Logo

9. Hukuk Dairesi2023/14974 E. 2023/19161 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararının davalı belediyeye tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediyenin vekilinin bağlı bulunduğu birime UETS üzerinden elektronik tebligat yapılması gerekirken, davalı vekiline normal posta yoluyla yapılan tebligat usulüne uygun olmadığından, davalı tarafın istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek, başvurunun süreden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

TARİHİ : 29.03.2023

SAYISI : 2022/199 E., 2023/801 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde; davalı Belediye ile Kentyol AŞ arasındaki ilişki muvazaalı olup müvekkilinin davalı Belediyenin işçisi olduğunu ve belediye işçilerinin tâbi olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmadığını belirterek 14.05.2008 tarihinden dava tarihine kadar olan ücret farkı, ikramiye, sosyal paket yardımı, yemek yardımı, sorumluluk primi, giyim alacağı, öğretim alacağı, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve ayrımcılık tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; 05.01.2016 tarihinden birleşen davanın açıldığı tarihe kadar olan süreyi kapsayan dönem için ücret farkı, ikramiye, sosyal paket yardımı, yemek yardımı, sorumluluk primi, giyim alacağı, öğretim alacağı, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve ayrımcılık tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı Kentyol AŞ ile davalı Belediye arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, davacının ihale kapsamında olan tüm alacaklarını aldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ek rapor dosya içeriğine ve denetime elverişli bulunarak yapılan hesaplamalar doğrultusunda davacının emsal işçilere göre alması gereken fark alacaklarının hesaplandığı, ıslah edilen kısmi davada dava değerinin ıslah ile arttırılmasına davalı tarafından zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü, ek rapor doğrultusunda dava ve birleşen dava bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; kısmi dava olarak açtıkları asıl davayı ıslah edip belirsiz alacak davasına dönüştürdüklerini, buna rağmen Mahkemece dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılarak ve ıslahla zamanaşımına uğrayan alacak bulunduğuna yönelik kabul doğrultusunda işçilik alacaklarının eksik miktar üzerinden hüküm altına alındığını, davanın türünü tam ıslah ile değiştirdiklerini, asıl dava kısmi dava sayılırsa birleşen dava ayrı bir dava olduğundan bilirkişinin birleşen davadaki talep doğrultusunda hesap yapması gerektiğini, birleşen dava hesabında bilirkişinin asıl davanın tüm hesap dönemini değil ancak talep edilen kısmi tutarları dışlayarak hesaplaması gerektiğini, yani işe giriş tarihinden ek dava tarihine kadar olan süreç içerisindeki tüm alacakların hesaplanması gerektiğini, raporun hukuka aykırı olarak oluşturulduğunu, faiz başlangıç tarihinin hükmedilen alacak kalemlerine hak ediş tarihi olarak belirlenmesi gerekirken hatalı olarak belirlendiğini, dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından zamanaşımının alacağın tamamı için dava açıldığı tarihten itibaren kesilmekle yine temerrüt sebebi ile faizin de davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm altına alınması gerektiğini, tüm alacak miktarları bakımından faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, davalı Belediyenin davacının işvereni olmayıp davacının Kentyol AŞ çalışanı olduğunu, Kentyol AŞ ile davalı Belediye arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, davacının tarafı olmadığı toplu iş sözleşmesi hükmünden yararlanamayacağını, yapılan işin asli iş mi yardımcı iş mi olduğu konusunda tespit yapılmadığını, davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın davalı tarafa 04.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık istinafa başvuru süresinin 18.11.2021 günü tatil saatinde sona ermesine rağmen, istinaf dilekçesinin süre geçtikten sonra 23.11.2021 tarihinde verildiği, istinaf dilekçesinin verildiği 23.11.2021 tarihi itibarıyla iki haftalık istinaf başvuru süresinin geçmiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar vermek gerektiği, davacının istinaf başvurusu yönünden; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine davalı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı Belediyeye gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği ve buna göre davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 92 nci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) "Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesi şöyledir:

" Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.

2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.

4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.

5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.

6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.

7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.

8. Noterler.

9. Baro levhasına yazılı avukatlar.

10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.

11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.

Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

3. Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin "Tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar" başlıklı 5 inci maddesi şöyledir:

" (1) Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur:

a) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cet-vellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.

b) 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.

c) Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.

ç) Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.

d) Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.

e) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.

f) Kanunla kurulanlar da dâhil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.

g) Noterler.

ğ) Baro levhasına yazılı avukatlar.

h) Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.

ı) İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.

(2) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur."

4. Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin "Elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılması" başlıklı 9 uncu maddesinin beşinci fıkrası ise şu şekildedir:

"Elektronik yolla tebligat, idareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılır. Temsile yetkili olan kişilerin ayrı bir elektronik tebligat adresinin bulunması bu kuralın uygulanmasına engel olmaz."

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı, davalı Belediye vekili adına normal posta yoluyla tebliğ edilmiştir.

2. Kararın İlgili Hukuk kısmının (2) numaralı paragrafında belirtilen 7201 sayılı Kanun'un 7/a maddesinin on birinci fıkrası ile (3) ve (4) numaralı paragraflarında açıklanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5 ve 9 uncu maddelerine göre, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının elektronik yolla ve davalı Belediyeyi vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılması gerekmektedir.

3. Şu hâlde davalı Belediyenin Ulusal Elektronik Tebligat Sisteminde (UETS) kayıtlı adresi yerine davalı vekili adına ve normal posta yoluyla yapılan tebligat, usulüne uygun olmadığından davalı tarafın istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilmelidir.

4. Açıklanan sebeple Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Şişli Belediye Başkanlığı vekiline İlk Derece Mahkemesi kararının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği kabul edilmeli, davalı tarafın istinaf başvurusu esastan incelenmelidir. Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun süreden reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.