Logo

9. Hukuk Dairesi2023/18104 E. 2024/1668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirketle arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi mi yoksa acentelik sözleşmesine dayalı bir ilişki mi olduğu ve buna bağlı olarak davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının aylık ücretinin belirlenmesinde, davacı ile eş pozisyonda çalışan tanık beyanı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının aylık ücretinin net 2.600,00 TL olarak kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde daha yüksek bir ücret belirlenmesi hatalı görülerek bozmaya karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/643 E., 2023/1017 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/104 E., 2023/17 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2023 tarihli ek kararı ile; 7036 ... ... Mahkemeleri Kanunu'un 8 inci maddesinin birinci fırkasının (a) bendi uyarınca kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Dosya kapsamına göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 ... Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) alt bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 13.09.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Lozan Şubesine atandığını, burada bir süre MNG Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık AŞ'nin (MNG Kargo Şirketi) sigortalı müdürü olarak çalıştıktan sonra davalı MNG Kargo Şirketinin baskı ve zorlamasıyla şubenin acenteye çevrildiğini ve davacıya da “ya acente sözleşmesini imzalarsın ya da işine son veririz” denilerek acente sözleşmesi imzalatıldığını, burada 30.01.2017 tarihine kadar müdür olarak çalıştığını, davalı MNG Kargo Şirketinin işçilerinin de davacının işçisi gibi gösterildiğini, fakat MNG Kargo Şirketinin asıl işi olan kargo taşımacılık işinin devam ettiğini, davacının ... sözleşmesinin davalı işverence haksız şekilde feshedildiğini, davacının baştan beri davalının işçisi olup acente sözleşmesinin geçersiz olduğunu, 6102 ... ... Ticaret Kanunu'nun (6102 ... Kanun) 102 ve 116 ncı maddesine aykırı olarak acentelik sözleşmesinin 39 uncu maddesine göre davacıdan alınan 25.000,00 USD bedelli teminat senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile senedin iptaline ve davacıya iadesine, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret (6, 7, 8, 9, 10, 11, 12/2017 ayları), yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirkette 01.03.2007-01.04.2010 tarihleri arasında işçi olarak çalıştığını, bu çalışma dönemi içinde kendi isteği ile acente olmak istediğini taraflarına bildirmesi üzerine kendisiyle 27.03.2010 tarihli acentelik sözleşmesi imzalanarak işçi işveren ilişkisinin sonlandırıldığını, müvekkili Şirketin baskı ile acentelik vermiş olsa müvekkiline ait 850 şubenin tümünün acente olması gerektiğini, oysa müvekkili Şirkette yaklaşık 300-400 arasında acente bulunduğunu ve geriye kalanların şube olarak işletildiğini, geçmişte şube müdürü olarak işe başlayan ve hâlen 10 yıldan beri çalışan bulunduğunu, bu nedenle davacıya acente olması için herhangi bir baskı yapılmadığını ve buna ilişkin iddiaların doğru olmadığını, davacının acentelik döneminde kendisi bağımsız tacir olduğundan ve müvekkili Şirkete fatura keserek kazanç elde ettiğinden müvekkili Şirketten kıdem tazminatı, ücret, fazla çalışma ile ... ... ve genel tatil alacağı talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 08.04.2019 tarihli kararı ile; davacı ile davalı MNG Kargo Şirketi arasındaki acentelik ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu, davacının 01.04.2010-30.12.2017 tarihleri arasındaki hizmet süresi içinde de davalı MNG Kargo Şirketinin işçisi olduğu, davacıya ait hizmet döküm cetveli kaydına göre davacının 01.03.2007-30.12.2017 tarihleri arasında belirsiz süreli ... sözleşmesine dayalı olarak 10 yıl 10 ay 5 gün çalıştığı, davacının işçilik hak ve alacaklarından davalının sorumlu olduğu, davacının Çalışma ve ... Kurumu İl Müdürlüğüne yaptığı 29.12.2017 tarihli şikâyet dilekçesi içeriği ile tanık beyanları ve dosyaya sunulan emsal Yargıtay içtihatları birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ilişkinin ... ilişkisi olduğu, ... sözleşmesinin haklı bir nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının 170 günlük izin hakkının bulunduğu, aylık ücretinin 5.000,00 TL olduğu ve ödenmeyen ücretinin bulunduğu, dosyadaki fatura, irsaliye ve e-posta kayıtları ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının fazla çalışma yaptığı ve 1 Mayıs, 29 Ekim ve dinî bayramlar dışındaki tatillerde çalıştığı, tanık beyanları ile ispatlanan bu alacaklardan 1/3 oranında indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli kararı ile; dava tarihi itibarıyla dava şartı arabuluculuğa tâbi uyuşmazlık hakkında dosyada davanın tarafları ile ilgisi bulunmayan arabuluculuk son tutanağının bulunduğu, teminat senedi konusunda karar verilmediği gibi davacının celse arasında icra takibine konu edildiğini beyan ettiği, yıllık izin ücreti konusunda hiç yıllık izin kullandırılmadığı yönünde hüküm kurulmuşsa da davacının beyanının alınması gerektiği, fazla çalışma ücretinin hatalı hesaplandığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararında bahsedilen eksik hususlar giderilerek, davacının davalıya ait işyerinde tüm dönemde işçi olarak aylık 5.000,00 TL net ücret ile çalıştığı, davacının davalıya muvazaalı acentelik sözleşmesinde 25.000,00 USD değerli teminat senedi verdiği, senedin davalı tarafça ... 33. İcra Dairesinin 2019/27472 Esas ... icra takibine konu edildiği ve davacının da icra takibine konu senet nedeniyle 57.251,00 TL'yi 10.12.2020 tarihinde ödediği ve senedi aldığı, yargılama sürecinde teminat senedinin davalı tarafça icra takibine konu edildiği buna göre senet bedelinin istirdatına karar vermek ve senedin takibinin borç olmadığı bilindiği hâlde yapılmış olması nedeniyle davacı lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince davacının fazla çalışma ücretinin tespitinde dosyaya sundukları delillerin değerlendirilmediğini, sadece davalı tanıklarının beyanları dikkate alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının fazla çalışma ücreti yönünden kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Yargıtay kararları ve dosya kapsamındaki hukuki mütalaa çerçevesinde somut uyuşmazlığa konu taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin geçerli olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bu sözleşmenin muvazaalı olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı ile müvekkili Şirket arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu varsayımında dahi hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağından İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının yalnızca 01.03.2007-31.03.2010 tarihleri arasında işçi olarak çalıştığının kabulüyle hüküm kurulması gerekirken sözleşmenin muvazaalı olduğu kanaatiyle acente olduğu dönem için son 7 aylık alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının iddia ettiği çalışma saatlerinin gerçeği yansıtmadığını, davacının fazla çalışma ve ... ... genel tatil ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının şube müdürü olduğu varsayımının kabul edilmesi hâlinde davacının üst ... yönetici olması sebebiyle fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağını, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen davacının fazla çalışma sürelerinin hukuka aykırı olduğunu, işçinin sürekli fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının 170 gün yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını, acente olan davacıyla ticari ilişkiler gereği düzenlenen senedin hukuka uygun olarak icra takibine konulduğunu, İlk Derece Mahkemesince sadece sözleşmenin muvazaalı olduğu ve senedin de teminat senedi olduğu şeklindeki kanaatle hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ayrıca borcun ispatlanmaksızın takibe koyulduğu gerekçesiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının kötüniyet tazminatı talep etmediğini, davada ... ilişkisi bulunmayan dönem yönünden davanın görev yönünden reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işveren bünyesinde saha yönetmeni ve satış pazarlama sorumlusu olarak çalışmış davacı tanıklarının, davacının çalışma gün ve saatleri hakkında bilgi sahibi olduklarının kabul edilmesi gerektiği ve özellikle bu yönde bir itiraz bulunmadığı da dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince yerinde olmayan gerekçeyle davalı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınmasının isabetli olmadığı, buna göre davacı tanıklarının çalışma süreleri de gözetilerek davacı talebi ve davacı tanıklarının beyanlarıyla uyumlu şekilde davacının çalışma gün ve saatlerinin tespitine dayalı 17.09.2022 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 85.612,93 TL brüt fazla çalışma ücreti alacağı bulunduğu, 1/3 oranında indirim yapıldığında davacının 57.075,29 TL brüt fazla çalışma ücretine hak kazandığı, taraflar arasında ... ilişkisinin mevcut olduğu, geçersiz acentelik sözleşmesine dayalı olarak davacıdan alınan senedin teminat senedi olarak kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte yasal şartları oluşmadığı hâlde davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 31.03.2010 tarihinden sonraki dönem yönünden taraflar arasındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisi mi yoksa acentelik sözleşmesine dayalı bir hukuki ilişki mi olduğu, bu bağlamda davacının hüküm altına alınan dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların ispat ve hesaplanması ile aylık ücret miktarı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6102 ... Kanun'un "Acentelik" başlıklı yedinci kısmının "A) Genel olarak, I - Tanımı" kenar başlıklı 102 nci maddesi şöyledir:

" (1) Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.

(2) Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere ... Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır.

(3) Taşıma, ... ticareti, sigorta, turizm gibi alanlara ilişkin özel düzenlemeler saklıdır."

3. 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun (6098 ... Kanun) "D. Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler" kenar başlıklı 19 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

..."

4. 4857 ... ... Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 47, 53, 59, 63 ve 68 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1475 ... ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6098 ... Kanun'un 401 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı uyuşmazlık konusudur.

3. ... sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. ... sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında ... sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 ... Kanun'un 401 inci maddesine göre tespit olunmalıdır. ... sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı yahut işçinin gerçek ücret miktarı konusunda ihtilaf oluştuğu hâllerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek ünvanı, yapılan işin niteliği, ... sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.

4. Davacı, davalı işyerinde şube müdürü olarak çalıştığını ve ücretinin net 5.000,00 TL olduğunu beyan etmiş; davalı taraf ise davacının acente olduğunu, işçi olmadığını belirterek ücret miktarı bakımından açıklama yapmamıştır.

5. İlk Derece Mahkemesince; yapılan emsal ücret araştırmasında Nakliyat-... Sendikasının davacı gibi bir işçinin alabileceği aylık net ücreti 2007 yılında 1.300,00 TL, 2008 yılında 1.430,00 TL, 2009 yılında 1.555,00 TL, 2010 yılında 1.680,00 TL, 2011 yılında 1.830,00 TL, 2012 yılında 1.980,00 TL, 2013 yılında 2.150,00 TL, 2014 yılında 2.320,00 TL, 2015 yılında 2.520,00 TL, 2016 yılında 2.720,00 TL ve 2017 yılında 2.950,00 TL olarak bildirdiği; ... Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneğinin kargo müdürü veya acente yöneticisi olarak çalışan bir işçinin 2017 yılı Aralık ayı itibarıyla alabileceği ücretin aylık net 1.700,00 TL-2.100,00 TL olduğunu belirttiği, Tümtis Sendikasının kargo müdürü olarak çalışan bir işçinin alabileceği aylık net ücretin 2013 yılında 5.500,00 TL, 2012 yılında 4.500,00 TL ve 2011 yılında 3.000,00 TL olduğunu bildirdiği, davacı vekilince dosyaya sunulan 08.10.2018 tarihli ... İstatistik Kurumu kazanç bilgisi sorgulama raporunda; ticari ve idari müdürlerin ücretinin 2014 yılı Aralık ayında aylık brüt 6.531,00 TL olduğuna ilişkin bilgi bulunduğu, dosyada bulunan davacının banka hesap özetinde herhangi bir ücret ödeme bilgisinin bulunmadığı ve davacının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yaptığı şikâyetinde ücretinin 5.000,00 TL olduğunu bildirdiği gerekçesiyle davacının aylık ücreti 5.000,00 TL kabul edilmiştir.

6. Davacı tanıklarından F.A.; kendisinin saha yönetmeni olarak çalıştığını ve 2017 yılının Eylül ayında işten ayrıldığını, davacının işten ayrıldığı tarihte aldığı net ücretini bilmediğini, davacının kendisine bağlı çalıştığını ancak davacıyla eş pozisyonda olup onun üstü olmadığını, kendisinin asgari geçim indirimi dâhil net 2.600,00 TL aldığını, 300,00 TL aylık yemek yardımı yapıldığını; diğer tanık satış ve pazarlama müdürü olarak çalışan M.S. ise kendisinin işten ayrıldığı 2016 yılında asgari geçim indirimi dâhil net 2.500,00 TL ücret ve 300,00 TL aylık yemek yardımı aldığını ancak davacının ücretini bilmediğini, davalı tanıklarından insan kaynakları müdürü ...., davalı işyerinde şube müdürü ücretinin 2.250,00 TL olduğunu, diğer davalı tanığı .... ise şube müdür ücretlerinin 2.000,00-2.200,00 TL arasında olduğunu beyan etmişlerdir.

7. Davacının yaptığı işin niteliği, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; özellikle davacı ile eş pozisyonda görev yapan davacı tanığı F.A'nın beyanındaki gibi davacının aylık ücretinin net 2.600.00 TL (asgari gecim indirimi dâhil) olduğunun kabulü gereklidir. Dava konusu alacakların bu kabule göre değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2023 tarihli ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.