"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2023/10 E., 2023/324 K.
DAVA TARİHİ : 11.10.2015
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 16.10.2009 tarihinden itibaren çalışmakta olduğunu, net 1.210,00 TL ücret aldığını, aylık 260,00 TL yemek parası, 170,00 TL yol parası, üç ayda bir olmak üzere ortalama ciro rakamına göre değişen üç ayda bir 500,00 ila 600,00 TL arası prim aldığını, ödenen ücret ve eklerinin asgari ücret kadar olan kısmının bankadan, kalanın ise elden ödendiğini, müvekkilinin haftanın 6 günü ve millî bayramlarda 08.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, buna ek olarak perşembe günleri şirket toplantısı nedeniyle çalışmanın 19.30'da sonlandığını, yine firmaca gerekli görünen cumartesi günleri de toplantı yapıldığını, 19.30'a kadar çalışıldığını, müvekkilinin pazar günleri evde öğlene kadar şirketle ilgili bilgi ve sipariş girişi yaptığını, dinî bayramlarda ilk 2 gün çalışmadığını, 3. ve 4. gün çalıştığını, yıllık izinlerinin her sene 14 gün olarak kullandırıldığını ancak ... günü olmaksızın kullandırıldığını, işten çıkmadan önce psikolojik tacize (mobbing) maruz kaldığını ama geçim sıkıntısı nedeni ile katlanmak zorunda kaldığını, müvekkiline işten kendisinin ayrıldığına dair belge imzalatıldığını, aylık ücretine ihtiyacı olduğu için belgeyi imzalamak zorunda kaldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ile prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak dava açılamayacağını, alacakların belirli olduğunu, tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 15.10.2009 tarihinde işe başladığını, 31.05.2015 tarihine kadar çalıştığını, ... sözleşmesini başka bir ... bulduğu gerekçesi ile istifa ederek sonlandırdığını, davacının bu fesih nedeni ile bağlı olduğunu, işten ayrıldıktan 1 ay, 3 gün sonra işyerine gelerek ibraname imzaladığını, son brüt ücretinin 1.560,00 TL olduğunu, işyerinde setcard uygulaması ile günlük 10,00 TL yemek ücreti ödendiğini, bunun dışında yol ücreti ve prim ödemesi olmadığını, davacının perşembe ve cumartesi günleri 19.30'a kadar çalışmadığını, toplantıların 17.30'da sona erdiğini, pazar günleri, dinî-resmî tatillerde çalışma yapılmadığını, davacının 1 saat ara dinlenme ile haftanın 6 günü 09.00-17.30 saatleri arasında çalıştığını, haftalık çalışmasının 45 saati aşmadığını, bordroları ihtirazı kayıtsız imzaladığını, ibranamede de fazla çalışma ücretlerinin eksiksiz ödendiğini beyan ettiğini, uzun süre doğum iznine ayrıldığını, fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, çıkış anında bakiye 14 günlük izin ücretinin karşılığı olan 520,00 TL'nin tamamının ... 1. İcra Müdürlüğünün 2013/2871 Esas sayılı dosyasına yatırılmasına muvafakat ettiğini, psikolojik taciz iddialarını kabul etmediklerini, talep edilen faize itiraz ettiklerini ileri savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli ve 2015/515 Esas, 2018/341 Karar sayılı kararıyla; davacının 16.10.2009-31.05.2015 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, kıdemi, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonucunda en son brüt 1.560,00 TL net aylık aldığı, ... sözleşmesi davalı işveren tarafından haksız olarak feshedilmesine rağmen davacıya ücretinin ödenmeyeceği belirtilerek işten ayrıldığına dair belge imzalatıldığının iddia edildiği, davalı tarafça; davacının başka bir ... bularak istifa dilekçesi sunarak işten ayrıldığının savunulduğu, ... sözleşmesinin tazminat ödenmeyecek şekilde feshedildiğinin ispat yükünün işverene ait olduğu, 31.05.2015 tarihli fesih yazısında davacının başka bir ... bulması nedeni ile işyerinden istifa ettiğinin belirtildiği, fesih tarihi olan 31.05.2015 tarihinden 2 gün sonra 02...2015 tarihinde ise 309351 sicil numaralı başka bir işyerinde çalışmaya başladığı, tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımları dikkate alındığında; davacının istifa ederek işten ayrıldığı kanatine varıldığından kıdem ve ihbar tazminatı hakkı olmadığı, davacının fazla çalışma yaptığı ancak karşılığının ödendiğinin işverence kanıtlanamadığı, yıllık izin ücreti ile prim alacağı olmadığı, resmî tatil günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesinin 27.04.2022 tarihli ve 2021/1125 Esas, 2022/751 Karar sayılı kararıyla; davacının başka bir ... bulduğu için istifa ettiğine ilişkin dilekçe ile davacının 02...2015 tarihinde 309351 sicil numaralı bir başka işyerinde çalışmaya başladığı gözetilerek taraflar arasındaki ... ilişkisinin istifa ile son bulduğu ve davacı vekilinin psikolojik taciz iddialarının da tanık anlatımları ile ispatlanamadığı, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesinin kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine ilişkin kararının dosya kapsamına uygun olduğu, yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işveren kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kıdem ve ihbar tazminatı talebi ile ... bayram ve genel tatil ücreti ve prim alacağı talebinin reddine ilişkin kararın dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 09.11.2022 tarihli ve 2022/11374 Esas, 2022/14598 Karar sayılı ilâmıyla; davacının yaptığı işin niteliği ve tanık beyanları dikkate alınarak davacının 3 ayda bir aylık 500,00 TL prim aldığının kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği gerekçesiyle hükmün bozularak dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davacının aylık 500,00 TL prim aldığı sonucuna varıldığı, işveren tarafından prim alacağının ödendiğine dair ödeme dekontu veya imzalı bordro sunulmadığı, davacının 12.04.2018 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, ikinci kez ıslah yapamayacağı için süre talebinin reddine karar verildiği ve prim alacağının taleple bağlı olarak hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilâmı doğrultusunda prim alacağının hesaplandığını, Mahkemece talep etmesine karşın ıslah için süre verilmediğini, ıslah taleplerinin reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının bozmadan sonra ıslah hakkı olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi hükümleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Islahın zamanı ve şekli" kenar başlıklı 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
"(2) (Ek:22/7/2020-7251/18 md.)(17) Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz."
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekili kısmi dava şeklinde açılan davada; tazminat ve alacakların belirlenmesinden sonra 12.04.2018 tarihli dilekçesi ile ıslah yoluna başvurarak kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ve fazla çalışma alacaklarının miktarını artırmıştır. Bozma ilâmı sonrasında prim alacağına ilişkin yapılan hesaplama doğrultusunda ıslah yoluna başvurma talebi Mahkemece, bir davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği gerekçesiyle reddedilerek dava dilekçesindeki talep miktarı ile sınırlı olarak prim alacağının tahsiline karar verilmiştir.
3. 6100 sayılı Kanun’un 176 ıncı maddesini ikinci fıkrası uyarınca bir davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Bu hükmün gerekçesi ise davanın geciktirilmemesi ve sürüncemede bırakılmamasıdır. Diğer taraftan aynı Kanun'un 110 uncu maddesinde davaların yığılması kabul edilmiştir. Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslîlik–fer'îlik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesine davaların yığılması denir. Bu halde davada birlikte açılan dava sayısı kadar istem sonucu ve dava konusu vardır. Davacı birçok talebini, ... bir dava dilekçesi ile talep etmektedir. Aslında kural olarak talep sayısınca dava mevcuttur. Davacı her bir talebi için dava dilekçesinde olguları (vakıaları) ayrı ayrı belirtilmek ve ispat yükü kendisinde ise ispat etmek zorundadır. Yapılan yargılamada her bir talep hakkında ayrı ayrı inceleme yapılır. Yargılama sonunda da her biri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilir. ... yargılamasında işçinin birbirinden bağımsız birden fazla işçilik alacağının ... dava dilekçesi ile talep edilebilmesi davaların yığılması yönünden örnek bir durumdur.
4. Somut uyuşmazlıkta davacının her talebi ayrı bir dava konusudur ve davaların yığılması( objektif dava birleşmesi) vardır. Her talep ayrı bir dava olduğuna göre kötüye kullanılmadığı sürece, her talep ayrı ayrı da ıslah konusu yapılabilir. Davacı ayrı bir dava konusu olan prim alacağını, diğer alacaklarından ayrı olarak ıslah yolu ile talep edebilir. Daha önce prim alacağı ıslah işlemi ile artırılmadığına ve prim alacağı ayrı bir dava olarak kabul edildiğine göre bu alacağa yönelik ıslah talebinin dikkate alınması gerekmektedir. Davaların yığılmasında ... dava olmadığından ve her talep bir dava olarak kabul edildiğinden, her talep yönünden ıslahın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
5. Ayrıca 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası göz önünde bulundurulduğunda, prim alacağının Dairemiz bozma ilâmı üzerine yeniden hesaplandığı ve bu alacak yönünden tahkikatin sona ermediği görülmekle bozmadan sonra prim alacağına yönelik ıslah talebi dikkate alınmalıdır. Mahkemece davacının talebi doğrultusunda ıslah için süre verilmesi gerekirken daha önce ıslah yoluna başvurulduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.