Logo

9. Hukuk Dairesi2023/16312 E. 2023/19867 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, engelli olması nedeniyle işyerinde ayrımcılığa maruz kaldığı iddiasıyla açtığı manevi tazminat davasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının engellilik nedeniyle daha düşük ücretli bir göreve atanmak istenmesi ve bu görevi kabul etmediği için işten çıkarılmasının, işe iade davasındaki yargı kararları ve tanık beyanlarıyla birlikte değerlendirildiğinde ayrımcılık teşkil ettiği ve davacının manevi zararının giderilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/2736 E., 2020/2106 K.

DAVA TARİHİ : 07.01.2014

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf

başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. İş Mahkemesi

SAYISI : 2014/9 E., 2018/270 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.12.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 14.12.2004-06.11.2012 tarihleri arasında davalı Banka bünyesinde engelli kadrosunda gişede istihdam edildiğini, bir süre sonra çalışmalarındaki başarısı ve deneyiminden dolayı operasyon bölümünde görevine devam ettiğini, sırasıyla operasyon görevlisi, ünvan değişikliğinden sonra iş akış sorumlusu (2), iş akış sorumlusu (1) olarak görevine devam ettiğini, bu süreçte engelli kadrosunda olduğu gerekçesiyle çalıştığı arkadaşlarından daha düşük miktarda zam aldığını, davacının davalı Kurum bünyesinde kendisine verilen her türlü işi en yüksek performansla yapmış olmasına rağmen görevlendirildiği şubelerdeki üstleri tarafından engelinden dolayı sürekli hor görüldüğünü, reddedildiğini, özürlü olmasının sürekli karşısına engel olarak çıkarıldığını, ancak fazla çalıştırılırken engelli olduğunun göz ardı edildiğini, davacının engeline rağmen kendisine verilen işleri yerine getirdiğini, son olarak da davacının engeli bahane edilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, davalı Kurum yöneticilerinin davacıya karşı sergilemiş olduğu bu tavrın davacıda manevi kayıplara yol açtığını, davacının öz güvenini yitirmesine neden olduğunu, psikolojik açıdan aşırı derecede yıpratmış olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 14.12.2004-06.11.2012 tarihleri arasında davalı Bankanın personeli olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını ve iş sözleşmesinin yönetsel karar gereği yapılan yeni görev teklifini kabul etmemesi sebebiyle 06.11.2012 tarihinde geçerli nedenle feshedildiğini, tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği talebi ile Antalya 4. İş Mahkemesinin 2012/313 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve söz konusu davanın 05.09.2013 tarihinde karara bağlanarak davacının işe iadesine karar verildiğini, davacının engelli kadrosundan yararlandığını, davalı Bankada hâlen 80’e yakın engelli istihdam edildiğini, davalı Bankada tüm engelli kadrosu da dâhil olmak üzere tüm çalışanları ile ilgili olarak 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) ve ilgili mevzuat kapsamında sürekli olarak denetlendiğini, manevi tazminatın koşullarının davada gerçekleşmediğini ve dava dilekçesindeki iddiaların soyut olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin 06.11.2012 tarihinde feshedilmesi nedeniyle işe iade davası açtığı, operasyon bölümünde çalışırken Bankanın davacıyı muhaberat bölümüne servis görevlisi olarak naklettiği, davacının kabul etmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiği, davalı işverenin sağlık sorunları nedeniyle nakil yaptıklarını savunduğu, Antalya 4. İş Mahkemesinin 2012/313 Esas ve 2013/392 Karar sayılı ilâmıyla feshin geçersizliğine karar verilerek kararın Yargıtayca onandığı, davacıya emsal olabilecek işçilerin dosyaya sunulan ücret bordrolarından, davacıya ayrımcılık yapıldığının tespit edilemediği, dinlenen tanık beyanları ve ilgili iş mahkemesindeki dosyaların kapsamlarına göre davacının engelli olması sebebiyle ünvanının düşürüldüğü ve muhaberat kadrosuna alındığı, herhangi bir objektif geçerli neden olmaksızın davacının engeli nedeniyle ünvanının düşürülmesinin kişilik haklarını zedeleyici olduğu gerekçesiyle ayrımcılık tazminatı talebinin reddine manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının engelli kadrosunda olduğu gerekçesiyle diğer çalışanlardan daha düşük miktarda zam aldığını, davalı Kurum yöneticilerinin davacıya karşı sergilemiş oldukları tavrın davacı üzerinde manevi kayıplara yol açtığını, Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, ayrımcılık tazminatının reddinin hatalı olduğunu, davacıya engelli olması nedeniyle negatif ayrımcılık yapıldığını ve davanın kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, feshin konu edildiği işe iade davasının sonuçlanıp kesinleştiğini, manevi tazminatın kabulü için feshin kötüniyetle yapıldığının kanıtlanmasının gerektiğini, ancak bu hususun kanıtlanamadığını, bu nedenle davacı yönünden manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, davacının manevi tazminata gerekçe olarak gösterdiği iddiaların asılsız olduğunu, davanın tümden reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 14.12.2004 - 06.11.2012 tarihleri arasında davalı Bankada engelli kadrosunda çalıştığı, iş sözleşmesinin davacıya düşük kademede teklif edilen işin davacı tarafça kabul edilmemesi kapsamında geçerli olmayan nedenle feshedildiği, feshin geçerli olmadığının Antalya 4. İş Mahkemesinin 2012/313 Esas, 2013/392 Karar sayılı ilâmı ile sabit olduğu, davacı tarafça ayrımcılık tazminatı ve manevi tazminat koşullarının oluştuğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ve davanın kabulü gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının ayrımcılık tazminatına ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Somut olayda davalı Bankada engelli statüsünde istihdam edilen davacı işçi, engelli olduğu için çalışma koşullarında aleyhine yapılmak istenen değişikliği kabul etmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteğinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince maddi tazminat isteğinin reddine, manevi tazminat isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı işverenin kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından koşulları oluşmadığı gerekçesi ile manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.

4857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre, işverenin mutlak ayrım yasaklarına aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur. Bu davadan önce davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiği iddiasıyla işe iade davası açmış, yargılama sonucunda feshin geçerli nedene dayanmadığı sonucuna varılarak işe iade davası kabul edilmiştir. Davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay tarafından karar onanmıştır. Bu davada dinlenen davacı tanıkları operasyon görevlisi olarak çalışan davacının engelli olması nedeniyle ücreti düşürülerek muhaberat görevine verilmesini kabul etmediği için işten çıkarıldığını açıklamışlardır. İşe iade davasında varılan sonuç ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacıya engellilik temelli bir ayrımcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre davalı işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını kanıtlamış değildir. Ayrımcılık teşkil eden bu işlemden dolayı üzüntü yaşadığı ve manevi acı çektiği anlaşılan davacının manevi tazminat isteğinin hüküm altına alınması gerekir. Belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun onama yönünde oluşan kararına katılamıyorum.