"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 01.07.2009-20.08.2014 tarihleri arasında bulaşıkçı ve mutfak görevlisi olarak çalıştığını, işveren vekili tarafından mobbing (psikolojik taciz) uygulanması, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) gerçek ücreti üzerinden bildirim yapılmaması, primlerinin düşük ödenmesi, fazla çalışma, resmî bayram ve genel tatil günleri ücretlerinin ödenmemesi, yıllık izinlerinin kullandırılmaması sebebiyle davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, davanın Ağustos 2014 döneminden 20 günlük ücret alacağının henüz ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı M.. B.. vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili İdarenin çalışanı olmadığını ve müvekkili İdarenin ihale makamı konumunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Palmiye Yemek Üretim Temizlik Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (Palmiye Şirketi) yasal süresinde davaya cevap vermemiş, vekili tarafından yargılama aşamasında davacının müvekkili Şirket nezdinde 13.07.2012 tarihinde çalışmaya başladığını, 2009 yılında Şirkette çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2016 tarihli ve 2014/479 Esas, 2016/251 Karar sayılı kararı ile; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu ve işçilik alacaklarından müştereken müteselsilen sorumlu oldukları, hizmet süresinin 2 yıl, 3 ay, 20 gün olduğu; davacının davalı işveren işçisi olarak çalışmakta iken ücret alacaklarının ödenmemesi ve SGK'ya düşük ücret üzerinden bildirim yapılması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı, dosya kapsamına göre sübut bulan fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bilirkişi raporunda hesaplanan tutarlarda indirim uygulanarak hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 09.12.2020 tarihli ve 2016/34369 Esas, 2020/17886 Karar sayılı ilâmı ile; davalı Palmiye Şirketi gerekçeli temyiz dilekçesini süresinde vermediğinden kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda, yerinde bulunmayan bozma isteğinin reddine ve davalı M.. B..nın ise diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre ve davacı ile aynı dönem davalı işveren nezdinde çalışan davacı tanık beyanlarına itibarla davacının son ücretinin net 950,00 TL olduğu, davacı tanıklarının davalı işyerinde 2014 yılı öncesine ait çalışmaları bulunmadığından fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerine ilişkin hesaplamanın davacı tanıklarının çalıştığı süreyle sınırlı olarak yapılması gerektiği, davacı tanıklarının davalı işyerinde çalıştıkları hizmet süresi aşılarak yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kapsamında bilirkişi raporu aldırıldığı, davacının talebi üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığına müzekkere yazıldığı ve cevabi yazıda yemek saatlerinin bildirildiği, ancak davacının fiili çalışmalarına dair somut veri gönderilmediği, ayrıca söz konusu evrakın bozma öncesi dosya muhteviyatında olduğu, bozma ilâmına uymakla taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek söz konusu belgeye itibar edilmesinin mümkün olmadığı, Davacının davalı Bakanlığa bağlı olarak İstanbul Boğaz Komutanlığına ait yemek işini yürüten diğer davalı Şirketi nezdinde bulaşıkçı mutfak personeli olarak çalıştığı, hizmet süresinin 2 yıl, 3 ay, 20 gün olduğu, davacının davalı işveren işçisi olarak çalışmakta iken ücret alacaklarının ödenmemesi ve SGK'ya düşük ücret üzerinden bildirim yapılması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı, dosya kapsamına göre sübut bulan fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bilirkişi raporunda hesaplanan tutarlarda indirim uygulanarak hüküm altına alındığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; Deniz Kuvvetleri İstanbul Boğaz Komutanlığına yazılan müzekkereye verilen cevapta sabah kahvaltısının 06.00-07.00, öğle yemeği zamanının 12.00-13.00 ve akşam yemeği zamanının ise 18.00-19.00 saatleri arasında olduğunun bildirildiğini, buna göre müvekkilinin farklı bir çalışma sisteminde görev yaptığının düşünülemeyeceğini, 2012-2013-2014 yıllarında da davalılar bünyesinde çalıştığı sabit olan müvekkilinin 2014 yılı öncesinde bildirilen yemek saatlerinde çalıştığını, bulaşıkçı olarak çalışan davacının yemek saati biter bitmez çalışmayı bırakmadığını, hesaplamaya dayanak ücret ve giydirilmiş ücret ile yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı ve ulusal bayram ve genel tatil ücretine yönelik tespit ve hükümlerin kanuna aykırı olduğunu belirterek Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı M.. B.. vekili; davanın sadece eda davası değil tespit davası niteliği de bulunduğunu, davacının işvereni ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi olan başka bir kamu kurumu olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bozma ilâmı ile davacı lehine kazanılmış kak oluşmadığından yemek ve çay molaları gözetilmeyerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davalı Palmiye Şirketi vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, müvekkili Şirkette fazla çalışma yapılmadığını, yapılsa da yapılacak çalışmaya ilişkin önceden muvafakat alındığını ve karşılığı ücretin bordroya yansıtılarak ödendiğini, beyanı esas alınan tanık anlatımlarının çelişkili olduğunu, ödemelerin banka aracığıyla yapılması ve davacı taraça itiraz olmadan tahsil edilmiş olması karşısında ücret bordrolarına itibar edilmesi gerektiğini, davacının yıllık izin alacağı bulunmadığını, kanuni düzenlemeler uyarınca sorumluluğun davalı Bakanlıkta olduğunu belirterek Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ücreti ile fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin tanıkların çalışma süresi ile sınırlı şekilde hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 44 ve 47 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz nedenlerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı P.. Ş..'ne yükletilmesine,
Davalı M.. B.. harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.