Logo

9. Hukuk Dairesi2023/15209 E. 2023/18907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışı şantiyesinde çalıştığı dönemde fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile prim alacaklarının miktarı ve bunların ödenip ödenmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Fazla çalışma ücretinin hesabında, davacının çalışma saatlerinin belirlenmesinde eksik inceleme yapıldığı ve tanık beyanlarının çelişkilerinin giderilmediği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1965 E., 2023/1386 K.

DAVA TARİHİ : 20.03.2019

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/112 E., 2021/33 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; müvekkilinin 07.10.2015-20.03.2018 tarihleri arasında davalının yurt dışı şantiyesinde aşçıbaşı olarak net 3.000,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini, haftada 7 gün 05.00-23.00 saatleri arası çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasının devam ettiğini, ücretlerinin ödenmediğini, her yıl 1.000,00 USD ve bir aylık ücreti karşılığı iş bitimi primi verildiğini; ancak primlerinin de ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 2.093,02 USD ücret ile 07.10.2015-20.3.2018 tarihleri arasında Türkmenistan şantiyesinde aşçıbaşı olarak çalıştığını, davacının fazla çalışmaları karşılığı belirlenen 900,00 USD fazla çalışma ücretlerinin kendisine ödendiğini, davacının primlerinin ödendiğini, davacıya 3.164,51 USD kıdem tazminatı, 2.930,23 USD ihbar tazminatı ödendiğini, hafta tatillerini kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, davacıya 1.953,49 USD yıllık izin ve 2.111,29 USD prim ödemesi yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının son aylık ücretinin banka kayıtları ile uyumlu özlük dosyasına göre net 2.093,02 USD olduğu, 3.164,51 USD kıdem tazminatı, 2.930,23 USD ihbar tazminatı tahakkukunun bulunduğu ve bu tutarların davacının hesabına ödendiği, ödenen tutarların mahsubu ile hesaplanan bakiye kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alındığı, tanık anlatımlarına göre ara dinlenme süresinin düşülmesi ile davacının günlük 16 saat çalışmasının bulunduğu, buna göre haftada 59,5 saat fazla çalışma yaptığı, tanık anlatımlarına göre davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ve hafta tatilinde de çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; davacıya tüm yasal haklarının tamamen ödendiğini, bilirkişi raporunda belirtilen 200,00 USD sosyal yardım hesaplamasının hangi temele dayandığının açıklanamadığını, davacıya işe başladı tarih itibarıyla fazla çalışma ücreti ödemesi yapıldığını bu ödemelerin fazlasına ilişkin hükmedilen kararın kaldırılması gerektiğini, davacının dilekçesinde iddia edilen gibi 05.00-23.00 saatleri arasında aralıksız olarak çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ispat edemediğini, bilirkişi raporunda sadece davacının görevinin aşçıbaşı olduğu gerekçesiyle hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil kullanmadığı yönünde tespit ve hesaplama yapıldığını, davacının şirkette Türkiye'deki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığı gibi Türkmenistan’ın kendi ülke bayramlarında dahi kanun gereği çalışma yapılmadığını, davacıya 2.111,29 USD prim ödemesi yapıldığını, fazlaya ilişkin prim alacağının reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili; davacının son net ücretini 3.000,00 USD olarak kabul edilerek bilirkişi ek raporunun (2) nci seçeneğine göre hüküm kurması gerekirken davacının son aylık ücretinin net 2.093,02 USD olduğunu kabul ederek (1) inci seçeneğine göre hüküm kurulduğunu, bu yönüyle kurulan hükmün hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacak şekilde haklı nedenle feshedildiğine yönelik ispat külfetinin yerine getirilmediği, dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının çalıştığı dönemde bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde fazla çalışma yaptığı, ancak karşılığının ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile hafta tatili alacağı yönünden işyerinde bugünlerde çalışma yapıldığının tanık beyanlarıyla ispatlandığı, tanık beyanları, emsal ücret araştırması ve işyeri kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının ücret iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuşlardır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ücretin miktarı ile kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile prim alacaklarının ispatına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirâzi kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirâzi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirâzi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

6.Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.

7.Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde bulunan veya işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

8. Somut uyuşmazlıkta davacının; haftanın 7 günü 05.00-23.00 saatleri arası çalıştığı ve haftada 59,5 saat fazla çalışma yaptığı, buna göre aylık fazla çalışmasının 238 saat olduğu kabul edilerek imzasız bordrolardaki 65 saat fazla çalışmanın mahsubu ile aylık 173 saat için fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır.

9. Fazla çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından davacının fazla çalışmalarının tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik yoktur. Davacı tanıklarından A.U, "...Birisi davacı ......olmak üzere bizim çalışma saatlerimiz esnekti. Sabah 05.00 de kalkıp gece 24.00 e kadar çalıştığımız oluyordu." şeklinde beyanda bulunurken davacı tanığı Y.B, "davacı sabah namazından sonra saat 05:00 gibi direk şirketin mutfağına gider, iş başı yapardı, davacı şirkette çalışanların yemeklerini verdikten sonra mesaisi biterdi, gece 12-01 gibi işten ayrılırdı, " şeklinde; diğer davacı tanığı İ.K. ise "...Bence günde 15-20 saat çalışıyordu." şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanığı çalışma saatlerinin 08.00-18.00 saatleri arasında olduğunu beyan etmiştir. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları, yapılan işin niteliği, işyerinde çalışan aşçı sayısı ve yemek saatleri birlikte değerlendirildiğinde; davacının 05.00-18.00 saatleri arası çalıştığının kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca davacının 05.00-18.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık konusu, davacının fazla çalışma talebinin ispatına ilişkindir. Davacı fazla çalışma yaptığına ilişkin iddialarının ispatı amacıyla tanık deliline dayanmıştır. Davalı işveren işe giriş çıkış saatlerine ilişkin işyeri kayıtlarını dosyaya sunmamıştır. Davacı tanıkları davacının iddialarını ispatlar mahiyette beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanığı ise işyerindeki genel çalışma saatlerine ilişkin beyanda bulunmuştur. Davacı, işyerinde aşçıbaşı olarak çalışmış olup işyerinde çalışanlara günde 3 öğün yemek verilmektedir. Davacı tanıklarından biri davacının saat 05.00-24.00 saatleri arasında çalıştığını, diğer tanık davacının 05.00’te işe başladığını gece 24.00 hatta 01.00'e kadar çalıştığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı ise davacının mesaiye 05.00'te başladığını ve günde 15-20 saat çalıştığını beyan etmiştir. Davacı tanıklarının birbirleri ile tutarlı beyanları dikkate alındığında davacının günlük çalışmasına 05.00'te başladığı kabulü yerindedir. Yine tüm davacı tanıklarının beyanlarında davacının çalışmasının hiçbir şekilde 18.00'de bitmediği, gece geç saatlere kadar çalışmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Ancak İlk Derece Mahkemesince tanıklar ayrıntılı olarak dinlenmemiş, tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmemiştir. Gece 24.00 hatta 01.00'e kadar çalıştığını iddia eden davacının tekrar 05.00'te çalışmaya başlamış olması insan doğasına aykırıdır. Mahkemece tanıkların, davacının çalışma saatlerini neden dolayı bilmekte oldukları, davacının bu kadar uzun çalışma saatleri arasında ara dinlenmelerinin ne kadar süre olduğu, yemeklerin servisinden sonra bir sonraki yemek saatine kadar işyerinde çalışıp çalışmadığı ya da dinlenip dinlenmediği, akşam yemeğinden sonra işyerinde çalışmaya devam etmesini gerektiren bir neden olup olmadığı hususları tanıklardan sorulup ayrıntılı beyanları alınmadan eksik incelemeyle karar verilmiş olması nedeniyle bu eksikliğin giderilmesi amacıyla kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan ve davacının çalışma saatinin 18.00'de bittiğine dair dosyada somut bir delil bulunmadığı hâlde çalışma saatinin 18.00'de bittiğinin kabulü gerektiğine yönelik sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmamaktayım.