Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2140 E. 2023/2702 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediye ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının belediye işçisi olarak kabul edilip, fark alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, muvazaalı olduğu tespit edilen hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmadığının ve davaya dayanak yapılan muvazaa raporu kapsamında olmadığının anlaşılması, ayrıca benzer bir uyuşmazlıkta verilen Yargıtay kararının yeniden değerlendirilmesi sonucu hatalı olduğunun tespiti üzerine, mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2756 E., 2022/1628 K.

DAVA TARİHİ : 30.10.2015

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 26. ... Mahkemesi

SAYISI : 2015/571 E., 2022/303 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin davalı ... bünyesinde ... AŞ işçisi olarak çalıştığını, davalı ... ile ... AŞ arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (...) ... Müfettişlerince ... AŞ ve ... İnş. Ltd. Şti. bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa raporunda alt işverenler ... AŞ ve ... İnş. Ltd. Şti.’nin fiili olarak işveren sıfatı bulunmadığı, gerçek işverenin davalı ... olduğu, anılan Şirketlerle davalı ... arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı, bu nedenle işçilerin özlük haklarının yeniden düzenlenmesi ve geçmişe dönük haklarının iade edilmesi gerektiğinin tespit edildiğini; söz konusu raporun hukuka aykırılığının tespiti için ... Anadolu 24. ... Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada; Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun kabulü ile davanın reddedildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin özlük haklarının başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük tüm alacaklarının belirlenmesi gerektiğini beyanla fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark fazla çalışma, ödenmeyen fazla çalışma yol yardımı, sorumluluk primi, yemek yardımı, giyim yardımı ile sosyal paket yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili Belediye işçisi değil, ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ... AŞ işçisi olduğunu, davacı yanca dayanak kılınan ... ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı raporuna karşı açılan ... Anadolu 24. ... Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında verilen kararın uygulanmasının olanaksız olduğunu ayrıca kararın kesinleşmediğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesi uyarınca kamusal ihtiyaçların ihale yoluyla üçüncü kişilere gördürülebileceğinin düzenlendiğini, ... AŞ'nin farklı bir şirket merkezi, farklı karar mekanizmaları olduğunu, Şirketin işleyişi ve çalışma şartları gibi konularda müvekkili Belediyenin hiçbir müdahalesi bulunmadığını, işverenin denetim hakkı bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kesinleşen ... Anadolu 24. ... Mahkemesinin 2016/130 Esas, 2017/432 Karar sayılı dosyasında verilen karar uyarınca davalı ... ile ... AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olup kısmi dava olarak kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğunu, her bir alacak kalemine dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasını talep ettiklerini, ... Anadolu 24. ... Mahkemesinde görülen davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilerek yaklaşık 3 yıl boyunca davanın sürüncemede kalması, akabinde de davanın kısmi dava olarak kabul edilmesiyle alacağın büyük bir kısmının zamanaşımına uğramasına sebep olunduğunu, muvazaa olgusunun sabit olduğunu, ilk dava açıldığında belirli olmayan alacaklar açık ve belirliymiş gibi kabul edilerek gelinen noktada bir de davalıya karşı vekâlet ücreti ödemeye mahkum edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; husumet nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, davacının dava dışı ... AŞ işçisi olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını, dava şartının oluşmadığını, Mahkeme tarafından hakkın kötüye kullanılması hususu değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, Belediye bünyesinde davacı ile aynı işi yapan kadrolu işçi bulunmadığını, yapılan işin muvazaalı olup olmadığı yönünden Mahkemece inceleme yapılmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, toplu ... sözleşmesi olan yerde muvazaadan söz edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava dilekçesinde davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtilmediği, davacının çalışma süresi boyunca aynı mahiyette personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında şoför olarak çalıştığı, ... tarafından dava dışı Şirket nezdinde yapılan teftiş ile 12.12.2012 imza tarihli ve 01.01.2013-30.....2014 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan 80 adet şoför çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğu hususunun yargı kararı ile kesinleştiği, dava dışı Şirketin davalı Belediyeden ayrı bir organizasyondan, uzmanlıktan ve hukuksal bağımsızlıktan yoksun olduğu, davalı Belediyenin işçilerini kendi bordrosunda gösterme dışında bir fonksiyon üstlenmediği, yönetim hakkının davalı ... tarafından kullanıldığı, eldeki davaya benzer nitelikte bir uyuşmazlıkta Yargıtay 9. Hukuk Dairesince verilen 2022/7449 Esas, 2022/8349 Karar sayılı karar gerekçe gösterilerek davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu kabulünde isabetsizlik bulunmadığından bahisle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalının tarafı olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun (4735 sayılı Kanun) 8 nci maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 67 ve 70 nci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları ile 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince ... ... Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenmiş 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa raporunun geçersizliğinin tespiti talebiyle açılan davada Şişli Belediye Başkanlığı ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair tespitin Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, buna göre davacının dava dışı Şirket nezdinde geçen çalışmaları yönünden başlangıçtan itibaren davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

3. 4857 sayılı Kanun'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında asıl işveren alt işveren ilişkisi tanımlanmıştır. Muvazaa ise 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tâbidir. İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir.

4. 5393 sayılı Kanun’un 67 nci maddesi ile Belediyelerin asıl işlerini sekizinci fıkradaki sınırlamalar olmaksızın alt işverenlere verebileceği düzenlenmiş olup bu hüküm uyarınca Belediyenin maddede yazılı asli işlerinin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren ... olup olmadığına bakılmaksızın üçüncü kişilere gördürülmesi mümkün kılınarak 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine istisna getirilmiştir.

5. 11.09.2014 tarihli ve 29116 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun ile 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile 4735 sayılı Kanun'un 8 nci maddesinde yapılan değişiklikler ile de personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmelerinin yapılabilmesine imkân tanınmıştır.

6. 5393 sayılı Kanun’un 70 nci maddesinde de “Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usûllere göre şirket kurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

7. Belirtilen düzenlemeler dikkate alındığında davalı Belediyenin görevi kapsamına giren işlerin hizmet alım sözleşmesi ile gördürülmesinin ve belediyelerce şirket kurulmasının yasal olarak mümkün olduğu; kurulan bu şirketlerden hizmet alımı kanuna aykırı olmadığı gibi bu hususun ... başına muvazaaya delil de teşkil etmediği sonuçlarına ulaşılmaktadır.

8. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine esas teşkil eden ... ... Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenmiş 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa raporunun dosyada bulunmadığı ancak aynı gün Dairemizce incelen ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi 2021/34 esas sayılı dosyası ekinde bulunan ... ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı raporu ekleri üzerinde yapılan incelemede; muvazaalı olduğu kesinleşen 12.12.2012 imza tarihli ve 01.01.2013-30.....2014 tarihleri arasındaki dönemde 80 adet şoför çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesinin kapsamında çalışan işçilerin isimlerinin liste hâlinde açıklandığı ve davacının söz konusu işçiler arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, davaya dayanak muvazaa raporu kapsamında olmayıp aksine, ücret bordrolarına göre ... ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı raporunda muvazaalı olmadığı tespit edilen otobüs kiralama hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışmıştır. Diğer taraftan Bölge Adliye Mahkemesi kararında geçen Dairemizin 2022/7449 Esas, 2022/8349 Karar sayılı dosyasında yapılan değerlendirmenin, yeniden incelendiğinde, yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu hâlde davanın reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan sebeplerle yeterli inceleme yapılmadan kesinleşmiş muvazaa tespitine dayalı olarak verilen İlk Derece Mahkemesi kararı ve bu karara karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.