Logo

9. Hukuk Dairesi2023/19366 E. 2023/20354 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işverenin grev kırıcı eylemlerde bulunup bulunmadığının tespiti ve bu eylemlerin önlenmesi talebiyle açılan davada, grevin sona ermesiyle hukuki yararın ortadan kalkıp kalkmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuki yararın dava şartı olduğu ve hükmün kesinleşmesine kadar mevcut olması gerektiği, somut olayda ise dava devam ederken grevin sona ermesiyle davacı sendikanın, davalı işverence grev kırıcı eylemlerde bulunulduğunun tespiti ve sataşmanın önlenmesi talebi bakımından hukuki yararının kalmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3050 E., 2023/3380 K.

DAVA TARİHİ : 30.01.2023

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/77 E., 2023/889 K.

Taraflar arasındaki tespit ve sataşmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, davalı işverenin grev süresince birtakım grev kırıcı eylemlerde bulunduğunun tespitine, grev sona erdiğinden diğer talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Atışkan Yapı ve Endüstriyel Alçı Ürünleri Sanayi Ticaret AŞ ünvanlı işyerindeki işçilerin 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51 inci maddesi uyarınca anayasal haklarını kullanarak sendikal tercihlerini Kristal-İş Sendikasından yana kullandıklarını, ... iradeleri ile müvekkili Kristal-İş Sendikasına üye olduklarını, müvekkili Sendikanın işçilerinin yasal haklarını aramak amacıyla 30.06.2022 tarihinden itibaren grevde olduklarını, davalı işverenin hukuka aykırı şekilde grev kırıcılığına yönelik faaliyetlerde bulunduğunu, greve katılan işçiler yerine başka işçiler çalıştırıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı işverenlikte dava tarihine kadar grev kırıcılığına yönelik ve mevzuata aykırı yapılan uygulamaların tespiti ile sataşmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların tamamının gerçek dışı ve ispattan uzak olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 68 inci maddesindeki şartlar ve hâllerin oluşmadığını, bugüne kadar herhangi bir işçiye karşı herhangi bir sendikaya üye olma veya olmama, herhangi bir sendikanın faaliyetlerine katılma veya katılmama, herhangi bir sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılma yönünde baskı, yönlendirme ve ... gerçekleşmediğini, bunun yanında grev süresince greve katılan işçilerin yerine hiçbir şekilde başka işçi çalıştırılmadığını, greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçen işçilerin sadece kendi görev kapsamlarına giren işlerde çalıştırıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gelen yazı cevaplarına göre grevin 02.05.2023 tarihi itibarıyla sona erdiğinin bildirildiği, 13.04.2023 tarihinde yapılan keşifte işyerindeki grev devam ederken yapı kimyasal bölümünde yer alan kırma/eleme bölümünde, kırma bölümünün devamında yer alan kalsitten elde edilen yarı mamul toz ile kimyasal maddelerin karıştırıldığı bölüm olan dozajlama mikser bölümünde çalışan işçiye rastlandığı, 6356 sayılı Kanun'un 68 inci maddesine aykırı şekilde grev yasaklarının ihlal edildiği, yasaklara aykırı faaliyetlerde bulunulduğu, greve katılan işçiler yerine başka işçilerin çalıştırıldığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı işverenin grev süresince birtakım grev kırıcı eylemlerde bulunduğunun tespitine, grev sona erdiğinden diğer talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, cevap dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen sebeplerle ve kararın isabetli olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; cevap ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı işveren tarafından grev kırıcı eylemlerde bulunulup bulunulmadığı ile somut olayda hukuki yararın devam edip etmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6356 sayılı Kanun'un “İşçi alma ve başka işe girme yasağı” kenar başlıklı 68 inci maddesi şöyledir:

"(1) Kanuni greve katılan, greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçip de grev nedeniyle çalıştırılamayan ve kanuni lokavta maruz kalan işçilerin iş sözleşmeleri grev ve lokavt süresince askıda kalır.

(2) İşveren, grev ve lokavt nedeniyle iş sözleşmeleri askıda kalan işçilerin grev veya lokavtın başlamasından önce işleyen ücretlerini ve eklerini olağan ödeme gününde ödemek zorundadır. Ödemeyi yapacak personel de bunun için çalışmakla yükümlüdür. Aksi hâlde 65 inci maddenin beşinci fıkrası hükmü uygulanır.

(3) Grev ve lokavt süresince iş sözleşmeleri askıda kalan işçilere bu dönem için işverence ücret ve sosyal yardımlar ödenemez, bu süre kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Toplu iş sözleşmelerine ve iş sözleşmelerine bunların aksine hüküm konulamaz."

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 ve 115 inci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava şartı, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi ve esasa ilişkin bir hüküm verebilmesi için gerekli şart olarak tanımlanmaktadır. Hukuki yarar da açıkça 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde genel dava şartları arasında sayılmıştır. Hukuki yarar, dava ikamesiyle mahkemeye yöneltilen talebin esası hakkında incelemede bulunulabilmesi ve esasa ilişkin karar verilebilmesi için varlığı aranan olumlu bir dava şartı olarak kabul edilmektedir (..... ..., ...., ..., Medenî Usul Hukuku, Ankara, 2022, s.332, 338; Hakan Pekcanıtez, Muhammet Özekes, ... Akkan, ...., Medeni Usûl Hukuku, Cilt II, İstanbul, On Beşinci Baskı, 2017, s.927, 947).

3. Bir dava şartı olarak hukuki yararın varlığını kabul etmek için davacının, mevcut hukuki durumunu değiştirecek ve iyileştirecek bir hükme ihtiyaç duyması gerekir (Emel Hanağası, Davada Menfaat, Ankara, 2009, s.155, 344). Davacının bu ihtiyacı kişisel, güncel ve hukuki nitelikte olmalıdır. Hukuki yararı dava şartı olarak düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin gerekçesinde de bu husus açıkça vurgulanmıştır.

4. Bir kişinin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez. Diğer taraftan bir dava şartı olan hukuki yarar, kararın kesinleşmesine kadar yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir husustur.

5. İnceleme konusu davada; davacı vekili tarafından grev icra edildiği sırada davalı işveren tarafından grev kırıcılığına yönelik eylemlerde bulunduğu iddiasıyla dava tarihine kadar grev kırıcılığına yönelik ve mevzuata aykırı yapılan uygulamaların tespiti ile sataşmanın önlenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

6. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında yürütülen toplu görüşme sürecinde anlaşma sağlanamaması üzerine davacı Sendika tarafından 16.06.2022 tarihinde grev kararı alındığı ve 30.06.2022 tarihinde grevin uygulanmaya başlandığı, 30.01.2023 tarihinde de eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Dosya kapsamına göre 02.05.2023 tarihi itibarıyla greve son verildiği anlaşılmaktadır.

7. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere hukuki yarar bir dava şartı olup hüküm kesinleşinceye kadar davada hukuki yararın mevcut olması gerekmektedir. Somut olayda ise dava devam ederken grevin son bulduğu anlaşıldığından, davalı işverence grev kırıcı eylemlerde bulunulduğunun tespiti ve sataşmanın önlenmesi talebi bakımından davacı Sendikanın hukuki yararı kalmamıştır. Bu itibarla anılan talep bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.