, 2019/673 Karar sayılı kararıyla; ilk hükmün kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yönünden bozma konusu yapılmadığı, bu hususun bozma kapsamı dışında kaldığı, davacının yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil taleplerinin değerlendirilmesinde ise davacı tarafından düzenlenen ve imzalanan 09.03.2012 tarihli ibranamenin 818 sayılı Kanun döneminde düzenlendiği, buna göre ibra edilen alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirtilmesinin ve ... sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir aylık süreden sonra düzenlenmesinin yeterli olacağı dikkate alındığında ibranamenin geçerli olduğu kanaatine varıldığı, buna göre davacının yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil alacakları bakımından ibra iradesini ortaya koyduğundan bu taleplerinin reddine karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.09.2022 tarihli ve 2022/9554 Esas, 2022/10348 Karar sayılı kararıyl; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek bozma kararının kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı alacağı yönünden, bozma öncesinde olduğu gibi net 12.434,33 TL tutarın hüküm altına alınması yerine yazılı şekilde 13.243,91 TL kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerek usuli kazanılmış hak ilkesine gerek taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu, Mahkemece kurulan ilk hükümde “Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmek suretiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedildiği, davalı temyizi üzerinde hükmün bozulduğu dikkate alındığında, bozma sonrası kurulan hükümde de bu taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkeme kararının kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin hükümleri bozma konusu yapılmadığından bu hususun değiştirilmediği, davacının yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil taleplerinin değerlendirilmesinde ise mülga 818 sayılı Kanun döneminde düzenlenen ibranamenin geçerli olduğu, davacı yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil alacakları bakımından ibra iradesini ortaya koyduğundan bu taleplerinin reddine karar verildiği, son bozma ilâmı ile; "usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin karar verilmesi ve bozma sebebi yapılmayan diğer taleplerin hükümde yer almaması" gerekçesiyle kararının bozulduğu anlaşıldığından bozma ilâmına uyulduğu, manevi ve maddi tazminatın 24.12.2014 tarihli duruşmada tefrik edildiğinin anlaşıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda; çalışmaları 01.04.2005-09.03.2012 tarihleri arasında olan davacının talep etmiş olduğu alacakları zamanaşımına uğradığını, net ücret üzerinden hüküm kurulmasına ve yapılan net ücret hesaplamasına itiraz ettiklerini, davacının net ücretinin brüte çevrilmesinde mevzuat hatası yapıldığını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 5 inci maddesinin (g) bendinde yer alan düzenleme gereği yurt dışında çalışan işçilerin brüt ücretinden sadece % 5’lik genel sağlık sigortası işçi payı kesilmesi gerektiğini, brüt ücret hesaplanırken bu durumun göz ardı edildiğini, "davacının davalı işverenini 09.03.2012 tarihli ibraname ile ibra etmiş olduğu, ibranameye konu talepler bakımından ibranamenin 818 Sayılı Borçlar kanunu döneminde imzalanmış olduğu da gözetilerek ibranameye geçerlillik tanınmalı" şeklindeki bozma kararı gereğinin yerine getirilmediğini, askeri üs bölesinde çalışan davacının çalışma şeklinin sıkı kurallara tâbi olduğunu fazla çalışma yapıldığı ve tatil günlerinde çalışıldığı iddiasının gerçeği yansıtmayıp hüküm kurmaya yeter düzeyde ispatlanamadığını, davacının yurt dışında çalıştığı gözetildiğinde davanın bir de Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un ilgili hükümleri çerçevesinde incelenmesi gerektiğini, kararın hatalı olduğunu savunarak bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağının miktarı ile bozma ilâmı ile oluşan usuli kazanılmış hakların ihlal edilip edilmediği konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve aynı Kanun'un 176 ncı maddesi.
2. Mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.