Logo

9. Hukuk Dairesi2023/19282 E. 2023/19802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/206 E., 2023/231 K.

DAVA TARİHİ : 23.10.2014

KARAR : Davanın kabulü

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : Zonguldak 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2017/558 E., 2017/494 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde, alt işveren firmalarda çalıştığını ve iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle feshedildiğini ancak kendisine kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının ödenmediğini, asıl işveren alt işveren ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal zamanaşımı süresinde açılmadığını, müvekkili Kurumun asıl işveren olduğu yönündeki iddianın tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının çalıştığı dönemlere ait kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretlerinin tamamını tahsil ederek işten ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2017 tarihli ve 2014/950 Esas, 2017/410 Karar sayılı kararı ile; davacının yaptığı temizlik işinin yardımcı iş olduğu, davalının asıl işveren olarak sorumlu olduğu ve davacının iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiği gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2019 tarihli ve 2018/850 Esas, 2019/842 Karar sayılı kararı ile; davalının asıl işveren olarak sorumlu olduğu ve davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kanıtlamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 25.02.2021 tarihli ve 2020/4698 Esas, 2021/5143 Karar sayılı ilâmı ile; taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının muvazaa iddiası yönünden daha önce açılan davada muvazaa tespitine dair kesinleşen kararın ve temyiz aşamasında sunulan yıllık izin talep dilekçelerinin davacı asılın da beyanı alınarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek bozma ilâmından sonra toplanan kanıtlar ve 19.06.2023 tarihli ek bilirkişi raporuna dayanılarak ve davacının talebiyle bağlı kalınarak ayrıca davacı tarafça ileri sürülen muvazaa iddiasının ve bu kapsamda muvazaa ilişkisinin Yargıtayın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen dava ile kanıtlandığı gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; ihale ile başkalarına yaptırılan işin anahtar teslimi işi olduğunu ve davalıya husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olup husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı Kurum ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, davalının işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriği, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 53 ve 59 uncu maddeleri, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen uygulanmakta olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,18.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.