Logo

9. Hukuk Dairesi2023/19275 E. 2024/1987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ihbar öneli kullandırılıp kullandırılmadığı, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı, aylık ücret miktarı ve hükmedilen faiz oranının doğru olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya, fesih bildiriminin tebliğ edildiği tarihe kadar olan çalışma süresi dikkate alındığında, kanunen öngörülen ihbar süresinin kullandırıldığı, bu nedenle ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, ayrıca ücretin belirlenmesinde ve faiz oranının belirlenmesinde de hatalar bulunduğu gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3447 E., 2023/3702 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/422 E., 2023/172 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverene ait Türkmenistan şantiyesinde 23.06.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, 05.05.2017 tarihinde imzalatılan fesih bildirgesiyle iş sözleşmesinin 16.06.2017 tarihinde feshedileceğinin bildirildiğini ancak henüz ihbar süresi bitmeden 23.05.2017 tarihinde Türkiye'ye gönderildiğini bu nedenle ihbar önelinin kullandırılmadığını, günde en az 16-17 saat çalıştığını ayrıca bütün hafta tatilleri ile ulusal ... ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, ayda 5.000,00 USD ücretle çalıştığını, 3 öğün yemek ile ulaşım, barınma, ısınma ve uçak masraflarının işverence karşılandığını belirterek ihbar tazminatı ile ulusal ... ve genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işvereni ibra ettiğini, iş sözleşmesinin ihbar öneli tanınarak feshedildiğini, ihbar süresi sonuna kadar olan tüm ücretlerin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işveren tarafından davacıya 8 haftalık ihbar öneli tanınmadığı, ihbar öneli bölünemeyeceğinden davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, ödenmeyen hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücret alacakları bulunduğu ancak taraflar arasındaki ibraname gereği fazla çalışma ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının 23.06.2014-23.05.2017 tarihleri arasında çalıştığını ileri sürerek bu çalışma dönemine ait alacakları dava konusu yaptığını, davacının talebini aşar şekilde 14.06.2014-16.06.2017 dönemi için alacak hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacı tanıklarının anlatımlarına dayalı olarak davacı ücretinin 5.000,00 USD olduğu kabul edilmesinin dosya kapsamı ile örtüşmediğini, davacının hafta tatili günlerinde ve ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışmadığını kabule göre hesaplanan bu alacak kalemlerinden indirim yapılması gerektiğini, davacının imzaladığı ibranamenin hukuka uygun olup davacının tüm alacaklarının reddi gerektiğini, USD cinsinden alacaklar için TL cinsinden hüküm kurulmuş gibi mevduata bankalarca uygulanan en yüksek faize hükmedilmesinin müvekkilinin zararına sebebiyet vereceğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının iş sözleşmesinin işverence 16.06.2017 tarihi itibarıyla ihbar öneli tanınmak suretiyle sonlandırıldığı, buna göre davacının talebinin aşılmadığı, davacıya ait banka kayıtlarına göre davalının ücret miktarına yönelik itirazının yersiz olduğu, davacının çalışma süresi nispetince belirlenen ihbar öneli süresinin 8 hafta olmasına karşın ihbar önelinin eksik kullandırıldığı, davacıya ait bordrolarda belirtilen çalışma süreleri nazara alınarak hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücretinin hesaplandığı ve bu nedenle indirim uygulanmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıya ihbar öneli kullandırılıp kullandırılmadığı, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı, aylık ücret miktarı ile hükmedilen faiz hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun)17 nci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

" Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

İş sözleşmeleri;

a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,

b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,

c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,

d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, feshedilmiş sayılır.

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir."

4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 32, 44, 46 ve 47 nci maddeleri.

5. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un (3095 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (a) bendi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak bildirim süresi tanınmamış olması hâlinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri hâlinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.

3. Uyulması gereken bildirim süreleri; 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde işçinin işyerindeki çalışma süresine göre değiştiğinden, çalışma süresinin tespiti önem kazanmaktadır. Bildirim süresinin tespitine esas çalışma süresi, işçinin iş görme edimini yerine getirmeye başladığı gün ile fesih beyanının karşı tarafa ulaştığı tarih arasında geçen zamandır. Bu süreye, işçinin çalıştığı bildirim süresi dâhil edilmez (Hamdi Mollamahmutoğlu, ... Astarlı, Ulaş Baysal, İş Hukuku, Ankara, Güncellenmiş 7. Baskı, 2022, s.940).

4. Somut uyuşmazlıkta davacı işçiye davalı işverence 05.05.2017 tarihinde tebliğ edilen fesih bildiriminde; 13.06.2014 tarihinde yapılan yurt dışı iş sözleşmesinin sona ermesinden dolayı 16.06.2017 tarihinde iş sözleşmesinin feshedileceği, ayrıca işçinin günde 2 saat iş arama izni olduğu ve bu izinlerin toplam 11 gün olarak topluca iş sözleşmesinin feshinden önce kullanılabileceği yazılıdır. Davalı işverence, davacının 16.06.2017 tarihine kadar olan ücret alacağı da ödenmiştir. Dolayısıyla fesih beyanının davacıya ulaştığı 05.05.2017 tarihine kadar olan çalışma süresine tekabül eden 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde öngörülen 6 haftalık ihbar süresi tam olarak kullandırılmıştır. Buna göre ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olmuştur.

5. Davacı vekili, dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde davacının 23.06.2014 tarihinde işe girmiş olduğunu belirtmesine rağmen davacının talebi aşılarak işe giriş tarihinin 14.06.2014 olarak kabul edilmesi de doğru olmamıştır.

6. 3095 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (a) bendi uyarınca Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına hükmedilmesi yerine ihbar tazminatının yasal faizi ile, diğer alacakların ise en yüksek banka mevduat faizi ile hüküm altına alınması da hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.