Logo

9. Hukuk Dairesi2023/1733 E. 2023/2246 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Kurum ile davacının hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olup olmadığı, davacının ücretinin muvafakati olmadan düşürülüp düşürülmediği, yargılama gideri, arabuluculuk ücreti, harç ve vekalet ücretinin belirlenmesi noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu ve kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, ayrıca karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan hususların yeniden incelenemeyeceği gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/443 E., 2022/431 K.

DAVA TARİHİ : 14.10.2019

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurum bünyesinde Şirketin asıl işi niteliğindeki kömür üretim faaliyeti işinde çalıştığını, işçi temininin muvazaalı olduğunu, davacının baştan beri davalı Kurumun işçisi sayılması gerektiğini, 2016 yılının başında müvekkilinin muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğünü, bu nedenle bir kısım işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek fark ücret ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile Kurum arasında herhangi bir bağ veya sözleşme olmadığını, Kurumun ihale makamı olması sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, davacının ilave tediye alacağına hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.07.2021 tarihli ve 2021/444 Esas, 2021/614 Karar sayılı kararı ile davalı ile alt işveren şirketler arasında imzalanan ihale sözleşmelerinin muvazaalı olduğu, davacının Kurum işçisi sayılması sebebiyle ilave tediye ücretine hak kazandığı, ücretin düşürülmesi iddiasına ilişkin olarak dosya kapsamında davacının muvafakatinin alındığı ya da yeni bir ... sözleşmesi yapıldığına dair yazılı herhangi bir belge sunulmadığı, işçinin rızası olmadan ücretinin düşürülmesi mümkün olmadığından davacının fark ücret alacağına da hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 12.04.2022 tarihli ve 2021/2926 Esas, 2022/646 Karar sayılı kararıyla ihale ile verilen yer altı kömür üretimi ve galeri açma işinin davalının asıl işi olduğu, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir ... olmadığı, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesinin (b) bendinde belirtilen şekilde geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulma şartının gerçekleşmediği, davacının baştan itibaren asıl işveren olan davalının işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği ve ilave tediye alacağına hak kazandığı, asgari ücret artış oranı nedeniyle oransal olarak davacının ücretinin düşürüldüğü ve bu konuda muvafakatinin bulunmadığı; bu nedenle Mahkemece ücret farkı alacağına hükmedilmesi yerinde olduğu, hesaplanan alacaklar bakımından zamanaşımı süresinin dolmadığı, alacakların brüt olarak hüküm altına alınmasında kanuna aykırı bir durum olmadığı, alacak tutarlarının tespiti için alının bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğu, yine yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücreti bakımından Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.....2022 tarihli ve 2022/6566 Esas, 2022/7266 Karar sayılı ilâmı ile davalı Kurum tarafından dava dışı şirketlere verilen işin yardımcı ... niteliğinde olduğu, yardımcı işin bir kısmının alt işverene verilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davalı ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının davalı Kurumun işçisi olduğuna ilişkin tespitin yerinde olmadığı gerekçesi ile hüküm bozulmuş ve dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda, davalı Kurum ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin geçerli bir alt işveren asıl işveren ilişkisi olduğu, bu nedenle ilave tediye alacağının reddedildiği, ücret farkı alacağı yönünden ise davacının muvafakati alınmaksızın ücretinin düşürüldüğü ve bilirkişi raporu ile hesaplanan ücret farkı alacağının hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; husumet itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, ücretin düşürülmesi iddiasını kabul etmediklerini, yüklenicilerin çalıştırdıkları işçilerin ücretlerinin yüklenici firma inisiyatifinde olduğunu, işçilerin yüklenici firma ile yeni sözleşme imzaladığının bilindiğini, Mahkeme kararında net üzerinden karar verilmesi gerekirken brüt üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihleri, yargılama gideri, harç, vekâlet ücreti ve arabuluculuk ücretinin de hatalı belirlendiğini savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Kurum ile davacının hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştığı dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ile davacının ücretinin muvafakati alınmadan düşürülüp düşürülmediği, yargılama gideri, arabuluculuk ücreti, harç ve vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri; 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi, 4857 sayılı ... Kanunu’un 2 nci ve 22 nci maddeleri; 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan işçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 inci Maddesinin Kaldırılması hakkında Kanun'un 1 inci maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.