"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/4337 E., 2023/1024 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 31. ... Mahkemesi
SAYISI : 2018/549 E., 2020/25 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılardan ... ... AŞ vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılardan ... ... AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, 20.02.2008 tarihinden itibaren aynı ticari gruba bağlı davalılar ... Bilişim Sanayi Ticaret AŞ (... AŞ) ve ... Mühendislik Taahhüt Sanayi ve Ticaret AŞ (... AŞ) isimli Şirketlerde çalıştığını, bu Şirketlerin diğer davalı Şirketler olan ... ... ve Vodafone ... adlı Şirketlere sağlanan alt işveren işlerde mobil baz istasyonu kurulumu işinde teknisyen (mobil eleman) olarak çalıştığını, genel olarak ... dışında çalıştığını, günlük çalışma süresinin ortalama 15 saat olduğunu, maç, miting, konser vs. gibi etkinlikler hâlinde çalışma süresinin 24 saate kadar çıktığını, bazen bu süreyi de geçtiğini, şehir dışı işe gittiğinde 20 güne kadar çalıştığını, millî ve dinî bayramlarda, yılbaşı tatillerinde, resmî tatillerde ve hafta sonları da çalıştığını, yılbaşına 2-3 gün kala ara vermeden yılbaşına kadar çalıştığını, ... saatleri dışında baz istasyonu arızaları nedeniyle çoğu zaman işe çağrıldığını, itiraz durumunda işten çıkarılmakla tehdit edildiğini, işe başlarken şifahi olarak prim sözü verildiğini ancak bu sözün tutulmadığını ileri sürerek fazla çalışma ve ... ... genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davaya konu Altyapı İşleri Çerçeve Sözleşmesi'nin ... sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davacının davalı Şirket ile doğrudan ya da dolaylı ... ilişkisinin mevcut olmadığını, davalı Şirket çalışanı olmadığını, diğer davalı ... AŞ ile aralarındaki sözleşme gereği sözleşmeye konu işlerin anahtar teslim usulüyle diğer davalıya devredildiğini, bu nedenle davalı Şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, işbu sözleşme gereği taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin doğmadığını, sözleşme uyarınca davalı ... Şirketinin, personelinin alacaklarından münhasıran sorumlu olduğunu, sözleşmenin (9.2.8) maddesinde bu hususun belirtildiğini, bu nedenle işçilerinin tüm alacaklarından bizzat diğer davalı yanın sorumlu olduğunu belirterek davanın davalı Şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.
2. Davalılar ... AŞ ve ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde tanık deliline açıkça dayanmadığını, dayanılmayan delilin Mahkemece istenmesinin de sonuç doğurmayacağını, tanık delili olmaksızın ispat edilemeyecek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davalı müvekkilleri arasında organik bağ bulunduğunu ancak her işverenin kendi döneminden sorumlu olduğunu, bu nedenle davacının her iki Şirket yönünden tüm taleplerinin reddini talep ettiklerini, günlük çalışma sürelerine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, işyeri kayıtları dışındaki tüm iddia ve beyanları kabul etmediklerini, davacının 2008-2013 yılı sonuna kadar mobil kurulum elemanı olarak çalıştığını, 2014-2015 yılı sonuna kadar Vodafone indoor ekip şefi, 2015 yılından ... sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar ise supervizor olarak çalıştığını, mobil kurulumu elamanı olarak sadece ... çıktıkça çalıştığını, mobil kurulumu gerekmedikçe çalışmadığını, mobil kurulumun her zaman söz konusu olmadığını, etkinlik vs. ihtiyaca binaen şehir dışına giderek mobil kurulumu yaptığını, gittikleri yerde ... emri gelmezse çalışma yapmadığını, mobil kurulumun takriben 3-4 saat sürdüğünü, kurulum sonrası davacının ve arkadaşlarının dilediklerini yaptıklarını, etkinliklerde eğlenebildiğini, şehri gezdiğini, denize girdiğini, otelinde dinlendiğini, çalışma saatlerini arkadaşlarıyla dilediğince ayarladığını, bu nedenle Yargıtay kararlarına göre bu durumda fazla çalışma talebinde bulunamayacağını, işi gereği işi çok az olduğundan haftalık çalışma saatini dahi tamamlamadığını, bu nedenle iddia edilen çalışma saatlerini kabul etmediklerini, dinî ve millî bayramlarda ve genel tatillerde çalışma yapılmadığını, supervizor ve ekip şefi görevinde ise davacıya zimmetli araç ile Şirkete giderek evrak alıp alt işveren ... süreçlerinin kontrolü ve faturaları kontrol etmekten ibaret ... düzeni olduğunu, bu düzende fazla çalışma yapılmasının zaten imkânsız olduğunu, son 2 yıldır işlerin az olması nedeniyle eleman çıkarıldığını, son derece esnek çalışma saatleri olduğunu ve her türlü kolaylık sağlandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket ile diğer davalı arasında bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, her bir davalının bağımsız birer işveren olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde bu hususu kabul ettiğini, davacının diğer davalının çalışanı olduğunu, diğer davalı ile aralarındaki “Ürün ve hizmet tedariki çerçeve sözleşmesi” gereğince hizmet aldığını, 4857 ... ... Kanunu'unun (4857 ... Kanun) 2 nci maddesi hükmüne göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulmadığını, davalının diğer davalıdan alacağı hizmeti ayırdığını ve diğer davalının çalışanlarının yanında kendi çalışanlarını çalıştırmadığını, bu nedenle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı def'ilerinin bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayanılmadığı, dosyaya ibraz edilen 2018 yılı Mart, Nisan, Mayıs ayı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku bulunmadığı, Yargıtay kararlarına göre ... ... ve genel tatilde çalıştığını ve fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi iddiasını ispat etmek zorunda olmakla dosya kapsamında fazla çalışma ve ... ... genel tatilde çalışma yapıldığına dair delil sunulmadığı, tanık dinletilmediği, davacı tarafça her ne kadar ... 28. ... Mahkemesinde 2018/79 ve 2018/80 Esas ... dosyalarında dinlenen davalı tanıkları M.Ö, G.A. ve B.K.E. beyanlarını içerir duruşma zaptı ibraz edilmiş olsa da bu duruşma zabıtlarında işyerinde çalışma şartlarına yönelik beyanda bulunulmadığı, bu durumda davalı tanıkların beyanlarına göre fazla çalışma yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerekmekle yine davalı tanık beyanına göre 01.01.2012-30.05.2018 tarihleri arasında hesaplama yapıldığında yasal çalışma süresinin geçilmediğinin anlaşıldığı, davalı tanıkları beyanlarında ... ... ve genel tatilde çalışma olmadığını beyan ettiklerinden davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davacının fazla çalışma ve ... ... ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan ... ... AŞ vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde her türlü kanuni delile dayanılarak davanın ispatına çalışılacağının beyan ve ifade edildiğini, buna tanık delilinin de dâhil olduğunu, yargılamada her şeyin delil olabileceğini ancak her şeyin ... ... delil olarak yazılmasının mümkün olmadığını, bu bağlamda "her türlü delil" ifadesiyle bu imkânsızlığın aşılmak istendiğini, Mahkemenin tanık dinletme taleplerini geri çevirerek ispat haklarını kullanmalarına engel olduğunu, bu anlamda eksik yargılama ile karar verildiğini, davacının fazla çalışmalarından kaynaklanan alacağının tahsilinin mümkün olmadığını belirtmiş ve ret kararının ortadan kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı ... ... AŞ vekili; davacının davalı Şirket aleyhine açtığı davanın Mahkemece ispatlanamadığından reddedildiğini, açılan davanın davalı Şirket yönünden husumetten reddi gerektiğini ileri sürerek Mahkeme gerekçesinin düzeltilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu davalarda kanun koyucunun taraflara hangi delilin, hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtme, yani somutlaşma külfeti getirdiğini, bu düzenlemeye göre de açıkça tanık deliline dayanılmadığı takdirde, tarafın tanık dinletme hakkının bulunmadığı sonucuna ulaşmak gerektiği, tarafın "sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller" gibi ibareleri kullanmış olmasının tanık deliline açıkça dayanmış olduğu biçiminde yorumlanamayacağı, bu çerçevede, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde davacıya, yüklenen, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve (f) bendinde de iddia ettiği her bir vakıayı hangi delillerle ispat edeceğini göstermek yükümlülüğü ile 194 üncü maddesinde dayandıkları vakıaların, ispata elverişli şekilde somutlaştırması gerekliliği yükümlülüğü dikkate alınarak dava dilekçesinin ... bölümünde kulanılan "her türlü yasal deliller" ibaresiyle tanık deliline dayanılmış olduğunun kabul edilemeyeceği, davanın konusunu oluşturan fazla çalışma ile ... ... ve genel tatil ücreti alacakları konusundaki ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, davacının fazla çalışma yaptığının veya ... ... ve genel tatil günlerinde çalıştığının davalı tanık anlatımları veya başka bir delille de kanıtlanamadığı nazara alındığında, Mahkemenin bu konudaki tespit ve değerlendirmelerinin isabetli olduğu, Mahkeme gerekçesinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığından söz edilmiş ise de davanın esası hakkında ret kararı verilmiş olması nedeniyle bu hususun sonuca etkili ve bağlayıcı olmadığı anlaşıldığından, bu konuda ayrıca bir karar verilmesine de yer bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan ... ... AŞ vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvuru nedenlerini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... ... Şirketi de davanın husumet yönünden reddi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, "her türlü delil" ibaresinin tanık delilini kapsayıp kapsamadığı ve davacı tarafça somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğine, somut uyuşmazlıkta davalı ... ... AŞ yönünden davanın husumetten reddi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 ... ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
2. 6100 ... Kanun'un 359 uncu maddesinde bir bölge adliye mahkemesi kararının hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (e) alt bendine göre karar; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışmasını, ret ve üstün tutma sebeplerini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.
3. 07.....1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar ... Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.
4. 6100 ... Kanun'un 25 inci maddesi, 119 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
5. 4857 ... Kanun'un 2, 41 ve 47 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
2. "Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (sabit gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda ) sabit gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ...Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme ..., mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir." (... Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, ..., İkinci Baskı, 2021, s.890-892)
3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
7. Somut olayda davalı ... ... AŞ vekilince, İlk Derece Mahkemesinin ... ... AŞ ile ... ve ... Şirketleri arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu yönündeki gerekçesine itiraz edilerek davanın husumet yönünden reddi gerektiği belirtilmek suretiyle istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davanın esası hakkında ret kararı verilmiş olması nedeniyle bu hususun sonuca etkili ve bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle bu konuda ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığı kanaatiyle davalının istinaf talebi esastan reddedilmiştir. Buna göre davalının istinaf sebebi yaptığı hususun Bölge Adliye Mahkemesince hiç değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Davalı ... ... AŞ'nin istinaf başvurusu, davalı Şirketler ile yapılan sözleşmelere göre değerlendirilerek, davalı Şirketler ile ... ... AŞ arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi mi yoksa ihale makamı müteahhit ilişkisi mi olduğu ve hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerekip gerekmediği açıklığa kavuşturulmalıdır. Davalı ... ... AŞ'nin istinaf başvurusu yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı ... ... AŞ vekilinin ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.