"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2020/325 E., 2023/369 K.
DAVA TARİHİ : 28.05.2014
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.03.2001 tarihinden 30.04.2014 tarihine kadar davalı nezdinde kasiyer olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini, davalı tarafça ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının kasasından alışveriş yaparak geçen ve alışverişini nakit olarak ödeyen müşterilerin alışverişlerini kasada "iptal" olarak gösterdiğini; ancak müşterilerin gerçekte alışverişlerini iptal etmeyerek ve ürünleri mağazadan alarak ayrıldıklarının tespit edildiğini, davacının da bu paraları aldığını, dolayısıyla kasası fazla vermediğinden kasa kapatmasında herhangi bir sorun yaşamadığını, fakat müşteri tarafından parası ödenip alındığı için mal sayımında bu ürünlerin envanter açığı olarak göründüğünü, bu işlemlerin büro elemanı Ö.B. tarafından 26.04.2014 tarihinde tutanak altına alınması üzerine ... sözleşmesinin Disiplin Kurulu kararı uyarınca 30.04.2014 tarihinde 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğini, davacının ödenmeyen işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2017 tarihli ve 2014/289 Esas, 2017/127 Karar
sayılı kararıyla; mali bilirkişi tarafından kasaların incelenmesi sonucu davacının özellikle nakit alışveriş yapan herhangi bir iptal ve iade işlemi söz konusu olmaksızın ürün bedellerini nakit olarak ödeyerek ürünlerini alıp mağazadan ayrılan müşterilerin bir kısmına verilmesi gereken kesin satış fişlerini hiç kesmeksizin (ara toplam tuşuna basıp müşteriye yapması gereken nakit ödeme tutarını gösterip nakit parayı tahsil ettikten sonra kati toplam tuşu yerine iptal tuşuna basarak müşteriye kasanın yazdığı iptal fişini vermek sureti ile) yazar kasanın çıkardığı iptal fişlerini verdiği, davalı işverene iptal edilen fiş tutarında eksik miktarda teslimat yaptığının bildirildiği, bu hâliyle davacı ile davalı arasındaki ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince haklı nedenle feshedildiği, fesih nedeni itibarıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, davacının bordro ve banka kayıtlarında yer alan ücret ve fazla çalışma ücreti tahakkuklarından daha fazlasına hak kazandığını da ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 12.10.2018 tarihli ve 2017/1848 Esas, 2018/1657 Karar sayılı kararıyla; davacının ücret talebinin reddine ilişkin karara karşı istinaf talebinin bulunmadığı, davacının imzasını içermeyen 01.01.2009-30.04.2014 tarihlerine ilişkin bordrolarda farklı farklı miktarlarda fazla çalışma tahakkuklarının olduğu, davacının imzasız bordrolardaki kayıtların üstünde fazla çalışma yaptığı iddiasını tanık beyanlarıyla da ispatlayamadığı anlaşıldığından fazla çalışma ücreti alacağının reddinde isabetsizlik bulunmadığı, Mahkeme tarafından oluşturulan mali müşavir ve hukukçu bilirkişi heyetinin ... sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayalı olduğu yönündeki tespitlerinin yerinde olduğu, davacı vekilinin istinafa taşıdığı itirazlarının bilirkişilerin 11.01.2016 tarihli ek raporunda değerlendirildiği, bu itibarla davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı itirazlarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 30.....2020 tarihli ve 2019/20 Esas, 2020/8202 Karar sayılı ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilirkişinin yerinde inceleme yetkisi ile ... başına işyerine giderek yaptığı tespitleri içerdiği, davacının tespit tarihini bilmemesi nedeniyle yokluğunda yapılan bu işlemlerde hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, mahallinde tarafların da hazır bulunduğu sırada işyerinde keşif yapılmak suretiyle alınacak bilirkişi raporu ve dosya içeriği çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda tarafların katılımıyla yeniden keşif icra edilerek yapılan yargılama sonucunda, davacının iptal fişlerine konu ürünleri zimmetine geçirmiş olması hâlinde envanter eksikliğinin, iade edilen ürünlerin satış bedelini zimmnetine geçirmiş olması hâlinde ise kasa açığının meydana gelmesi gerektiği, kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde tanzim edilen 16.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda ürünlerin müşteriler tarafından teslim alındığının, davacı tarafından ürünlerin satışına ilişkin müşterilere para üstü ve belge verildiğinin, davacının iptal fişlerine konu ürünleri ya da müşterilerden aldığı paraları uhdesine geçirdiğine ilişkin herhangi veri bulunmadığının tespit edildiği, envanter eksikliği bulunsa dahi 02.....2022 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının iptal işlemlerine konu ürünlerin envanterde eksik olduğuna ilişkin bir envanter listesinin bulunmadığının tespit edildiği, davalı tarafça envanter açığının davacının iptale konu ürünlerinden kaynaklı olarak meydana geldiğinin de dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden her türlü şüpheden uzak somut delillerle ispat edilemediği, kaldı ki davacı tanığı C.T'nin envanter açığının her zaman çıktığını, bu açığın yanlış sayım veya hırsızlık kaynaklı olabileceğini, davalı tanığı Ö.A'nın ise envanter açığının rutin olarak çıktığını beyan ettiği, bu hâliyle davalı tarafça davacı işçinin iptal fişlerine konu ürünleri veyahut iptal fişlerine konu bedelleri zimmetine geçirerek işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu hususunun her türlü şüpheden uzak somut delillerle ispat edilemediği, ... sözleşmesinin sona erme şekli itibarıyla da davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne, diğer alacakların reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacının kamera kayıtlarındaki hareketleri ve davacı vekilinin iddialarının ne olduğuna yer verildiğini, davacının feshe konu usulsüz işlemleri yapıp yapmadığı hakkında net bilgi verilmediğini, örneğin raporda sadece davacı tarafından müşteriye belge verildiğinden bahsedildiğini, bu belgenin satış fişi mi iptal fişi mi olduğu hususunun değerlendirilmediğini, mağazada ürünlerin satışı yapıldığından ve müşteriye ürün teslim edildiğinden ürün sayısının azaldığını, envanterin açık verdiğini; ancak kasada müşteriye teslim edilen ve bedeli tahsil edilen bu ürünlerin ana kasaya para girişinin yapılmadığını, davacının usulsüz işlemlerinin bozma öncesinde kapsama alınmış olunan bilirkişi raporlarında çok detaylı ve açıklayıcı bir biçimde tespit edildiğini, davacının eylemi sabit olduğundan davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... sözleşmesinin davalı tarafından feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi, 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi ve 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.